Novo Nordisk Türkiye Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Dr. Burak Cem, Dünya Diyabet Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, 21’inci yüzyılın en büyük …
Novo Nordisk Türkiye Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Dr. Burak Cem, Dünya Diyabet Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, 21’inci yüzyılın en büyük sağlık sorunlarından biri olan diyabetin, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir hızla arttığına dikkat çekti. Türkiye’nin Avrupa’daki en yüksek diyabet sıklığına ve üçüncü en yüksek diyabetli birey sayısına sahip olduğunu vurgulayan Cem, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) açıkladığı yeni rakamlar diyabetle mücadelenin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Güncel rakamlara göre bugün dünya çapında 537 milyon yetişkin, her 10 kişiden 1’i diyabetle yaşıyor. Bu rakam 2019’daki tahminlerin 74 milyon üzerinde bir artış. Toplam sayının 2030 yılına kadar 643 milyona, 2045 yılına kadar ise 783 milyona yükseleceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla, IDF diyabetin benzeri görülmemiş büyüklükte bir salgın olduğuna dikkat çekiyor.
Türkiye, Avrupa’daki en yüksek diyabet sıklığına ve üçüncü en yüksek diyabetli birey sayısına sahip ülke. Her 100 kişiden 16’sında diyabet hastalığı görülen Türkiye’de yaklaşık 9 milyon diyabetli birey bulunuyor. Bu rakamın 2045 yılında 13.4 milyona çıkacağı tahmin ediliyor.”
Dr. Burak Cem, “IDF’in açıkladığı rakamlara göre 2021 yılında, COVID-19 ile ilişkili ölüm riskleri hariç tutulduğunda, 6,7 milyon yetişkinin diyabet veya komplikasyonları nedeniyle öldüğü tahmin ediliyor” diyerek, şöyle devam etti:
“Bu oran, diğer tüm nedenlerden kaynaklanan küresel ölümlerin onda birinden fazla. COVID-19 pandemisi bir gün son bulacak, ancak diyabet ve obezite pandemi tehlikesi büyümeye devam ediyor. Bu hastalıklar kardiyovasküler hastalıklar ve böbrek yetmezliği gibi diğer sorunları ortaya çıkarıyor. Bu sorunlarla mücadele ciddi bir ekonomik yük de doğuruyor. 2021 yılında, küresel sağlık harcamalarından tahmini olarak 966 milyar ABD Dolar diyabet için kullanıldı. Bu, son 15 yılda %316’lık bir artış demek. Novo Nordisk olarak bizim öncelikli amacımız, benzeri görülmemiş büyüklükteki salgını diyabeti ve buna bağlı hastalıkları yok etmek. Bu bizim global liderliğimizin ana meydan okumalarından biri. Hedefimiz, öncelikle Tip1 diyabeti kök hücre tedavisi ile tamamen yok etmek, akıllı oral tabletlerle Tip2 diyabeti tedavi etmek ve çağımızın en yaygın sağlık sorunlarından biri olan obezitenin hızlı ilerleyişini yavaşlatmak.”
Novo Nordisk’in diyabet alanında yaklaşık 100 yıllık yenilikçiliğe ve liderliğe sahip global bir sağlık şirketi olduğunu hatırlatan Dr. Burak Cem, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diyabet konusunda sürekli yeni tedaviler geliştiren bir şirket olarak, toplumda diyabetin doğru tedavi ve aktif bir hayat ile düzgün yönetilmesinin mümkün olduğu bilincini oluşturmak istiyoruz. Doğru diyabet yönetiminde en önemli olgu dengeli ve düzenli olarak “hedefte olmak.” Bu sebeple tedaviye uyum ve devamlılık çok kritik bir rol oynuyor. Novo Nordisk olarak Türkiye’de diyabetle mücadele çalışmalarına yönelik eğitim projelerine de her zaman koşulsuz destek veriyoruz. Diyabet ve diyabetle spor konusunda ilgili sivil toplum kuruluşlarımız ve derneklerle birlikte yol alıyoruz.”
100 YIL ÖNCE HAYAT KURTARMAYA BAŞLAYAN İNSÜLİNİN EN BÜYÜK MİRASÇISIYIZ
98 yıllık diyabet deneyimi ile insülinin en büyük mirasçısı olduklarını paylaşan Dr. Burak Cem, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “İnsülini bulan araştırmacılardan Frederick Banting’in doğum günü olan 14 Kasım, Birleşmiş Milletler tarafından 2007 yılından beri Dünya Diyabet Günü olarak kutlanıyor. Bu yıl Dünya Diyabet Günü, diyabetle mücadeleyi bütünüyle değiştiren insülinin keşfinin 100. yılında olmamız nedeniyle daha da anlamlı. Novo Nordisk olarak, 100 yıl önce hayat kurtarmaya başlayan insülinin en büyük mirasçısıyız. Bu mirasa sahip olmaktan, insülini sahiplenip geliştirerek, diyabeti yenmek için yatırım yapmaya devam eden ve tüm tedavilerimizi bu doğrultuda geliştiren bir vakıf firması olmaktan gurur duyuyoruz. Diğer yandan 100 yıllık gelişimin ardından hala kat etmemiz gereken yol olduğunun farkındayız.”
