“Mavi Vatan” stratejisinin mimarı, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, orman yangınları hakkında TSK’nin imkanlarının nasıl kullanılabileceğini ve bu …
“Mavi Vatan” stratejisinin mimarı, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, orman yangınları hakkında TSK’nin imkanlarının nasıl kullanılabileceğini ve bu çerçevede Deniz Kuvvetleri’nin neler yapabileceğini Cumhuriyet.com.tr’ye anlattı. Gürdeniz, TSK’nin aynen depremle mücadelede olduğu gibi çoklu kitlesel yangınlarla mücadele için mutlak suretle hükümet tarafından koordine edilmiş bir planının olması gerektiğine dikkat çekti.
Türkiye’nin, küresel bir çevre sorununun büyük bir yansıması ile karşı karşıya olduğunu belirten Gürdeniz, 21. yüzyılda çevrenin sadece ülkemizi değil tüm Dünya’yı ilgilendiren bir beka sorununa dönüştüğünü söyledi.
Yaşananların temel sebebinin küresel ısınma olduğuna dikkat çeken Gürdeniz, bunun ortaya çıkmasında en büyük etkenin artan nüfus ve neoliberal kapitalist ekonominin dayattığı aşırı tüketim ekonomisinin sonuçları olduğuna dikkat çekti.
“Dünya, tarihinde görülmemiş çevresel bir yıkımla karşı karşıya” diyen Gürdeniz, “Küresel ısınmanın ve aynı zamanda karbondioksit salınımının önümüzdeki dönemde getireceği felaketler artık tahmin boyutunda değil bilimsel beklenti boyutuna gelmiştir” dedi.
“SON 5 YILDA YAŞANANLARDAN DERS ÇIKARILMADIĞI ANLAŞILIYOR”
Türkiye’nin çıkarması gereken derslere dikkat çeken Gürdeniz, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye özellikle son 5 yıldır Ağustos ayında rüzgarların özellikle poyraz veya karayel gibi rüzgarların çok yoğun yaşandığı ağustos ayında orman yangınlarıyla sürekli mücadele eden bir devlet. Fakat gördüğümüz kadarıyla son 5 yılda yaşananlardan devletin pek ders çıkarmadığı anlaşılıyor. Burada en önemli gösterge TSK’nin özellikle aynı anda yüzlerce orman yangınının ülke çapında başladığı bir ortamda yetenekleri ve olanaklarının kullanılmaması. TSK’nin aynen depremle mücadelede olduğu gibi çoklu kitlesel yangınlarla mücadele için mutlak suretle hükümet tarafından koordine edilmiş, stratejisi belirlenmiş, müdahale ve yardım envanteri çıkarılmış bir planının olması gerekirdi. Bunun olmadığını gördük.”
“TSK’NİN TÜM İMKANLARI SEFERBER EDİLMELİYDİ”
Valinin talebi üzerine gerek terörle mücadelede gerek iç güvenlik gerekse olağanüstü hallerde TSK’nin her alanda kullanımının söz konusu olduğunu belirten Gürdeniz, “Bu yaşadığımız felakette benim gözlemlediğim kadarıyla TSK’nin çok kısıtlı bir şekilde kullanıldığını gördük. Hükümetin böylesine acil çoklu yangın durumlarında TSK’nin tüm imkanlarını seferber etmesi gerekirdi. Dün basında gördüğüm kadarıyla Deniz Kuvvetleri’nin çıkarma gemileri tahliye amacıyla kullanıldı. Özellikle Kara Kuvvetleri’nin gerek yangın ihbar, ikaz sistemi için gerekse yasaklanmış orman alanlarının güvenliğinin sağlanması için ağustos ayı gibi yüksek ısı ve yüksek rüzgarlarının olduğu dönemde kullanılmasının uygun olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
DENİZ KUVVETLERİ’NİN İMKANLARI
Deniz Kuvvetleri’nin imkanlarına değinen Gürdeniz, “Deniz Kuvvetleri yangının gözetlenmesi, ormanlık alanların emniyete alınması, çıkan yangınla mücadelede itfaiye ekiplerine yardım edilmesi, ağır araçlarla, iş makineleriyle ormanlık alana müdahale edilebilmesi gibi konularda imkanları çok kısıtlı olan bir kuvvettir. Bu çerçevede bu işe yardım edebilecek tek birliğimiz Foça’da bulunan Amfibi Tugayı’dır. Diğer taraftan Deniz Kuvvetleri acil durumlarda karadan intikal edilemeyen alanlara çıkarma gemileri ile bu tip iş makinelerini intikal ettirebilir. Yine karadan gözetlenmesi çok zor olan kıyı alanlarındaki ormanlık alanları denizden duman gözetlemesine, yangın ihbar gözetlemesine katkı sağlayabilir” ifadelerini kullandı.
“KAYBEDİLEN ORMANIN, İŞGAL EDİLEN VATAN TOPRAĞINDAN FARKI YOKTUR”
Gürdeniz, son olarak şunları kaydetti:
“NATO’nun en büyük ikinci kara gücüne sahip Türk Kara Kuvvetleri’mizin ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın böylesine kitlesel büyük çaplı yangınlarda müdahale ve yardım edebilecek pek çok olanağı seferber edebilecek yetenekte ve durumda olduğunu söyleyebilirim. Bunun yeter ki planlaması yapılsın. Tatbikatları yapılsın. Ve de devlet elindeki bu gücü kullanmayı bilsin. En önemlisi TSK’nin mutlak suretle bir yangınla mücadele hava filosu kurması gerekir.
Bu sorumluluğun bir milli güvenlik, beka sorunu olarak TSK’ye verilmesi gerekir. Çünkü kaybedilen bir ormanın, işgal edilen bir vatan toprağından farkı yoktur.”