İzmir'de Özlem Eryakşi'yi vahşice öldüren Cemal Kusuvoğlu, istinaf mahkemesi tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. İlk mahkemenin verdiği "haksız tahrik indirimi" kararı büyük tepki çekmişti. Bu karar, kadın cinayetlerine karşı verilen mücadelede önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Olayın Geçmişi

25 Kasım 2022'de Konak ilçesi Atilla Mahallesi'nde meydana gelen olayda, Cemal Kusuvoğlu, birlikte yaşadığı ve evlilik hazırlığı yaptığı Özlem Eryakşi'yi öldürmüştü. Olayın ardından tutuklanan Kusuvoğlu, yerel mahkemede "haksız tahrik indirimi" uygulanarak 26 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu karar, kamuoyunda büyük bir infiale yol açmış, kadın hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşları kararı protesto etmişti.

İlk kararda, Kusuvoğlu'nun cinayeti kıskançlık nedeniyle işlediği ve Eryakşi'nin kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle haksız tahrik indirimi uygulanmıştı. Ancak, istinaf mahkemesi bu gerekçeyi kabul etmeyerek, Kusuvoğlu'nun "kadına karşı kasten öldürme" suçunu işlediğine hükmetti.

İstinaf Mahkemesi Kararı

Yeniden görülen davada, istinaf mahkemesi heyeti, yerel mahkemenin kararını bozarak, Cemal Kusuvoğlu'nu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, Kusuvoğlu'nun cinayeti planlayarak ve tasarlayarak işlediğine kanaat getirdi. Kararda, Kusuvoğlu'nun Eryakşi'ye yönelik şiddet geçmişi ve cinayetin işleniş şekli de dikkate alındı.

Kararın ardından açıklama yapan Özlem Eryakşi'nin ailesi, adaletin yerini bulduğunu ve karardan memnun olduklarını ifade etti. Aile, kadın cinayetlerinin son bulması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Kadın Cinayetlerine Karşı Mücadele

Türkiye'de kadın cinayetleri son yıllarda artış göstermekte ve bu durum toplumda büyük bir endişe yaratmaktadır. Kadın cinayetlerinin önlenmesi için devletin ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yapması, eğitim seviyesinin yükseltilmesi, yasal düzenlemelerin yapılması ve caydırıcı cezaların uygulanması gerekmektedir.

Bu bağlamda, Özlem Eryakşi davasında verilen karar, kadın cinayetlerine karşı verilen mücadelede önemli bir kazanım olarak değerlendirilmektedir. Kararın, benzer davalarda emsal teşkil etmesi ve kadın cinayetlerinin önlenmesine katkı sağlaması umulmaktadır.

Kadın cinayetlerinin son bulması, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğudur. Kadınlara yönelik şiddetin her türlüsüne karşı durmak, bilinçlendirme çalışmaları yapmak ve yasal haklarımızı savunmak, bu mücadelenin önemli bir parçasıdır. Unutulmamalıdır ki, kadın cinayetleri insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve bu suça karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz.