Resmî olmayan rakamlara göre, Türkiye’de yaklaşık 8 milyon, İstanbul’da ise 850 bin Roman yurttaş yaşıyor. Derin yoksullukla mücadele eden …
Resmî olmayan rakamlara göre, Türkiye’de yaklaşık 8 milyon, İstanbul’da ise 850 bin Roman yurttaş yaşıyor. Derin yoksullukla mücadele eden Romanlar, eğitimden sağlığa, barınmadan istihdama kadar bir çok alanda ayrımcılığa uğruyor.
Fırsat eşitliği isteyen Roman yurttaşların yaşadıkları zorlukları gözlemlemek ve sorunlarını yerinde dinlemek üzere Sinan Karaca Öztürk ile Esenyurt’taki Fatih Mahallesi’ne gittik. Romanların en büyük sorununun ‘barınma’ olduğunu anlatan Öztürk “Yıllardır romanlara çeşitli vaatler getiriliyor. Bize özellikle yaşamsal bir çok söz verildi. Barınma alanında çok fazla konuşuldu. Yapılan kentsel dönüşümlerde Romanların mağdur edilmeyeceği bile söylendi. Ama bugün Türkiye’nin her yerinde, Romanların yaşadığı bu sorunun çözülmediğini görüyoruz. Romanların kültürüne göre değil müteahitin kazancına göre düzenlemeler yapılıyor. Konu romanlar olunca hiçbir iş özenilmiyor. Eşitlik de burada devreye girmiş oluyor aslında” dedi.
Eğitim alanında da romanların geri planda kaldığını kaydeden Öztürk, “Suriyeliden, Afganlıya birçok sığınmacıya bile romanlardan daha fazla öncelik veriliyor. Sanki Romanlar okumasın diye çaba sarf ediliyor. Peki cahil insanın oyunu kolay alırım mantığıyla ilerledikleri için mi öncelik verilmiyor? Romanlara yönelik tutumlar çok bariz ama hükümet buna sessiz. Eğitim alanında geri plana atıldıkları için, iş olanakları da zayıf” diye konuştu.
“MUHALEFET DAHA ÇOK SAHAYA İNMELİ”
Sinan Öztürk, Romanların iktidara tepkili olduğunu da söyleyerek “Tepki gün geçtikçe büyüyor. Romanlara önceden yardımlar geliyordu. Gelen yardımlara da haliyle insanlar sıcak bakıyordu ama artık ekonomi öyle bir durumdaki, kimsenin evine yardım gelmiyor, gelene de yetmiyor. Dün Recep Tayyip Erdoğan için canını verecek kadar seven romanlar, bugün aynı şeyi düşünmüyor. Çünkü tenceresinde aş kaynamıyor,bebeklerine bez alamıyor. Böyle bir durumdayken kimse iktidarın yanında olmaz. Herkes seçim zamanı hatırlandığını farkında. Muhalif partiler doğru bir siyasal yapılanmaya giderse, gelecek seçimde romanların en az yüzde 80’inin oyunu alabilir” dedi.
Muhalif partilere çağrı yapan Öztürk “Muhalefette de yetersizlikler var. Artık sahaya iniyorlar, görüyoruz ama belirli bölgelerdeler. Salon toplantılarından çıkıp insanlarla daha çok iletişimde olmalılar. Romanlar, kendi sokaklarında görmek istiyor. Kimse mikro ekonomi, makro ekonomiden anlamıyor. Muhalefet daha çok sahaya inmeli” dedi.
‘GELDİKLERİNDE HEPSİNİ KOVACAĞIM’
Sevda Çalgıcı: Aç oturuyoruz. Su bile pahalı. Şeker, un, ekmek yok. Bizimle görüşen, konuşan da yok. Bir tüp kaç TL oldu, takip bile edemiyoruz. Cumhurbaşkanı durdursun artık bu pahalılığı. Çöpten; ekmek, domates, patates bulup onu yiyoruz. Seçimler gelince oy isteyecekler ama sözlerinde durmuyorlar. Neye oy verelim? 100 TL kazanıyoruz, kazandığımız parayla yemek bile yapamıyoruz. Neye bu pahalılık bu kadar? Bakkaldan bir çikolata sordum, 10 TL dedi. Bir çikolata hakkım bile yok mu? Alamadım.
A.A: Yardım edeceklerini söylediler, yardım kartı vereceklerini söylediler ama yıkık dökük arabam üstüme olduğu için yardım vermiyorlar. Geçinemiyoruz, yaşayamıyoruz. Bizi unutanlar seçim dönemi gelince oy istemeye geliyor. Gelmesinler. Bizden oy yok. Fakirin halinden zengin anlamıyor. Yakacağımız bile yok.
Mualla Erzik (65): Sağlık sorunum var. İyileşmek için de para lazım. Yardım vermiyorlar. Sobayı komşulardan aldım da evde çocuklar üşümesin diye sobayı yaktım. Buraya kimse gelmiyor. Oy zamanı yaklaşınca kapımızı çalan da eksik olmuyor. Geldiklerinde hepsini kovacağım. 2 kişi yaşıyoruz. Ne arayan var ne soran. Bacaklarım rahatsız. Gözlerimde sorun var, doktorlar “ameliyat olmalısın” dedi ama gidemiyorum. Tansiyonum, şekerim var. 100 TL alışveriş hakkı veriyorlardı onu da kestiler. Oy vermek bile istemiyorum, küstürdüler bizi. Gözümüzü boyayamazlar artık.
Muzaffer Erzik (76): Diyaliz hastasıyım, 2 kere anjiyo oldum. Yüzde 92 engelli raporum var ama hiçbir yardım yok. bir yerde çok kişi oturuyorsunuz diyorlar ve yardım taleplerimizi reddediyorlar. Çocuğum üzerine sigortam var diye yaş maaşımı bile vermiyorlar. Sigortam gözükmezse diyalize gidemiyorum. Biri sesimizi duysun, yardım etsin.