Türkiye’de eğitime erişim açısından okulöncesi ve lise eğitimi kademelerinde sorunlar yaşanıyor. 25-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin yüzde …
Türkiye’de eğitime erişim açısından okulöncesi ve lise eğitimi kademelerinde sorunlar yaşanıyor. 25-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin yüzde 41’i ortaöğretim mezunu bile değil.
Türk Eğitim Derneği’nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM tarafından OECD’nin hazırladığı “Bir Bakışta Eğitim 2021” raporunda yer alan 100’den fazla veri tablosu ve grafik değerlendirildi.
Raporda yer alan bazı tespitler şöyle:
– Türkiye’de ilköğretim ve ortaöğretim kademeleri için yapılan harcamaların yüzde 14.1’ini hanehalkı harcamaları oluşturuyor ve bu oran, OECD ortalamasının neredeyse iki katı.
– Türkiye’de 25-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin yüzde 41’i ortaöğretim mezunu bile değil. OECD ortalaması ise yüzde 15.
– 25-64 yaş aralığındaki yetişkin nüfusun eğitim düzeyi verilerine göre ortaöğretim mezunu bile olmayan yetişkin oranı Türkiye’de yüzde 58 iken OECD ortalaması yüzde 21.
– Türkiye’de lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim alan yetişkin oranları, OECD ortalamasının epey gerisinde. Özellikle yüksek lisans kademesinde Türkiye’de bu oran yüzde 2 iken, OECD ortalamasında yüzde 13.5.
– Eğitime katılım oranları ülke içinde bölgeden bölgeye farklılaşıyor. Örneğin; Türkiye’de 25-64 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu nüfus oranı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 13 iken Ankara’nın da içinde bulunduğu Orta Anadolu’da bu oran yüzde 32’ye ulaşıyor. Ortaöğretim mezunu bile olmayanların oranının yüzde 70’in üzerinde olduğu bölgeler var.
– Türkiye, yükseköğretim mezunu nüfusun istihdam oranının en düşük olduğu iki OECD ülkesinden birisi.
– Türkiye kadın ve erkeklerin istihdam oranları arasındaki farkın kadınların aleyhine en yüksek olduğu ülkelerden biri.
– Türkiye’de tüm kademeler için öğrenci başına yapılan harcamalar, OECD ortalamasının oldukça gerisinde kalıyor. Özellikle ilkokul ve ortaokul kademesinde öğrenci başına yapılan harcamalar, OECD ortalamasının neredeyse üçte biri düzeyinde.
– Türkiye, OECD ülkeleri arasında ilköğretim kademesinde zorunlu öğretim süresi en az olan 4. ülke. Raporda yer alan öğretim süreleri ve derslerin dağılımına ilişkin verilere göre, Türkiye’de ilkokul ve ortaokul için toplam zorunlu öğretim süresi sekiz yılda 6 bin 251 saat iken OECD ortalamasında bu süre dokuz yılda 7 bin 638 saat.
– Türkiye’de yükseköğretime ilk kez giren öğrencilerin neredeyse yarısı (yüzde 48) ön lisans programlarına başlıyor.
– Türkiye’de devlet okulları ve özel okulların sınıf mevcutları arasındaki fark, OECD ortalamasına oranla daha çok.
İKİ KADEMEDE SIKINTI
Türkiye’nin eğitime erişim oranları açısından OECD ülkelerinden belirgin biçimde farklılaştığı iki kademe dikkat çekiyor. Bunlar, zorunlu eğitime başlangıç kademesi olarak görülen okulöncesi eğitim dönemi (3-5 yaş) ve zorunlu eğitimin bitiş kademesi olan lise eğitimi dönemi (15-19 yaş).
Okulöncesi eğitim dönemi olan 3-5 yaş aralığındaki eğitime erişim verilerine göre Türkiye, en düşük okullaşma oranına (yüzde 39) sahip OECD ülkesi.
Verilere göre, 2019 yılı için OECD ülkelerinde genellikle 6-14 yaş aralığını kapsayan temel eğitimde okullaşma oranı yüzde 99, Türkiye’de ise yüzde 100 olduğu görülüyor. Ancak bu yaş aralığı Türkiye’deki zorunlu eğitim sürecinin tamamını kapsamıyor. Türkiye’de, zorunlu eğitimin bir kısmına denk gelen 15-19 yaş aralığındaki bireylerin okullaşma oranının (yüzde 69) OECD ortalamasının (yüzde 84) gerisinde kalması, bu yaş grubu için eğitime erişim konusunda sorunlar olduğunu gösteriyor.
KADINLAR EVDE
Türkiye’de ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 32. Türkiye, bu oranın en yüksek olduğu ülkeler arasında Kolombiya’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. OECD ortalaması ise yüzde 15.
Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin üçte ikisini ise çalışmayan ve iş aramayanlar oluşturuyor.
Bu oran Türkiye’de özellikle kadınlar için yüksek. Türkiye’de ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı, erkeklerin neredeyse iki katı.
OECD genelinde, 18-24 yaş aralığındaki genç nüfusun yaklaşık yarısı eğitimden ayrılıyor. Türkiye ise yüzde 62’lik oranla 18-24 yaş aralığındaki genç nüfusun eğitimden ayrılma düzeyinin en yüksek olduğu ülkelerarasında bulunuyor. Türkiye, bu nüfusun istihdama geçiş oranının ise en düşük olduğu (yüzde 29) ülkelerden biri.