Elif Sanchez, müzisyen bir aileden gelen, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı lise bölümünden “Üstün Başarı Ödülü” ile mezun olan ve …
Elif Sanchez, müzisyen bir aileden gelen, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı lise bölümünden “Üstün Başarı Ödülü” ile mezun olan ve ardından ABD’deki Berklee College of Music’i bitiren bir sanatçı. Uzun yıllardır sürdürdüğü başarılı sahne hayatından sonra kendi adını taşıyan ilk albümünü geçen aylarda Pasion Turca etiketiyle yayımladı. 9 eserden oluşan ilk albümde Türk halk müziği, klasik müzik ve caz harmanlanıyor. “Ay Oğlan Yiğit misin”, “Almanı Attım Xarala”, “Bağlamam Perde Perde” gibi Anadolu ve Azerbaycan türkülerini yorumlayan Elif Sanchez’in bir de İspanyolca yorumu var. Albümünü “40 dakikalık bir biyografi” olarak nitelendiren sanatçıyla bir araya geldik.
Kariyeri boyunca Cemal Reşit Rey, Aya İrini Müzesi, Yerebatan Sarnıcı gibi önemli mekânların yanı sıra yurtdışında da konserler veren ve caz kulüplerinin bir nevi aranan yüzü diyebileceğimiz Elif Sanchez, zaman zaman tekliler yayımlıyordu. Ancak albüm yeni geldi. “Geç kalınmış bir albüm mü” sorusunu sanatçı, “Çok meşgul, sürekli koşuşturmalı bir hayatım olduğu için hem fırsat bulamadım hem de çok fazla eksikliğini hissetmiyordum. Ama yıllardır sürekli üretince, artık bir meyve vermek istedim” diye yanıtladı. Elif Sanchez bir albümle artık kendisini Türkiye’ye tanıtmak istemiş, şöyle anlattı: “Ben müziğe hayatımı verdim. Beni iki kişi dinlerken de aynı şevkle müziği yapıyordum. Benim kim olduğumu anlatmak istedik. Bunu single ile yapamazdık. Dinlenme kaygım yok ama beş kişi de dinliyorsa onların hayatına dokunmak isterim.”
“BENİM GİBİ YALIN…”
“Biyografi gibi bir albüm” nitelendirmesi albüm fikriyle birlikte ortaya çıkmamış, “Yolda gelişti” diyen Elif Sanchez, “İlk olarak böyle fikir yoktu kafamızda. Sadece beni ne tanımlar diye düşünerek başladık. Ama sonra gerçekten biyografi gibi oldu. Ben sürekli türkü söylenen ve çalınan bir evde büyüdüm. Türkülere sevgim de o yüzden. Çok küçük yaşta klasik eğitimi almaya başladım, sonra caza yöneldim. Amerika’ya gittim, orada uzun süre caz okudum. Sonra bütün bunları birleştirdim; hayatıma Latin kültürü, İspanyolca girdi, birçok kültür girdi çıktı. Hepsi bugünkü Elif’i yarattı” diye özetliyor yaşamını. Albüm bir “hücum kayıt”. Yani stüdyoya girilip, kaydedilip çıkılmış. “Beni bu noktada da iyi tanımlıyor” diye konuşan sanatçı, “Ben çok sade, düz ve transparan bir insanım. Hiç komplike bir tarafım yoktur, ne düşünüyorsam söylerim, yüzümden de belli olur ne hissettiğim. O yüzden benim gibi yalın bir albüm olduğunu düşünüyorum” diye özetliyor.
KARİYERİN BAŞLANGICI…
Klasik müziğe başlayınca türkülerle olan ilişkisini kesmesi gerekmiş, ancak evde sürekli türkü söylendiği için oldukça zorlanmış. Lisede ise caza yönelmiş. “Çok özgür bir müzik. Doğaçlama konsepti bana çok cazip geldi” diyen sanatçı, ardından caz vokal dersleri almaya başlamış. Sanchez, ailesinin “ancak burs alırsan gidebilirsin” dediği Berklee Koleji’ne ilk denemesinde yeterli bursu alamadığı için gidemeyince hemen pes etmemiş. Ertesi yıl tekrar denediğindeyse bu kez başarmış, tam 10 yıl önce. Berklee’ye girişi caz obua bölümünden olurken, şarkıcı olarak dikkat çekmesinin ilginç bir hikâyesi var: “Berklee’de her yıl bir Ortadoğu festivali yapılır. Her yıl bir ya da iki ülke seçilir. 2014 yılında İran/Azerbaycan festivali yaptılar. Ama okulda o zaman sadece bir Azerbaycanlı piyanist vardı. Onun piyano çalmasını, bir kişinin de şarkı söylemesini istiyorlardı. Bir arkadaşım da ben evde kendi kendime Azerbaycan türküleri söylediğim için ‘Elif var, çok güzel türküler söylüyor’ diye beni önermiş. Bana ulaştılar, ‘Ayrılık’ı istediler, tamam dedim sorun yok, hepimizin bildiği bir türkü geldi diye düşündüm. O konsere çıktım, binlerce kişi karşısında çok heyecanlıydım, gözlerimi kapadım, söyledim. Bir anda salon koptu. Hiç beklemediğim bir karşılık aldım. Sonra sahneden indim, sahne arkası doldu taştı. Sonra bir anda herkes beni konserlere, festivallere şarkı söylemeye çağırdı. O şekilde de kariyerim başladı.”
Sahnede söylediği “Ayrılık” hayatının dönüm noktası olmuş. Eşiyle o konser sonrası tanışmış. Sonrasında bestecilik okuyan bir arkadaşının “Ayrılık”a yaptığı aranjman için şarkıyı tekrar söylemesiyle 14 Grammy ödülü sahibi Javier Límon’un dikkatini çekmiş. Ufak bir grupla Límon’un öncülüğünde albüm çıkarmışlar, televizyonlara çıkmışlar… Sanchez, gülerek “Ayrılık beni herkesle birleştirdi” diyor.