Zihinsel engelliler öğretmenliği yapan Sibel Balaç, sürgün ve mobbinge uğradığını söyleyerek 2018 yılında görevinden istifa etti. Balaç, aynı yıl …
Zihinsel engelliler öğretmenliği yapan Sibel Balaç, sürgün ve mobbinge uğradığını söyleyerek 2018 yılında görevinden istifa etti. Balaç, aynı yıl, Kanun Hükmü Kararname’yle (KHK) işinden ihraç edilen memur, öğretmen ve akademisyenlerin, Ankara’daki Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirdikleri “işimi geri istiyorum” eylemlerine katıldı.
Yüksel Caddesi’ndeki eylemcilerle birlikte 10 Aralık 2018’de gözaltına alınan Sibel Balaç, 18 Aralık’ta çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Adil yargılanma hakkının ihlal edilerek kendisine 8 yıl bir ay 15 gün ceza verildiğini öne süren Balaç, başta adil yargılanma koşullarının sağlanması olmak üzere, talepleri karşılanıncaya kadar ölüm orucuna başladığını duyurdu.
SD KART, ÖRGÜT ÜYELİĞİNE DELİL SAYILDI
Avukat Yılmaz’ın aktardıklarına göre, 10 Aralık’tan 3 ay önce de Ankara’daki AŞTİ’den gözaltına alınan Balaç’ın üzerinden, iddiaya göre bir SD kart çıkmıştı. Gözaltı sonrasında adli kontrolle serbest bırakılmasına rağmen, Balaç’ın üzerinden çıkan SD kart, 10 Aralık sonrasındaki yargılanmasında, terör örgütü üyeliği için delil sayıldı.
Balaç’ın avukatı Ceren Yılmaz, yargılama boyunca SD kartın aslının gösterilmediğini, kendilerine emniyetten ve adli emanetten, “elimizde yok” cevabının geldiğini belirtti. Yılmaz, SD kartın daha önce imajının alınmış olduğunun kendilerine söylenerek, kartın hiçbir zaman dosyaya getirilmediğini ve içeriğinde ne olduğu bilinmediğini vurguladı. Bu kartın, “örgüt üyeliği”ne delil sayıldığını ifade eden Yılmaz, “Ortada böyle bir kart yok. Ölüm orucundaki Balaç’ın ilk talebi de gerçek olmayan bir delil üzerinden yargılanmasına son verilmesidir” dedi.
“687 GÜN HÜCRE, 48 AY GÖRÜŞ CEZASI”
Sibel Balaç’ın taleplerinden birisinin de “keyfi hücre cezalarının ve görüş yasaklarının kaldırılması” olduğunu belirten Yılmaz, “Müvekkilimize hapishanede hak gasplarına karşı yürüttüğü mücadele nedeniyle 687 gün hücre cezası, 48 ay görüş cezası verilmiştir” diye konuştu.
Hapishane yönetiminin, ölüm orucuna başladığı için Balaç hakkında 9 soruşturma başlattığını açıklayan Yılmaz, “Disiplin cezaları Sincan Kadın Hapishanesi’nde çok keyfi bir şekilde, gerçek hiçbir gerekçe olmadan kesiliyor. Balaç’ın taleplerinden birisi de çok keyfi uygulandığı için, hücre cezasının kaldırılması yönünde” ifadelerini kullandı.
Balaç’ın talepleri arasında kitap ve dergi kısıtlamalarının kaldırılması, sohbet hakkının genelgeye uygun olarak uygulanması ve hasta tutukluların serbest bırakılması da bulunuyor.
Yılmaz ayrıca, Balaç’ın, ölüm orucuna başlamadan önce sesini duyurmak için gönderdiği mektupların yerlerine ulaştırılmadığını ancak ölüm orucuna başladıktan sonra mektuplarının gönderileceğinin kendisine bildirildiğini kaydetti. Yılmaz, Balaç’ın ölüm orucuna başlamasının temel sebebini, bu mektupların gönderilmeyip sesini duyurma hakkının elinden alınması olduğunu aktardı.