Avrupa’nın başlıca doğalgaz ithalatçıları arasında yer alan Türkiye geçen yıl Karadeniz’deki Sakarya sahasında ilk büyük doğalgaz yatağını …
Avrupa’nın başlıca doğalgaz ithalatçıları arasında yer alan Türkiye geçen yıl Karadeniz’deki Sakarya sahasında ilk büyük doğalgaz yatağını keşfetti. Doğalgaz üretimine 2023 yılında başlanması planlanıyor. Yıllık tüketimin dörtte biri kadarını karşılayacak hacimli üretime ise ancak 2027 yılından itibaren geçilecek.
Türkiye bu tarihe kadar ihtiyacının neredeyse tamamını Rusya, Azerbaycan ve İran’dan boru hatlarıyla sevk edilen gazla ve Cezayir, Nijerya ve diğer ülkelerden gelen ve gemilerle taşınan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ile sağlamaya çalışacak.
Ancak Türkiye’nin Rusya, Azerbaycan ve Nijerya ile 1990’lı ve 2000’li yıllarda imzaladığı yaklaşık yılda 16 milyar metreküp (bcm) hacimdeki uzun vadeli doğalgaz ithalat sözleşmelerinin bu yıl vadesi dolarak sona erecek.
Her yıl genişleyen doğalgaz dağıtım ağının yanı sıra kuraklığa bağlı gerileyen hidroelektrik üretimini telafi için devreye giren doğalgaz santralleri nedeniyle bu yıl tüketimin 60 bcm düzeyine yükselerek rekor kırması bekleniyor. Yani Türkiye’nin gaz tüketimi geçen yılki düzeyin en az 10 bcm milyar metreküp üzerine çıkacak.
Sektör uzmanlarının verdiği bilgiye göre, doğalgaz tüketiminin karşılanabilmesi için sona eren kontratların tamamının en az aynı miktarlar ile yenilenmesi gerekecek.
Eski BOTAŞ alım dairesi başkanı, sektör danışmanı Arif Aktürk, “Kışın talebimiz konutlardan dolayı çok artıyor. Geçen kış 285 milyon m3 günlük zirve tüketimi gördük. Bu yıl gaz santrallerinden dolayı herhalde 300 milyon m3’ü görürüz. Yani LNG dahil (ülkeye) her giriş noktasından doğalgaz sağlanması gerekecek… sona eren kontratların miktarları (sisteme) girmek zorunda” dedi.
Azerbaycan ile yapılan 15 yıllık ithalat sözleşmesi, iki sektör kaynağının Reuters’a verdiği bilgiye göre üç yıllık bir sözleşme ile yenilendi. Eskiden 6.6 bcm olan yıllık ithalat miktarı yılda 6 bcm’e kadar olarak belirlenirken, ithalat fiyatları eski sözleşmelerde yer alan petrol ürünleri endeksi yerine İtalya’nın PSV hub fiyatlarına endeksli olarak belirlenecek.
Enerji Bakanlığı kontratın yenilenmesi hakkındaki sorulara cevap vermedi.
Azerbaycan ile sözleşmenin yenilenmesine rağmen bu ay sona eren Nijerya’dan yılda 1.3 bcm LNG ve yıl sonunda süresi dolacak olan 4 bcm’i BOTAŞ, 4 bcm’i özel sektör tarafından olmak üzere Rusya’dan 8 bcm doğalgaz ithaline yönelik sözleşmesinin yenilenmesi gerecek.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında doğalgaz ithalat sözleşmesinin yenilenmesini de içeren geçen ayki görüşmelerde ise henüz bir sonuç alınamadı. Putin, iki ülke arasındaki boru hattı bağlantısı sayesinde Türkiye’nin Avrupa’daki doğalgaz krizinden korunacağını söylese de müzakereler devam ediyor.
Üst düzey bir Türk yetkili Rus ithalat tekeli Gazprom ile BOTAŞ arasındaki sözleşmeye atıfta bulunarak, “Gazprom ile yıl sonunda sona erecek 4 bcm’lik kontrat için henüz mutabakat sağlanmadı. Ancak yıl bitmeden bu mutabakatın sağlanacağını düşünüyoruz” dedi.
SALGIN İLE PİYASA DEĞİŞTİ, LNG İTHALAT FATURASI KABARACAK
Yılda yaklaşık 48 bcm doğalgaz ithalat sözleşmesi olan Türkiye’nin kontratla yükümlü olduğu alımların dışında oluşacak talebi uluslararası piyasalardan LNG alarak doldurması gerekecek.
Ancak, LNG piyasasındaki gösterge fiyatlar bu yıl salgın hastalık sonrası Asya’da keskin artan talep, arz sıkışıklıkları gibi gerekçelerle sert artış gösterdi. Avrupa’daki gösterge LNG fiyatları geçen hafta itibarıyla yılın kıyasla yüzde 400’e yakın arttı.
Analistler Türkiye’nin ihtiyacı olan gazı spot uluslararası piyasalarda bulabileceğini, bu gazın pahalı olacağını ancak ülkenin teminde sıkıntıya düşmeyeceğini ifade ettiler.
Paris merkezli araştırma kuruluşu OME’de hidrokarbon piyasaları direktörü Sohbet Karbuz, “Bu yıl süresi dolan ithalat sözleşmelerinin imzalanmasında gecikme olsa bile Türkiye açığı kapatmak için spot LNG veya spot Azeri boru gazı ithalatına başvurabilir… Burada tek sorun spot piyasadan satın almanın getireceği ek maliyetler olur ancak herhangi bir arz sorunuyla karşılaşılmaz” dedi.
Geçtiğimiz yıllarda dünya genelinde bollaşan ve boru gazından daha ucuz hale gelen LNG’yi daha yüksek miktarda ithal etmek amacıyla yatırım yapan Ankara, 2016 sonundan itibaren ulusal gaz sistemine LNG iletebileceği giriş noktalarının sayısını artırdı ve arz güvenliğini pekiştirdi.
Bu sayede 2019 ve 2020 yıllarında toplam doğalgaz tüketiminin neredeyse üçte birini LNG’den temin eden Ankara, bir yandan ithalat faturasını azaltırken bir yandan da bu yıl yenilenecek ithalat sözleşmeleri öncesinde ticaret ortaklarına, sözleşmelerde ithalat fiyatlarını belirleyen hükümleri Türkiye’nin lehine olacak şekilde değiştirmeleri sinyali vermişti.
Ancak geçtiğimiz yıllarda arzın bol olduğu, fiyatları ise alıcıların belirlediği bir piyasa olan, yani Ankara lehine çalışan LNG piyasası, bu yıl talepteki keskin artış ile satıcıların fiyat belirleyici olduğu bir piyasaya dönüştü.
Türkiye’de doğalgazın hanelere satış fiyatı sübvanse ediliyor. Hanelerin kullandığı doğalgazın bugünün kurlarına göre satış fiyatı bin metre küp için 170 dolar seviyesindeyken, LNG’nin Hollanda’daki TTF hub fiyatı geçen hafta kısa bir süreliğine de olsa 1,000 doları geçti. Uluslararası fiyatlar bir miktar gerilemiş olsa da yıl başına kıyasla en az dört katına çıktı.
Fiyatlar Türkiye’nin boru gazına ilave olarak alacağı LNG maliyetinin geçmiş yıllara göre oldukça artacağını gösteriyor.
Bir sektör kaynağı yurtiçinde doğalgazın şu anki fiyatlarla satılması ve ihtiyaç duyulan gazın LNG olarak spot piyasa fiyatlarıyla temin edilmesi halinde ithalat faturasının beş milyar doları bulabileceğini belirtti.
Ancak Türkiye’nin arz güvenliğine fiyatlardan daha fazla önem veriyor.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez geçen hafta NTV’ye yaptığı açıklamada, “İlave talepten kaynaklı tüketimi karşılamak için spot piyasalardan LNG başta olmak üzere tedarik yoluna gittik. Çünkü burada arz güvenliği bizim için fiyattan çok daha kritik önemde. Burada da maliyetleri ister istemez üstleniyoruz” dedi.
Dönmez, haneler dahil olmak üzere küçük ölçekli doğalgaz tüketicileri için fiyat desteği vermeye devam edeceklerini ifade ederek, “(Yüksek yurtdışı fiyatların) yurtiçi piyasalara yansımasına baktığımızda, aslında biz bunu minimum seviyede aktarmaya çalışıyoruz… Enerji piyasasında gerçekleşen maliyetlerin hepsini tüketiciye yansıtmıyoruz” dedi.
PAZARLIK GÜCÜ
Tersine dönen LNG piyasası Ankara’nın Karadeniz’de keşfettiği doğalgaz ile bu yılın başına kadar sözleşme masasında artan pazarlık gücünü bir miktar azaltıyor.
Bu durum Türkiye’nin aleyhine olan sözleşme koşullarını değiştirmesinin önüne geçebilir.
Türk yetkililer geçmiş açıklamalarında, ayrıntıları tam olarak açıklanmasa ithalat sözleşmelerinde fiyatı üretici ülkeler lehine belirleyen petrol ürünlerine endeksli fiyatlama formülünden, fiyatların geçen yıla kadar daha düşük olduğu spot piyasa artı petrol ürünlerine endeksli fiyat formülüne geçiş yapmak istiyorlardı.
Ayrıca yetkililer geçtiğimiz yıllarda gazın Türkiye’de tüketilmesini şart koşan, böylece gazın başka ülkelere satılmasını engelleyen hükümlerin de kaldırılmasından yanaydılar.
Aktürk, satıcıların fiyat belirlediği piyasanın Ankara aleyhine çalıştığına dikkat çekerek, “Çok yüksek fiyatlar müzakerelerin satıcıların güçlü olduğu pozisyonda yapılmasını mümkün kılar. Ancak gaz ticareti artık her zamankinden diplomasi ve dış politikanın alanı haline geldiği için müzakerelerin nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek pek mümkün değil” dedi.
Aktürk Türkiye’nin istediği fiyat hükümlerinin bazılarının kabul edilebileceğini ve nihai tüketim noktası şartlarının gevşetilebileceğini belirtese de, “Ancak Türkiye büyük ihtimalle esnek teslimat hacimleri talebini ilerletmekte zorlanacak. Ankara günlük sevkiyat hacimlerinin artırılmasından, yıllık sevkiyat hacimlerinin ise azaltılmasından yana. Satıcılar ise buna karşı çünkü esneklik onlar için ek maliyet demek” dedi.