İstanbul geceleri, kültür ve sanat etkinlikleri ile renkleniyor. SSM’de Nazan Ölçer’in vizyonuyla tiyatro ve müzik sahnede. “Müzede Sahne …
İstanbul geceleri, kültür ve sanat etkinlikleri ile renkleniyor. SSM’de Nazan Ölçer’in vizyonuyla tiyatro ve müzik sahnede. “Müzede Sahne” etkinliği başlamak üzere. Tilbe Saran, titreyen sesiyle bir metin okuyor, kelimeler, cümleler kopuk kopuk kalıyor aklımda: “Afganistan’da ölüm listelerinde yer alan Forum Tiyatro yapan 24 sanatçı arkadaşımızı oradan çıkarmaya uğraşıyoruz” derken hıçkırıklarını bastırıyor. Uzaklarda bir yerde havai fişek atılıyor, Boğaz’dan geçen gezi teknelerinden neşeli sesler bize kadar ulaşıyor. Tilbe Saran, “Tiyatroya aşkla bağlı olan herkes…” “Dünyayı ikiye bölmeye çalışıyorlar…” “Tiyatroyu oluşturan ekosisteme dikkatle bakmalıyız” gibi bir şeyler söylüyor, not alıyorum, alamıyorum, algılayamıyorum, İstanbul’dayım, kalbim Afganistan için atıyor, Fıstıklı Teras’ın büyüleyici atmosferi, orada yaşananlar, gerçeklik hangisi?
Tilbe Saran’ın okuduğu metin “Kelimelerimiz eylemimizdir. Şimdi ve Buradayız Aşkım!” diye bitiyor. Afganistan’da bir kadın burka giymediği için kurşunlanıyor. Sahnede Meltem Cumbul, kelimeler eylemi. Piyanoda Leos Janacek besteleri. Ben “Sevgili Milena” adlı oyunuyla cesur bir gösteri. İki saate yakın tek başına sahnede Franz Kafka’ya yazdığı aşk mektuplarını okurken bedenini yerden yere vuruyor. Kafka’nın mektupları Mert Fırat’ın sesinden. Sindirilmesi zor bir oyun. Kendi iç âlemime dalıyorum, yazdığım mektupları, ikili aşkları düşünüyorum. Bitiyor, alkışlar. İçeri geçiyor. Kimse yerinden kalkmıyor. Kimse konuşmuyor, bir tepkisizlik hali! Boğaz, trafik, eğlence yerleri dolup taşıyor. Sanat, tiyatro ve müzik… Trajedi… Dram… Her şey iç içe yaşanıyor!