17-25 Aralık döneminin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “itirafları” kelimenin tam anlamıyla gündeme bomba gibi düştü… Bayraktar …
17-25 Aralık döneminin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “itirafları” kelimenin tam anlamıyla gündeme bomba gibi düştü…
Bayraktar’ın “hepsi gerçekti” diyerek özetleyebileceğimiz itiraflarını Cumhuriyet’te seri manşetlerle Türkiye kamuoyuna ilk kez duyurduğumda gazetemin yazıişleri müdürü sonrasında ise haber müdürüydüm… Ülke gündemini sarsan haberlerimizle neleri kaleme almadık ki… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın imar ricasını nasıl yerine getirdiğinden tutun da Zorlu Center için “Hazine’ye 500 milyon daha versin namussuzlar” sözüne kadar. Ha bir de 17 Aralık sabahı Bayraktar’ın “evden kaç” dediği kişinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun akrabası Sadık Soylu olduğunu! Bayraktar’ın dosyasında yer alan bilgileri haber merkezinin ayrıntılı haberinde sayfalarımızda okuyacaksınız…
Ben bugün Cumhuriyet okurlarıyla önemli bir ayrıntıyı paylaşmak istiyorum. Bayraktar’la ilgili haberleri gazetecilik deyimiyle “9 sütuna manşetten patlatmadan” önce iki-üç kez kendisiyle görüşmüş, hakkındaki iddiaları sormuştum… O dönem konuşma teklifimi reddeden Bayraktar beni dava etmeyi tercih etmişti. Çağlayan’da yargılanmış, beraat etmiştim. Zorlu Center dosyasını açtığımda ise kendisiyle bir telefon görüşmesi yapmıştık.. Aramızdaki görüşme meslek tabiriyle “of the record”du. Yazılmamak şartıyla bir gazeteciye söylenmiş sözlerdi. Erdoğan Bayraktar’ın 7 yıl sonra yaptığı açıklamalarının ardından artık o görüşmedeki önemli cümleyi açıklayabilirim… Bayraktar, tam yedi yıl önce aynen şu cümleyi kurmuştu telefonun diğer ucundan:
“Bu haberlerinle beni idama götüreceksin Aykut Bey. Elime bir silah alıp intihar mı edeyim…”
Evet… yedi yıl önce söylenen bu cümle bugün yapılan itirafı daha da önemli kılıyor. Çünkü Bayraktar o tarihte “yazdığımız her şeyin gerçek olduğunu biliyor, abartılı idam sözcüğüyle işlenen suçların büyüklüğünü” ortaya koyuyordu…