Türkiye, iklim kriziyle mücadelede hayati önem taşıyan Paris İklim Anlaşması’nı, imzalandıktan beş yıl sonra Meclis’te onayladı. Böylece …
Türkiye, iklim kriziyle mücadelede hayati önem taşıyan Paris İklim Anlaşması’nı, imzalandıktan beş yıl sonra Meclis’te onayladı. Böylece anlaşmayı onaylayan 192. ülke oldu. Ancak sadece anlaşmanın onaylanması iklim kriziyle mücadelede yeterli değil.
Türkiye’nin anlaşma kapsamında verdiği taahhütleri iyileştirmesi, kömür ve kömüre dayalı enerjiden çıkış için bir takvim belirlemesi ve enerji dönüşümü için hızla harekete geçmesi gerekiyor. Çevre aktivistleri harekete geçme çağrısında bulunarak uyarıyor: “Yol uzun, zaman dar.”
İYİ NİYETLİ HEDEFLER BELİRLENMELİ
Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz: Türkiye’nin önünde uzun ince bir yol var ama fazla zamanımız yok. Fosil yakıtlarla (kömür, petrol ve doğalgaz) vedalaşmak, enerji verimliliği ve net sıfır emisyon hedefleri için sivil toplumla birlikte gerçekçi bir yol haritası belirlemek gerekiyor.
Paris Anlaşması, Kyoto Protokolü gibi ülkelerin hedeflerini belirlemiyor. Anlaşmaya taraf ülkeler imza atarken verdikleri ve sera gazı emisyonlarını nasıl sınırlandıracaklarını gösteren ulusal katkı beyanlarıyla kendi hedeflerini belirliyor. Türkiye de 2016 yılında verdiği Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı’nda, 2012 yılında 430 milyon ton olan toplam sera gazı emisyonlarını, 2030 yılına gelindiğinde 929 milyon tonun altında tutma sözü vermişti. Bir başka deyişle emisyonlarını iki katından fazla artırabileceğini söylemişti. Bu oldukça zayıf bir hedefti ve Türkiye’nin ekonomik sisteminde hiçbir değişikliğe gitmeden bu hedefe ulaşılabileceğini o zaman da söyleyip eleştirmiştik.
2018 yılına gelindiğinde Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonlarının 506 milyon tonda kaldığı düşünülürse yanılmadığımızı söylebiliriz. O nedenle bu beyanın güncellenmesi gerek. Anlaşma koşullarından biri de zaten beş yılda bir beyanların güncellenmesi. Türkiye iyi niyetli, sorumluluğuna uygun bir hedef belirlemeli, bunu da sivil toplumun görüşünü alarak yapmalı.”
DOĞRU POLİTİKAYLA MİLLİ GELİR ARTABİLİR
Aralarında Doğa Derneği ve TEMA’nın da bulunduğu 15 sivil toplum kuruluşu da anlaşmanın onaylanmasına ilişkin ortak basın açıklaması yaptı:
Türkiye, dünyada en fazla sera gazı emisyonuna neden olan ülkeler arasında 16. sırada ve kişi başı emisyonları her gün artıyor. Sera gazı emisyonlarının azaltımı için öncelikle, Türkiye’nin 2053 yılına kadarki süreci kapsayacak kısa vadeli iklim hedefleri belirlemesi gerekiyor. Paris Anlaşması’nın 1.5 derece hedefiyle uyumlu politika geliştirebilmek için, halihazırda sera gazı emisyonlarında artıştan azaltımı öngören Ulusal Katkı Beyanı’nı diğer ülkeler gibi gözden geçirmesi ve daha iddialı emisyon azaltım hedefleri sunması bekleniyor.
Türkiye’nin yeni iklim politikası doğrultusunda sera gazı emisyonlarının azaltımı için yeni eylem planlarının hazırlanacak sektörler arasında, iklim değişikliğinde en büyük etkiye neden olan enerji sektörü başta geliyor. Türkiye’nin fosil yakıtlardan aşamalı olarak çıkması, mevcut fosil yakıt destek ve teşviklerini sonlandırması ve tüm kamu kaynaklarını güneş ve rüzgâr başta olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımlarına, bunun için gerekli altyapı çalışmalarına ve tüm kesimleri kapsayacak adil dönüşüm planlarına ayırması öncelikli konular olarak ortaya çıkıyor. Bilimsel araştırmalar, Türkiye’nin aktif bir iklim politikası yürütmesi halinde milli gelirinin yüzde yedi artacağını gösteriyor.