Gazetemiz yazarları Işık Kansu ve Mustafa Balbay, 29. Adalet ve Demokrasi Haftası etkinlikleri kapsamında “Uğur Mumcu’nun Cumhuriyeti” başlıklı …
Gazetemiz yazarları Işık Kansu ve Mustafa Balbay, 29. Adalet ve Demokrasi Haftası etkinlikleri kapsamında “Uğur Mumcu’nun Cumhuriyeti” başlıklı söyleşi düzenledi.
Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılan söyleşiye, Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş de katıldı. Gazetemiz yazarları Prof. Dr. Muammer Aksoy ile Uğur Mumcu’nun katledilişinin asıl amacını “demokratik, laik cumhuriyeti yıkma amacına yönelik tasarlanmış olan kurgunun önemli halkaları” olarak nitelendiren Kansu, “Başımızdakiler ülkeyi batırdı; şimdi de ‘Önümüze katıp kovalarız’ diye tehdit ediyorlar. Dilimizi koparmaktan, kafamıza sıkmaktan, yok etmekten söz açıyorlar. Gidecekleri anlaşıldı; şiddetle iktidarda kalmaya niyetleniyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
“YIKIMA SÜRÜKLENİYORUZ”
Kansu, Mumcu’nun yazılarında kanıtlarıyla ortaya koyduğu risklerin, AKP döneminde teker teker gerçekleştiğine dikkat çekti. “Saray ve yandaşlarının ortalığın karışacağını, kaos yaratılacağını” ileri sürdüklerine de işaret eden Kansu, “Bununla da kalmayıp açıkça kan akacağını söylüyorlar. Kin ve kindarlık üzerinden siyaset yürüten bu kadro, iktidarı yitirmemek için Türkiye’yi belalı bir yıkıma doğru sürükleme peşinde” ifadelerini kullandı.
Demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin, “kışkırtıcılığa karşı hazırlıklı olmaları gerektiğini” vurgulayan Kansu, “Saray ve ortakları istese de istemese de seçim sürecine girdik. Parlamenter düzene dönüş için yapılacak değişiklik ve düzenlemelerden tutun, yeniden ayağa kaldırılacak olan cumhuriyeti biçimlendirecek siyasal yöne değin birçok konunun mutlaka açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bu zorunluluk muhalefeti oluşturan ittifak kadrolarına bireysel ve duygusal değil, ciddi toplumsal ve nesnel sorumluluklar yüklüyor. Dileriz muhalefete liderlik yapanlar bu sorumluluğun farkındadır. Çünkü bu gerici, yobaz kadro, hukuk kitaplarını tutuşturuyor, demokrasiyi Saray’ın altın varaklı koltuklarına minder yapıyor, egemenliği kayıtsız şartsız kibrit alazına tutuyorlar” ifadelerini kullandı.
“KALEMİ TİTREMEDİ”
Balbay ise Mumcu’nun, doğrunun kazanması için mücadele etmiş bir gazeteci olduğuna işaret ederek aydın cinayetlerine dikkat çekti. “Bütün bu saldırılar Türkiye Cumhuriyeti’ne ve toplumsal barışa yönelikti. Katledilen bu aydınların ortak özelliği, hem milletle hem devletle barışık olmalarıydı” diyen Balbay, bu katliamların bir amacının da “Türkiye’yi 2000’li yıllardaki iktidarına hazırlamak” olduğunu kaydetti. Balbay, “Bizi bu mücadelede tutan şey ise buna direnenlerin olması. Haklı tarafta olduğumuz ortaya çıktı. Ama gün ‘Demiştik’ deme günü değil, bu mücadeleyi örgütleme ve bu mücadelede yer alma günü” ifadelerini kullandı. Mumcu’nun yazdığı eserlere de değinen Balbay, “Bu eserlere bir ağacın meyvesi olarak bakarsak, bu meyvelerin toprağı da Cumhuriyet gazetesi olmuştur” değerlendirmesinde bulundu. Balbay, “Mumcu, kendisine has militan duruşu ve gerçekçiliğiyle, katledilen her aydınımızın arkasından ‘Cesur bir kez, korkak bin kez ölür’ demiştir. ‘Kelle koltukta yazıyor’ demek kolay. Mumcu öldürülme ihtimalinin yüzde 100 olduğunu biliyor ve aracına bomba koyulacağını bile tahmin ediyordu ama kalemi bile titremedi” dedi.
“BİLİNÇ ÖLMÜYOR, YOK OLMUYOR”
Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş de Mumcu’nun katledilmesiyle gazeteci olmaya karar verdiğini ifade ederek “Yunus Nadi’yle başlayan Cumhuriyet bilinci yerde kalmıyor, kalmayacak. Bu aydınların yaşadığı bir dönemde bu iktidar böyle pervasızca davranabilir miydi? Hukukla bu kadar oynayabilir miydi? Bu dönemin geleceğini önceden görüp uyaran insanlar, birer birer eksiltildi, yok edildi” dedi. Türkiye’yi kuran bilinci Mumcu’nun her boyutuyla özünde taşıdığını vurgulayan Eş, FETÖ’nün Ergenekon kumpasına da değinerek “Gazete çok zor bir döneme girmişti. Tasfiye edilmekle karşı karşıyaydı. Ancak yine bu bilinç, bu tasfiyeye engel oldu” ifadelerini kullandı. Eş, “Bilinç ölmüyor, yok olmuyor. Meslek büyüklerim bu bilinci bana aktardı, biz de şimdiki muhabirlerimize aktarmaya çalışıyoruz. Bu bilinç, adını sanını duymadığımız insanların varlığıyla var olmaya devam edecek” değerlendirmesinde bulundu. Söyleşiye katılanlar arasında bulunan eski Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Örgütlenme Sekreteri Hasan Kütük ise “Cumhuriyet geleneğinin sürdüğünü görmek bizi mutlu ediyor” derken Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer, “Sizleri kutluyorum, biz de tüm bireylere şiddetsiz bir ortamı savunuyoruz” ifadelerini kullandı.