Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün aldığı kararla tahliye edilen Bakırköylü Sanatçılar Derneği’nin (BASAD …
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün aldığı kararla tahliye edilen Bakırköylü Sanatçılar Derneği’nin (BASAD) kullandığı tarihi binanın CHP’ye ait olduğu ortaya çıktı. Bakırköy Belediye Meclisi’nin CHP’li üyesi avukat Cem Özbey, CHP Genel Merkezi’nin tapu iadesi için yargı süreci başlattığını açıkladı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü görevlileri, BASAD’ın yaklaşık 20 yıldır kullandığı, 1908’den bu yana da okul ve Bakırköy Halkevi olarak faaliyet gösteren tarihi binayı geçen cuma günü tahliye etmişti. Görevlilerin tarihi eser niteliğindeki tabloları sokağa atması ise tepki çekmişti. Polis eşliğinde sokağa atılan tarihi eserler, Bakırköy Belediyesi tarafından BASAD’a tahsis edilen Leyla Gencer Opera ve Balo Salonu’na taşınmıştı.
BELEDİYE MECLİSİ’NDE BASAD GÜNDEMİ
Bakırköy Belediye Meclisi’nin şubat ayı toplantısında, BASAD’ın tahliye edilmesi gündeme getirildi. CHP’li meclis üyesi avukat Cem Özbey, BASAD’ın kullandığı tarihi binanın 1950 yılında, Demokrat Parti döneminde CHP’nin el konulan malvarlığı içerisinde olduğunu kaydetti.
TAPU İADE VE TESCİL DAVASI AÇILDI
Binayı bakanlıktan geri almak için CHP Genel Merkezi’nin tapu iade ve tescil davası açtığını, yargı sürecinin devam ettiğini söyleyen Özbey, “Yargı sürecini kazandığımızda binayı tekrar BASAD’a tahsis edeceğiz” dedi.
“BASAD NEDEN BU BİNADAN ÇIKARTILIYOR?”
“BASAD neden bu binadan çıkartılıyor” sorusunu yönelten Özbey, “BASAD, şu anda Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak eğitim vermekte, 500’e yakın öğrencisi bulunmaktadır. Eğitim hayatı devam ederken 500 tane öğrenci, o kadar öğretmen ve çalışan tahliye edilerek ne amaçlanmak isteniyor? En azından eğitim yılı bitene kadar sabredilmesi gerekirdi” diye konuştu.
“SANATÇI FABRİKASI”
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün tahliye gerekçesi olarak binayı kütüphaneye dönüştürme kararını göstermesine ilişkin de Özbey, BASAD’ın yakın çevresinde üç tane kütüphane bulunduğunu hatırlatarak, “Sanatçı fabrikası olarak adlandırdığımız, Tarık Akanların, Münir Özkulların, Cem Karacaların, Cihat Tamerlerin tozunu yuttuğu, sanat yaptığı ve sanatçı yetiştirdiği bir okula neden tahammül edemiyorlar, bunu anlamakta zorlanıyorum” dedi.