Ankara’da MHP’nin kurucu ismi Alparslan Türkeş’i anma etkinliği sırasında saldırıya uğrayan isimlerden birisi olan Keçiören Belediye Başkanı …
Ankara’da MHP’nin kurucu ismi Alparslan Türkeş’i anma etkinliği sırasında saldırıya uğrayan isimlerden birisi olan Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un ablası Günaydın Altınok Altınel, o gün yaşananlara dair gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu’na konuştu.
Barış Terkoğlu’nun “Saldırıya uğrayan başörtülü ülkücü” başlıklı yazısında Altınel’in aktardığına göre, saldıranlar arasında bulunan MHP Ankara İl Başkanı Turgay Baştuğ’un belinde silah vardı.
“Gözümle gördüm, MHP İl Başkanı’nın belinde silah vardı” diyen Günaydın Altınok Altınel, tepkisini “Protokoldeydim. En az 50 kişilerdi. Utanç tablosuydu. Ne Türkeş’e yakışıyor ne ülkücülere yakışıyor” diyerek dile getirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu evladı gibi sevdiğini söyleyen Altınok Altınel, “Onu da aradım olay yerinden. O da cevap vermedi. Sonra akşam aradım. Koruması açtı, ‘Söyleyeceğim abla’ dedi” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan randevu istediğini belirten Altınel, “Turgut’a da (kardeşi) aynısını yaptılar. Gördükleri yerde taşladılar. Bir partinin başkanı bir belediye başkanını (Mansur Yavaş) tehdit ediyor. Nerede devletimiz nerede emniyetimiz!” diye konuştu.
Terkoğlu’nun yazısı şöyle:
“Takım elbiseli adamlar baskına gidiyor. Yumruk yetmiyor. Demir sopalarla öldüresiye vuruyorlar.
MHP’lilerin bastığı toplantıdan söz ediyorum. Alparslan Türkeş’in doğum günü için ailesinin kurduğu vakıf anma düzenlemişti. Saldırıdan sonra ayak altında ezilmiş Türkeş resimleri kaldı.
Görüntülerde olayların ortasında başörtülü bir kadın gözüme çarptı. AKP’li Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un ablası Günaydın Altınok Altınel’di. Turgut Altınok’un eski ülkücü olduğunu, Devlet Bahçeli ile ters düşerek MHP’den ayrıldığını biliyordum. Ablası da aynı kaderi paylaşmıştı.
Saldırı sonrası Günaydın Hanım’ı aradım. Neler olduğunu sordum.
“Orası siyaset üstü bir vakıf. Türkeş’i seven herkes toplanmıştı. Oğlumla gittim. Protokoldeydim” diye başladı Günaydın Altınok. “Dışarıda bayağı polis vardı” diye devam etti.
Saygı duruşundan sonra Türkeş’in ruhuna Kuran okunması başlamış. Anlatırken “Sinirlerim bozuluyor, tansiyonum yükseliyor” diyor Günaydın Hanım, gözyaşları akıyor.
“En az 50 kişilerdi. Utanç tablosuydu. Ne Türkeş’e yakışıyor ne ülkücülere yakışıyor” ifadeleriyle yorumluyor yaşadıklarını.
“Önce Mahmut Öztürk’e (eski milletvekili), Ali Uzunırmak’a (Eski Ocak Başkanı) giriştiler. Bayrakların arka demir tarafıyla, Bosnalılara saldıran Sırplar gibi vuruyorlardı. 80 yaşındaki Mahmut Ağabey’in kafasından kan boşaldı” sözleriyle aktarıyor o kan revan görüntüyü.
“Yaşlı insanları kanlar içinde tuvalete sakladık. Polisi aradım, gelsinler diye, gelmediler.”
SOYLU’YU DA ARADIM
Günaydın Hanım, Süleyman Soylu’ya verdiği destekle biliniyor. Sosyal medya profilinde Soylu ile fotoğrafı var. Soylu’nun duruşunu sordum:
“Süleyman Soylu’yu 25-30 senedir evladım gibi severim. Onu da aradım olay yerinden. O da cevap vermedi. Sonra akşam aradım. Koruması açtı, ‘Söyleyeceğim abla’ dedi.”
Günaydın Hanım, bir ismi daha aramış: “Bu sabah Kılıçdaroğlu’ndan randevu istedim. Ona da gideceğim, anlatacağım. Turgut’a da (Kardeşini kastediyor) aynısını yaptılar. Gördükleri yerde taşladılar. Bir partinin başkanı bir belediye başkanını (Mansur Yavaş) tehdit ediyor. Nerede devletimiz nerede emniyetimiz!”
BELİNDE SİLAH VARDI
Günaydın Hanım, bir ayrıntıya dikkat çekiyor: “Gözümle gördüm, MHP İl Başkanı’nın belinde silah vardı.”
Sadece bu kadar değil. Bir detaydan daha bahsediyor:
“Salonda yukarıda MHP’nin encümen azası da vardı. Belli ki gözlemeye gelmiş.”
Saldırıya uğrayan isimlerin Türkeş için önemini şöyle anlatıyor: “Başbuğun birlikte yürüdüğü, aynı koğuşta hapis yattığı kişiler. Orada Türkeş’in hatırasının beline de vuruldu. Büyüklere saygı partiler üstüdür.”
Saldırganların ülkücülüğünü sorguluyor Günaydın Altınok: “Ülkücüyüz dediler. Türkeş’in posterini, Türk bayraklarını yerlere attılar. Eğer ki o salona giren eşkıyaların birazcık kanı olsaydı şehidin abisine vurmazlardı. Bülent Yahnici’yi de dövdüler. Onun kardeşi ülkücü şehitlerden (Ercüment Yahnici’yi kastediyor).”
Günaydın Altınok, saldırı sonrası birçok yaralı olduğunu anlattı: “Çok yaralı vardı. Bakmayın bizimkiler ortaya çıkmadı. 50-55 yaşında bir kadının kolu çatlamış, rapor almış. Beni iteklediler, darp ettiler. Araya girmeye çalıştım. Birisinin tırnağı göğüs kısmıma geldi.”
SONRA DA TEHDİT
MHP’de olmadan da ülkücü olunabileceğini savunuyor Günaydın Altınok: “Devlet Bahçeli, DSP ile ittifak yapmadı mı? Rahşan Ecevit’in kurt-kuş açıklamalarına susmadı mı? O gün ülkücü, o gün milliyetçi değiller miydi? Devlet Bahçeli ülkücüleri dağıttı. MHP şimdi Gökçek’in değnekçileriyle dolu.”
Günaydın Hanım, Erdoğan’a da çağrıda bulunuyor:
“Bu mafyacılar, bardan pavyondan toplanan adamlar AK Parti’nin geleceğini karartacak.”
Günaydın Hanım, Tuğrul Türkeş’in ailesinden farklı bir pozisyon almasını da eleştiriyor: “Ailesine sahip çıkmalıydı. Bahçeli ne demişti Tuğrul Türkeş gittiğinde? ‘Bir dağdan serçe uçmuş önemli değil’ dedi. Ona da aynısını yapmıştı.”
Günaydın Hanım’ın anlattığına göre sonra da olaylar bitmemiş: “Eve geldikten sonra Yenimahalle ilçeden aradılar. ‘Sosyal medyadaki görüntüleri ve yazıları çekin yoksa kötü olur’ dediler.”
Zorbalık çoğu zaman kendisini haklı gösterecek bir eylemle başlar. Büyüdükçe, hedefine yakınındakileri bile alır. Zorbalığın alenileşmesinin nedeni belki de sonunda kendisini yutacak büyüklüğe ulaşmasındadır.”