Emekli amirallerin, Montrö ve “cüppeli amiral”e ilişkin yaptığı açıklamanın ardından hazırlanan iddianamede, “metnin, muvazzaf Türk Silahlı …
Emekli amirallerin, Montrö ve “cüppeli amiral”e ilişkin yaptığı açıklamanın ardından hazırlanan iddianamede, “metnin, muvazzaf Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarını hükümete karşı harekete geçirmeye çalışma amacı güttüğü” öne sürüldü. İddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan” ifadeleriyle bahsedilmesi dikkat çekti.
104 emekli amiral hakkında, Montrö ve üniformasıyla gittiği tarikat evinde cüppe ve sarıklı fotoğraları basına sızan Tuğamiral Mehmet Sarı’ya ilişkin ortak açıklamaları nedeniyle hazırlanan 181 sayfalık iddianamenin ayrıntıları ortaya çıktı. “Bildirinin, kamuoyu tarafından büyük tepkiyle karşılandığı” iddia edilen iddianamede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan” şeklinde söz edildi.
“İLHAM” İDDİASI
İddianamede, emekli amiraller Ali Yüksel Önel, Alper Çetin Tezeren, Ergun Mengi, İlker Güven, Mustafa Özbey, Nurhan Kahyaoğlu, Osman Çetin Açımuz, Cem Gürdeniz ve Türker Ertürk ile görevden uzaklaştırılan Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Genel Başkanı Namık Kemal Çalışkan’ın telefonlarının olaydan sonra dinlemeye alındığı ancak görüşmelerde suç unsuru olmadığına karar verildiği aktarıldı. İddianamede, 11 Kasım 2020’den bildirinin yayımlandığı tarihe kadar HTS kayıtlarının da incelendiği ancak bu isimlerin “kendi aralarında, etkin olabilecek üçüncü kişilerle veya muvazzaf TSK mensuplarıyla suça ilişkin delil sayılabilecek nitelikte herhangi bir görüşmelerinin bulunamadığı” vurgulandı. Emekli amirallerin, “Türkiye tarihinde gerçekleşmiş darbe, muhtıra, bildiri ve benzeri olaylardan ilham aldığı” iddia edildi.
“EMİR-KOMUTA NİYETİ”
“En üst rütbedeki emekli amirallerin açıklamayı onaylamasının, geçmişteki emir-komuta etkisini kullanma niyetlerinin varlığı” olarak yorumlandığı iddianamede, emekli amirallerin askeri kimliklerine ve açıklamanın konusuna işaret edilerek “metnin, geçmiş yıllarda olduğu gibi muhtıra metni tarzında toplu bir bildiri ile muvazzaf TSK mensuplarını hükümete karşı illegal bir şekilde harekete geçirmeye çalışma amacı güttüğü” savunuldu. Öte yandan Orhun Özdemir’in 8 Mayıs’ta, Raif Naldemir’in ise 8 Temmuz’da yaşamını yitirmesi nedeniyle haklarında kovuşturmaya yer yok kararı verildiği kaydedildi.
“AYNI AMAÇ” İDDİASI
TESUD’un kuruluş yıldönümü nedeniyle hazırlanan ve Montrö’ye de değinilen basın duyurusu da iddianamede, “emekli amirallerin bildirisi ile aynı amaca yönelen bildiri” olarak nitelendirilirken Çalışkan’ın, “kasıt birlikteliğiyle muvazzaf askeri personeli, bulunduğu derneğin başkanlığını da kullanarak harekete geçirmeye çalıştığı” savunuldu. Çalışkan’ın, emekli büyükelçiler tarafından yayımlanan Montrö açıklamasına ilişkin Cem Gürdeniz ile kişisel görüşmeleri ise emekli amirallerin açıklaması kapsamında değerlendirildi. Çalışkan’ın, amiral olmadığı için açıklamaya katılmasa bile TESUD’un açıklaması ile “emekli amirallerin eylemine iştirak ettiği” iddia edildi.
