Sezgin Tanrıkulu, 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. 1980’den bugüne kadar 1.352 kişinin zorla …
Sezgin Tanrıkulu, 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. 1980’den bugüne kadar 1.352 kişinin zorla kaybedildiğini kaydeden Tanrıkulu, 90’lı yıllarda gündeme gelen “zorla kaybetme” olaylarının 15 Temmuz darbe girişimin ardından tekrar yaşanmaya başlandığını öne sürdü. Tanrıkulu, şöyle konuştu:
“Uzun süreye yayılan vakalar. 90’lı yıllardan bu yana akıbeti belirlenemeyen yüzlerce insan gibi; 2016’dan sonra FETÖ operasyonlarında kaçırılanlar gibi. Kişilerin zorla alıkonulup saatler ya da günler sonra belli bir yere bırakılması. FETÖ operasyonlarında kaçırılan kişilerin aylar sonra ortaya çıkarılması.”
Tanrıkulu, “zorla kaybetme” olaylarının önlenmesi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Zorla kaybettirilenlerin akıbetleri ortaya çıkarılmalı, bulunmaları, faili meçhul cinayetlerde katledilenlerin faillerinin ortaya çıkarılması için devletin tüm arşivlerini açması gerekmektedir.
Kayıpların akıbetlerinin ortaya çıkarılmasıyla ilgili mezar açma işlemlerinin ilgili uluslararası standartlarda yapılması, mezarların iş makineleri ile özensiz bir biçimde açılarak buluntuların tahrip edilmesinin önüne geçilmesi gerekmektedir.
Hükümeti, sözleşmeyi imzalamaya ve gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.
Yargı mensuplarını, sistematik cezasızlık politikasından vazgeçmeye ve uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakaları konusunda etkin bir yargılama yürütmeye, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerini dikkate almamaya çağırıyoruz.
Bu topraklarda bir daha benzer acıların yaşanmaması, hakikatlerin ortaya çıkarılması ve toplumsal barışın tesisi için ‘Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu’ kurulmasını talep ediyoruz.
Tanrıkulu, 15 Temmuz’dan sonra halen kayıp olan insanlar olduğunu vurgulayarak, “2016 yılından sonra özellikle cemaate mensup olan kişilerin de zorla kaybedildiğini gördük ve duyduk. Hayatımıza girdi. Bazı insanlar 5-6 ay boyunca gözaltına alındıkları halde gözaltına alındıkları inkar edildi. Daha sonra birdenbire ortaya çıkarıldılar. Halen gözaltında kayıplar ve akıbeti belli olmayanlar var” dedi.