Bu seferki Siyah Beyaz Beşiktaş ile alakalı değil, onu en başından söyleyelim. Çokça sinemayla, bir o kadar tutkuyla ve tabii ki Ankara ile …
Bu seferki Siyah Beyaz Beşiktaş ile alakalı değil, onu en başından söyleyelim. Çokça sinemayla, bir o kadar tutkuyla ve tabii ki Ankara ile alakalı… Ahmet Boyacıoğlu’nun yönettiği “Siyah Beyaz” adlı film 2009 yılında çekilmiş ve 2010’da vizyona çıkmıştı. Başlıca rollerini Tuncel Kurtiz, Şevval Sam, Nejat İşler, Erkan Can, Taner Birsel, Derya Alabora, Rıza Sönmez gibi isimlerin paylaştığı “Siyah Beyaz” başta Ankaralılar olmak üzere sinemaseverlerin ilgisine mazhar olmuş ve yurtdışında birçok festivale katılmış (Mannheim-Heidelberg Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü, Varna Love is Folly Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü ve Portekiz Festoria Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanmıştı) ama uzun zamandır piyasada bulunmayan bir filmdi. Şimdi, vizyona çıkışından 11 yıl sonra MUBI, filmi gösterime yeniden soktu.
Ankara’da Kuğulu Park’ın Cinnah’a bakan köşesinden çıkıp da kendinizi çaprazlama karşıya doğru attığınızda iki dakikada ulaşabileceğiniz bir mesafede olan Siyah Beyaz üstü galeri altı bar olan bir mekân. Yaz aylarında önce bahçede başlayan müzik ve muhabbet bir saatten sonra içeri taşınıyor ve haftanın hemen her gecesi canlı müziğin çalındığı mekân kelimenin tam anlamıyla dolup taşıyor. Hem de neredeyse 40 yıldır.
FARUK SADE’NİN SİNEMA TUTKUSU
İlk kez 1884 yılında kapılarını açan mekânın kurusucusu Faruk Sade artık hayatta değil ne yazık ki. 2016 yılında kanserle olan mücadelesini kaybettiğinden bu yana galeriyi ve barı şu sıralar eşi Fulya Sade ve kızı Sera Sade idare ediyor. Galeride bugüne dek yüzlerce sergi açıldı ama sanat, memleketimizde hâlâ hak ettiği karşılığı bulmadığından Faruk Sade galeriyi desteklemek amacıyla açtığı barın her santimetrekaresini başta sinema yıldızları ve yönetmenler olmak üzere sayısız portreyle donatmış. Zaten onu tanıyan herkesin bildiği şey sinemaya olan tutkusu. Öyle ki, galerinin hemen üst katındaki evinin en az iki odası ve tüm bir koridoru yıllardır büyük bir özenle arşivlediği DVD film koleksiyonuyla kaplı. 40 bine yakın filmin yer aldığı bu müthiş koleksiyonu bir kez görmüş ve hayretten bakakalmıştım; ne büyük bir emek, ne büyük bir sevgi… Öte yandan mekânın adı sinemadan değil, içeri giren herkesin hemen gördüğü büyük siyah beyaz şömineden geliyor bir rivayete göre; en azından bizim bildiğimiz bu.
GELECEK KUŞAKLARA BİR BELGE OLACAK
Uzun yıllardır Ankara Sinema Derneği’nin yöneticiliğini yapan ve Sade ailesinin kadim dostu Ahmet Boyacıoğlu da tıpkı Faruk Sade gibi has bir sinema ve Ankara tutkunu. Doktorluk kariyerini geri plana alıp sinemaya bodoslama dalan Boyacıoğlu ilk filmi olan “Siyah Beyaz”ı çektiğinde yıl 2009’du. Dostlarından kurduğu çok güçlü bir oyuncu kadrosuyla işe koyulan Boyacıoğlu son telefon konuşmamızda “Filmin görüntü yönetmeni Özgür Eken çekimler sırasında bana ‘Hiçbir şey olmasa bu film gelecek kuşaklara bir belge olacak’ demişti. Hakikaten de öyle; bu kadar uzun zamandır açık kalan ve değişmeyen mekân Türkiye’de belki bir iki tane daha ya vardır ya yoktur. Bu insanların, bu mekânın ve bu hikâyelerin anlatılması gerekiyordu” dedi. Haklıydı.
Ankaralı olun olmayın, Siyah Beyaz’a gitmiş olun olmayın (ben ilk kez 1989’da gitmiştim örneğin, hâlâ da fırsatım oldukça uğrarım); sinemayı seviyor, hayatın tadını çıkarmayı önemsiyorsanız şu sıralar yıllar sonra yeniden MUBI’de gösterilen “Siyah Beyaz”ı mutlaka izleyin.
