Belarus’tan sığınmacıların Polonya ve Litvanya sınırına girmeye çalışmasıyla patlak veren kriz, izleyen aylarda giderek tırmandı ve son günlerde …
Belarus’tan sığınmacıların Polonya ve Litvanya sınırına girmeye çalışmasıyla patlak veren kriz, izleyen aylarda giderek tırmandı ve son günlerde, dünyadaki büyük güçlerin taraf olduğu bir gerilime dönüştü. Estonya, Letonya ve Litvanya savunma bakanları, krizin silahlı çatışmaya dönme riskinin olduğunu söylediler. Polonya ve Baltık ülkeleri, krizde Belarus yönetimini ve Rusya’yı suçluyor ve Belarus’un Ortadoğu ülkelerinden göçmen getirdiğini söylüyorlar. NATO’nun Polonya ve Litvanya’ya yardımcı olabileceğini söylemesi üzerine ise Belarus Devlet Başkanı Aleksandır Lukaşenko, öyle bir durumda, Rusya-Belarus Birlik Devleti’nin kayıtsız kalmayacağı yanıtını verdi.
‘BİRLİK DEVLETİ’ ADIMI
Gelinen durum, geçen yıl şiddetlenen siyasi krizin bir uzantısı. Polonya ile üç Baltık cumhuriyeti (Estonya, Letonya ve Litvanya), Doğu Avrupa’da en ABD yanlısı yönetimlerin bulunduğu ülkeler. Belarus yönetimiyle de ilişkileri, yakın geçmişte sorunluydu. Geçen yıl Belarus’taki seçimleri Lukaşenko’nun kazandığının açıklanmasına karşılık ülkedeki muhalifler ve bu dört ülke, sonuçları kabul etmedi. Bu dört ülke, AB’nin Belarus’a yaptırımda bulunması için yoğun çaba sarf etti. Belarus’taki olayların ABD destekli bir sivil ihtilale dönüşmesi, Rusya’nın da araya girmesiyle zorlukla önlenmişti. Fakat bu olaylar, Minsk yönetimini Rusya’ya daha bağımlı hale getirdi.
Rusya’yla Belarus arasında Birlik Devleti kurulmasına ilişkin anlaşmanın 1999’da imzalanmış olmasına karşılık, bu konuda fazla aşama katedilmemişti. Ancak, geçen günlerde Lukaşenko ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in yeni bir entegrasyon anlaşması imzalaması, Birlik Devleti’ne işlerlik kazandırılması konusunda önemli bir adım. Belarus, son zamanlarda, Rusya’yla hemen her alanda ortak hareket etmeye başladı. Belarus Dışişleri Bakanlığı’nın da geçen gün “Kırım, Rusya’nındır” demesi, bu değişikliğin göstergesi. Belarus’ta yeni anayasa tasarısı, önümüzdeki şubat ayında referanduma sunulacak. O dönemde ülkedeki siyasi krizin daha da artması ve Batılı ülkelerin muhalefete açık destek vermesi beklenebilir. Rusya’yla ABD arasında son günlerde Karadeniz’de gerilimin yeniden arttığına bakarak, genel Rusya-ABD krizinin parçası olan bu göçmen krizinin de tırmanabileceğini öngörebiliriz.