Bir yanda ülkenin durumu diğer yanda karmakarışık olduğumuz bir ortam. Tüm bunların yanında benim nefes alabildiğim tek yer tiyatro. Tiyatro …
Bir yanda ülkenin durumu diğer yanda karmakarışık olduğumuz bir ortam. Tüm bunların yanında benim nefes alabildiğim tek yer tiyatro. Tiyatro kıskanç bir sevgili gibidir. Tiyatroda oyun seyretmeye gideceksen, tamamen dertlerinden, beklentilerden, hüzünden ve sevincinden arınmış olacaksın. O gün sana sahneden kimlerin ne söyleyeceğini bilemezsin. Yani gözyaşı mı kahkaha mı gelir, hiç belli olmaz.
Benim payıma bugün bol kahkaha ve sahnede bir ustayı seyretmenin hayranlığı düştü. Tam da ihtiyacımız olduğu bu zorlu zamanda.
Yeşilçam filmlerinde, sonra ise dizilerde izlediğimiz Erdal Özyağcılar sahnede de ne kadar dev bir oyuncuymuş görmüş olduk.
Donald Churchill’in yazdığı, Füsun Günersel’in çevirdiği oyunu Arif Akkaya sahneye koydu. Oyunda Erdal Özyağcılar, Berna Laçin ve Gözde Çetiner rol alıyor.
Walter, hayatı boyunca aktör olma hayalleri kurarken para kazanmak adına boyacılığa başlar. Bir gün bir evi boyarken, birden Marcia ile karşılaşır, üzerine kapı çalınır; gelen kocası tarafından aldatılan Jane’dir.
Oyun aslında günlük hayatın içinde yaşanan ve ters giden olaylar üzerine kurulu. Üç ana karakter var. Bu üç karakterin hayatlarına tanık oluyoruz. Boyacı, boya yaparak hayatını geçindiren, karısından ayrılmış bir adam. Zengin kadın ise genç, güzel ve sınıf atlamak için kendinden 20 yaş büyük bir adamla evlenmiş Marcia. Bir de küçük bir dükkânı olan Jane. Onun da talihsiz bir evliliği var, aşk evliliği yapmış ama kocası bunu sürekli aldatıyor. Jane de kocasının kendisini aldattığı kadınları takip ederek intikam almaya çalışıyor. Kendi içlerinde dramları olan üç insanın birleşmesini anlatıyor oyun aslında.
Oyun yazarı Donald Churchill, aynı zamanda bir senarist. Dizi ve filmler yazıyor. Bu yüzden oyunda da hep şimdi ne olacak diye bekliyoruz. Arkası birazdan sahnede misali.
Oyunun daha yarısında Jane, Marcia’nın evine geliyor, “Sen benim dün akşam kocamla beraberdin, ben de gidip senin kocana onu aldattığını söyleyeceğim” demesi, oyun herhalde tek perde ve kısa dedirtiyor biz seyircilere. Çünkü bundan sonra kocası gelir, olay biter hissine kapılıyoruz.
Ama…
Bu arada Boyacı ne yapıyor? Hepsinden uyanık olan Boyacı, olup biten her şeyi duyuyor ve sonra olanlar oluyor. Oyunun nasıl ilerlediğini tabii ki anlatmayacağım. Çünkü sonrası gerçekten hiç beklenmedik sürprizlerle dolu. Oyunda Marcia’yı canlandıran Berna Laçin’in doğal ve samimi oyunculuğu dikkat çekici ve çok ama çok başarılı.
Özyağcılar, oyun için de oyun sergilediği performansıyla hep sahnede olsun dedirtiyor bize.
Oyunun dekoru bir evin salonu. Kapı içinde kapılar. Dekor son derece sade ve oyunun trafiğine uygun, yani kısacası başarılı bir tasarım.