Yarım asırdan fazla kaligrafi, ebru, cilt sanatının Ortadoğu çoğrafyasındaki en önemli merkezlerinden biri olarak değerlendirilen Emin Barın Han …
Yarım asırdan fazla kaligrafi, ebru, cilt sanatının Ortadoğu çoğrafyasındaki en önemli merkezlerinden biri olarak değerlendirilen Emin Barın Han, 2019’dan itibaren genç sanatçıların çalışmalarının sergilendiği ilginç bir sanat merkezine dönüştü. Burada halen açık olan bir sergi var ki, içinde barındırdığı dinamiklerle insana pes dedirtiyor.
Güçlü Öztekin ile Sinan Logie’nin “Gökyüzü Ekte, Ses De Buluşalım” isimli sergisi, Barın Han’ın dört katına yayılan haliyle mekân yerleştirmesi, heykel, resim, kolaj, rölyef, duvar resmi gibi birçok tekniği bir arada kullanarak izleyicilere etkileyici görsel şöleni sunuyor. İlginç olan bu iki sanatçının İstanbul sanat piyasasının pompaladığı yarıştırıcı, egoist eğilimleri alaşağı edip dostlukların, ortak duyuş noktalarının nasıl yeni, farklı ve bilinmedik bir görselliği ortaya çıkaracağına dair tavırlarını ortaya koymaları. Öylesine garip bir sergi ki bu, ne davetiyesi, ne basın bülteni, ne sergi etiketi var. Sanki her şey bir saat önce terk edilmişcesine duruyor. İki sanatçının her katta farklı kavramlardan, duygulardan yola çıkarak bir araya getirdikleri eserlerindeki ironiyi anlamak kolay değil.
Daha önce bu mekânda sergi açmış olan sanatçıların izlerini silmeden kendi çalışmalarını bir araya getiren sanatçılar aslında hiç de masum olmadıklarını her köşede duyumsanıyor. Birisi figüratif diğeriyse soyut alanda araştırmalarını sürdüren sanatçıların biraraya geldiklerinde kaldırdıkları toz bulutları sergiye farklı bir karakter kazandırıyor. Güçlü’nün form dünyasında insanın içindeki hayvanı ön plana çıkaran vahşi ama şiirsel bir yaklaşım var. Mimar kökenli olmasına rağmen geometrinin can sıkıcılığına tekmeyi basarak fosforik renklere bulaşan Sinan sanki kendi özgürleşmesini kutluyor.
Serginin son katında hissedilen yoğunlaşma ayrıca dikkat çekici. Neden mi? Bu kattaki pencerelerden bakıldığında İstanbul’un kat edilemeyen çok katmanlılığı da ortaya çıkıyor ki, bu da bir şekilde Güçlü ile Sinan’nın coğrafyaya olan kışkırtıcı bakış açısını ortaya çıkarıyor. Samimi ve gerçek bir görsellik arayanların Çemberlitaş’a gitmeleri bir zorunluluk.
Sergi 13 Kasım’a dek izlenebilir.