Olay, 25 Eylül gecesi Meram ilçesindeki Kozağaç mahallesinde yaşandı. İddiaya göre; mahallede devriye gezen iki bekçi, yolun ortasındaki bir …
Olay, 25 Eylül gecesi Meram ilçesindeki Kozağaç mahallesinde yaşandı. İddiaya göre; mahallede devriye gezen iki bekçi, yolun ortasındaki bir otomobilde yüksek sesle müzik dinleyen bir kişi uyarmak istedi. Otomobilin yanına gelen bekçiler A.A. ve H.E., araçtaki Mehmet Toker’i yarı baygın halde buldu. Toker, bekçileri karşısında görünce araçtan inip kaçmaya başladı. Bu sırada belinden çıkardığı tabancayla bekçilere ateş etti. Bekçiler de Toker’e uyarı ateşi açtı. Ancak yerden seken bir mermi Toker’e isabet etti. Toker olay yerinde yaşamını yitirdi.
Olayın ardından açığa alınan iki bekçi, çıkarıldıkları mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Mehmet Toker’in babası Murat Toker, ANKA Haber Ajansı’na olayla ilgili şunları anlattı:
“SAVCI, HAKİM YOK MU MEMLEKETTE”
“Ben koyun güdüyordum dağda. Hala oğlum telefon açtı bana. ‘Oğlun Mehmet nerede’ dedi. ‘Mehmet akşam gitti yanımdan’ dedim. ‘Mehmet’i ara, telefonuna ulaşılamıyor’ dedi. ‘Arayayım’ dedim. Daha sonra oğlum Mehmet’i aradım, Mehmet’e ulaşamadım. Büyük oğlumu aradım. ‘Oğlum evi bir ara, Mehmet evde mi’ dedim. ‘Baba evde yokmuş’ dedi. Birkaç yeri daha aradım, ses yok.
Ondan sonra saat kaçtı bilmiyorum, 15-20 dakika sonra jandarma aradı. Jandarma, ‘Oğlunuz Mehmet Toker vefat etmiştir’ dedi. Ölüm sebebini öğrenemedik. Benim, o saate kadar haberim yoktu çocuktan. Çocuk ölmüş; saat iki, iki buçuk arası vefat etmiş zaten. Benim çocuğum saat altı, altı buçuk, yediye kadar niye yatıyor olay yerinde? Savcı, hakim yok mu memlekette?
“KAMERALARI TOPLAMIŞLAR DİYORLAR”
Bana neden haber etmediler? Çocuğun kimliği üzerindeymiş. Çocuğum içkiliymiş, sarhoş. Herkesin yaptığı bir şey, içebilir. Kimse kimseye ‘içme’ diyemez, öyle bir kanun yok. İçkiliyse evine götürüp teslim edeceksin. Bekçi diye oraya dikmişsin iki günlük adamı; çıkart alnından vur, arkasından vur. Çocuğun arkasından, alnından bir de diyorlar ki iki mermi, üç mermi. Nasıl iki mermi, üç mermi? Birisini de ben buldum zaten. Bu taraf gariban adam, örtbas yapacaklar. Ama yok, sonuna kadar devam edeceğim. Onu sonuna kadar devam ettireceğim. Fotoğraf çekmişler orada. Ama kameraları ben görmedim gözümle. Katlardaki kameraları toparlamışlar diyorlar. Yetkililer buraya baş sağlığı dilemeye geldiler. Başka bir şey yok. Geldiler başsağlığı dilediler, ‘Sakin olun’. Sakin olalım tamam. Bizimki yatsın orada, biz sakin olalım. Devlet adamı orada rahat dursun. Devlet adamı olduğundan dolayı destekliyorlar. Bizim çocuk nereye giderse gitsin.”
“KURŞUNLAMAK NE DEMEK”
Mehmet Toker’in amcası Ahmet Toker ise şöyle konuştu:
“Cenazesinde ben vardım, ben yıkadım. Alnında ve koltuk altına yakın bir bölgede iki kurşun yarası vardı. Emniyete söylemedim. Gelen yetkililer, benim yeğenimin bekçilere ateş açtığını iddia ediyor. Adam zaten sarhoş uyuyormuş, uyandırmışlar tartışma çıkmış. Çocuğu niye uyandırdınız? Sen bekçisin, mahallenin güvenliğinden sorumlusun. Güvenliği sağlayacağın yerde olabilir, uyandıramıyorsan senin bir üstün polis var. Polisi çağır. Daha olmadı, çekici çağır, arabayla beraber götürü çocuğu. Ceza yaz. Kurşunlamak ne demek? Biz bunu yetkililere duyurmak istiyoruz.”