CHP Muğla Milletvekili Plan ve Bütçe Komisyon üyesi Süleyman Girgin, Milli Savunma Bakanlığı Bütçe görüşmelerinde ‘SADAT’la ilgili iddiaları …
CHP Muğla Milletvekili Plan ve Bütçe Komisyon üyesi Süleyman Girgin, Milli Savunma Bakanlığı Bütçe görüşmelerinde ‘SADAT’la ilgili iddiaları, Tank Palet Fabrikası’nı, yangınlarda TSK’nin soğutma çalışmalarına niçin katılmadığını sordu.
2012 yılında kurulan SADAT hakkında kurulduğu günden bugüne kamuoyunda çeşitli iddialar yansıdığını belirten Girgin, “Söz konusu kuruluş, uluslararası askerî faaliyetler yürüttüğünü kendisi belirtmektedir. SADAT AŞ’nin Suriye ve Libya başta olmak üzere, iç çatışma yaşanan ülkelerde çeşitli faaliyetler yürüterek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı davranışlarda bulunduğu iddiaları mevcuttur. Ayrıca, sivillere yönelik askerî eğitim vererek alternatif ordu oluşturduğu, paralı asker sağladığı ve yasa dışı silah sevkiyatında bulunduğu şeklinde iddialarla kamuoyunda sıkça karşılaşmaktayız” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“SADAT’a ait iddiaların özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin görev yaptığı ülkelerde geçiyor olması Türk Silahlı Kuvvetleri ve ülkemizin itibarına halel getirecek riskler barındırmaktadır. SADAT kurucusunun 2016-2018 yılları arasında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olması ve Afrin Harekâtı öncesinde yapılan Güvenlik Zirvesi gibi kritik zirvelere katılmış olması da bu iddiaların sorgulanmasını elzem kılmaktadır. Bu bağlamda, şunları sormak istiyorum: Türk Silahlı Kuvvetleri, SADAT’tan herhangi bir öneri ya da eğitim paketi almış mıdır? Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski başdanışmanı SADAT kurucusu ve başkanı hangi sıfatla Afrin Harekâtı öncesi gerçekleştirilen Güvenlik Zirvesi’ne katılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dönüşümünde SADAT’ın rolü nedir? SADAT’ın yurt içi güvenlik teşkilatları için önerileri olmuş mudur? SADAT’ın Suriye’ye silah taşıdığı iddiaları araştırılmış mıdır?”
AÇIK İHLAL VAR TANK PALET İHALESİ NENEN İPTAL EDİLMİYOR?
Girgin, Tank Palet Fabrikası olarak bilinen Sakarya Arifiye’deki 1’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü’nün devriyle ilgili olarak da “Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal yapısını yaralayan mevzuatlardan biri de Tank Paletin Katar ordusuna peşkeş çekilmesidir. Hatırlayım: ALTAY tankı seri üretim ihalesi 9 Kasım 2018’de BMC’ye verildi, ilk tankın on sekiz ay sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmesi gerekiyordu, tam otuz ay geçti, “Tank nerede?” diye sorduk. BMC ALTAY tankını üretebilsin diye Tank Palet Fabrikası beş kuruş bedelsiz Katar’ın büyük ortağı olduğu şirkete peşkeş çekildi, bununla da kalınmadı BMC’ye Karasu’da 2 milyon metrekare hazine arazisi, üstelik kamulaştırması da yapılarak tahsis edildi, bu da yetmedi üzerine değeri 1.5 milyar lirayı bulan süper teşvik verildi. Aradan yıllar geçti, elimizde ne ALTAY tankı var ne de Tank Palet Fabrikası var. O zaman soruyoruz: Tedarikini sağlayamamış, ön anlaşmaları yapamamış deneyimsiz bir şirkete, üstelik Katar’ın büyük ortağı olduğu şirkete Tank Palet ihalesi neden verildi? Bu kadar açık ihlal varken ihaleyi neden iptal etmiyorsunuz?” diye sordu.
Son olarak, 22 Ekim 2021’de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ALTAY tankının güç grubu motor ve transmisyonu için Güney Kore ile niyet beyanının imzalandığını duyurduğunu hatırlatan Girgin, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a “Güç grubu için başta ortak üretim konuşulurken Güney Kore’den hazır ürün tedarikine geçildiği basına yansıdı. Güney Kore’nin ortak üretim planından ABD’nin baskıyla vazgeçtiği doğru mudur Sayın Bakan?” diye seslendi.
MUĞLA YANARKEN TSK NİÇİN SOĞUTMA ÇALIŞMALARINA KATILMADI?
Temmuz ve ağustos aylarında yaşanan büyün orman yangınları felaketlerinde TSK’nin uçaklarının kullanılmamasına da tepki gösteren Girgin “Muğla günlerce cayır cayır yandı, yangınların dördüncü günüydü, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu Milas Ören’deki kriz merkezine geldi, yanında Sayın Muğla Valisi de vardı ve Sayın Soylu’ya ‘Azerbaycan’dan yangını söndürmek için askerler geliyor, peki niçin Türk Silahlı Kuvvetleri bu yangın söndürme ve soğutma çalışmalarında aktif olarak katılmıyor?’ diye sormuştum. Bakan bana yangın söndürme işinin profesyonel bir iş olduğunu, bu işin artık eskide kaldığını ve askerden sadece araç ve gereç desteğiyle, güvenlik için bin kişilik bir komando desteği aldıklarını söylemişti. Hemen ardından Sayın Bakan sizinle hatırlarsınız bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştik çünkü insanlar 5 litrelik bidonlarla yangın soğutma çalışmalarına katılırken, elleriyle toprak atarak yangın soğutma çalışmalarına katılırken, askerlerin yani donanımlı askerlerin niçin bu soğutma çalışmalarında yer almadığını size sorduğumuzda gerek Tarım ve Orman Bakanıyla gerekse Sayın İçişleri Bakanıyla görüşeceğinizi söylemiştiniz, sonra da döndünüz ve bu konu değerlendireceğinizi ifade etmiştiniz. Daha sonra İzmir Buca’da bir yangın çıktı ve Valinin talebi üzerine Türk Silahlı Kuvvetlerinin orada yangın soğutma çalışmalarına katıldığı şeklinde bir duyum aldık. Vali tarafından ancak bu çağrının yapıldığı söylendi bize, Muğla Valisinin niçin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne böyle bir çağrı yapmadığını anlamış da değiliz ama bu konuyla ilgili mutlaka bir değerlendirme yapmak ve önümüzdeki süreçle ilgili bir karar almak gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
EMEKLİ ASTSUBAYLARIN ÖZLÜK HAKLARI
CHP’li vekil, astsubayların özlük haklarıyla ilgili olarak “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hâlen görev yapan ve emekli astsubayların, aynı eğitim seviyelerine sahip olmalarına rağmen diğer meslek gruplarına göre göreve başlangıç ve derece kademeleri daha alt seviyede. Görevdeki ve emekli astsubaylarımızın bu mağduriyetleri giderilmeli, bu konuda Emekli Astsubaylar Derneğinden çok şikâyetler alıyoruz. Bu amaçla astsubaylarının emekliliklerine yansıyacak şekilde ek göstergenin verilmesi için bir çalışma var mıdır? Hâlen görevde olan ve emekli astsubaylarımızı da kapsayacak şekilde kıdemli astsubay tazminatı verilmesi yönünde bir talep var. Sınıf okullarında 18 yaş altında geçen sürelerin de fiilî hizmetten sayılması gerektiği yönünde bir talep var. Adi malul ve vazife malulü emekli astsubayların maddi durumlarının iyileştirilmesi için çalışmalar var mıdır?” diye sordu ve sosyal tesislerin tamamının subay ve astsubaylarca müşterek kullanılması sağlanması şeklinde bir talep olduğunu aktardı.
BEDELLİ ASKERLİK ÜCRETİ VE TECİL YAŞI İÇİN BİR ÇALIŞMA VAR MI?
Girgin, Bakan Akar’a son olarak bedelli askerlik ve asker hastaneler konusunda şu soruları yöneltti:
“2019 yılında 31 bin lira olan bedelli askerlik şu anda 43 bin liranın üzerine çıktı ve 2022 yılında da 46 bin lirayı aşacak. Söz konusu tutar asgari ücretin 16 katına yakın. Ülkemiz şartları açısından bu meblağ yüksek değil midir? Pandemi süresinde yaşanan yüksek istihdam kaybı da düşünüldüğünde bu rakamın eşitsizlik kaynağı yaratacağını düşünüyor musunuz?
Tecil yaşının 29’dan 22’ye düşürülmesiyle binlerce genç yoklama kaçağı ve bakaya durumuna düştü. Hâlihazırda yoklama kaçağı durumuna düşen kişi sayısı kaçtır? Askerlik tecil sürelerinin kademeli olarak ileri yaşlara çekilmesi için bir çalışma var mıdır?
Son cümlem: 600 binden fazla askeri olup da askerî hastanesi olmayan başka bir ülke var mıdır? Askerî hastanelerin yeniden açılması için bir çalışma yapılacak mıdır?”