Dairenin kararına göre, Gaziantep Nizip’te yaşayan Y.K. işe gitmeyen oğlu ile tartıştı. Bu sırada mağdur oğul, babasına “Evden çıkmamı mı …
Dairenin kararına göre, Gaziantep Nizip’te yaşayan Y.K. işe gitmeyen oğlu ile tartıştı. Bu sırada mağdur oğul, babasına “Evden çıkmamı mı istiyorsun, evden giderim, sokaklarda yatarım, her türlü pisliği yaparım, uyuşturucuya da başlarım, eve gelmem, ölümü bulursun” diyerek evden ayrılmaya çalıştı.
Y.K, evden kaçarak, uyuşturucu kullanıp suç işleyeceğini düşündüğü oğlunun ellerini, ayaklarını ve vücudunu hareket ettiremeyecek şekilde zincir ve iple bağladı.
Olayın ardından baba hakkında Nizip 2. Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldı.
YEREL MAHKEME KARARI VERDİ
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucu sanık babaya, Türk Ceza Kanunu (TCK) 109/2’nci maddede belirtilen “cebir, tehdit veya hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası verildi.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dava dosyası Yargıtay 8. Ceza Dairesine geldi. Temyiz istemini görüşen daire, yerel mahkemenin kararını, “fazla ceza tayini ve takdiri indirim uygulanmaması” nedeniyle bozdu.
Dairenin kararında, sanık babanın “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma kastı” ile hareket edip etmediğinin yerel mahkemece değerlendirilmediği ve sanığın eylemini, mağdurun suç işlemesini engellemek amacıyla gerçekleştirmesinin gözetilmediği ifade edildi.
Bu nedenle verilen cezada “haksız tahrik indirimi”nin değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği belirtildi.
Kararda ayrıca, mağdur çocuğun babası ellerini bağlarken mukavemet etmediği ve sanığın da herhangi bir cebir tehdit ve hile olmaksızın eylemi gerçekleştirdi vurgulanan kararda, bu nedenle TCK 109/2 maddesi yerine TCK 109/1’inci maddesi uyarınca ceza verilmesi gerektiği, bunun fazla ceza tayini olduğu kaydedildi.