Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) üyeleri, Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için Ata’nın huzuruna çıkmak istedi. Ancak HKP üyeleri Anıtkabir’e alınmadı …
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) üyeleri, Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için Ata’nın huzuruna çıkmak istedi. Ancak HKP üyeleri Anıtkabir’e alınmadı. HKP üyelerinin Anıtkabir’e girmesini engelleyen bir polis, “Atatürk’ün böyle fotoğrafı yok” dedi.
HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Sait Kıran, Polis’e “Biz mi uydurduk, biz mi yaptık” diyerek telefonundan Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndaki paşalarla çekilen kalpaklı fotoğrafını gösterdi.
HKP üyeleri son dört yıla kadar 23 Nisan’da, 19 Mayıs’ta, 30 Ağustos’ta, 29 Ekim’de ve 10 Kasım’da Anıtkabir’e, üzerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün kalpaklı portresinin ve “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” sözünün yazılı olduğu bayraklarla Anıtkabir’i ziyaret ediyordu.
Anıtkabir’e girişi engellenen HKP üyeleri adına HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Sait Kıran Tandoğan’da açıklama yaptı.
Kıran şu ifadelere yer verdi:
“CUMHURİYET’İN YARATTIĞI DEĞERLER YOK EDİLEMEYECEK”
Değerli Halkımız, Emperyalistlere karşı Dünya’da zaferle sonuçlanmış ilk Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın önderi Mustafa Kemal, 83 yıl önce bugün bedence aramızdan ayrıldı. Fakat onun önderlik ettiği Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızdaki ve Kurtuluş’tan sonra kurulan Cumhuriyet’in yarattığı değerler, Laik Demokratik Cumhuriyet’in değerleri yaşamaya devam ediyor. İnsanlık yok olmadıkça, toplumlar tümüyle ortadan kalkmadıkça, Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın ve onun ürünü olan Cumhuriyet’in yarattığı değerler yok edilemeyecek. Ne yazık ki Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşımızla ülkemiz topraklarından defettiğimiz, Mustafa Kemal’in deyimiyle, Geldikleri Gibi Giden Emperyalistler yerli işbirlikçiler aracılığıyla bugün ülkemize çöreklenmiş durumundalar. Yeniden 1919 öncesinin koşullarını yaşamakta halkımız ve ülkemiz. Özellikle 1952’de Emperyalist NATO’ya girdiğimizden bu yana ülkemizin ekonomik, siyasi bağımsızlığı kerte kerte ortadan kaldırılmış, bugün nerdeyse ABD-AB Emperyalizminin açık yarı sömürgesi durumuna düşmüş durumdayız.
“ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞIMIZIN KAZANIMLARI YOK EDİLEMEZ”
Bu nedenle Halkın Kurtuluş Partisi olarak diyoruz ki: Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın devamını biz gerçekleştireceğiz. Yeniden Antiemperyalist bir Ulusal Kurtuluş mücadelesi yürüterek Emperyalistleri ve Onların işbirlikçilerini yeniden yenilgiye uğratacağız. 30 Ağustos Zaferi’yle nasıl Emperyalistleri geldikleri gibi gönderdiysek, onların yerli işbirlikçileri olan Padişah İngiliz zırhlılarına binip ülkeden kaçmak durumunda kalmışsa, Emperyalistler ve işbirlikçileri de İkinci Kurtuluş Savaşı’mız’ın zaferiyle aynı sonuçla karşılaşacaklardır. Hep söylüyoruz, erken zafer havası çalmasınlar. Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın kazanımları yok edilemez. Yaklaşık 20 yıldır, ABD-AB Emperyalizmi’nin bütün desteklerine, ülkenin bütün olanaklarını ele geçirmelerine rağmen nasıl Halkımızın büyük çoğunluğunu Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin kazanımlarından uzaklaştıramıyorlarsa, Mustafa Kemal’den uzaklaştıramıyorlarsa, bu kez de yenilgiye uğrayacaklardır. Halkın Kurtuluş Partisi olarak bunun mücadelesini veriyoruz. O gün geldiğinde, İkinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Mücadelemiz zafere ulaştığında bu ülkede gerçek Demokratik Halk İktidarı oluşturulduğunda, Mustafa Kemal o günde bu topraklarda yaşamaya, Emperyalistlere ve Yerli İşbirlikçilerine karşı mücadeleye devam edecek. Halkın Kurtuluş Partisi bu iktidarı kurmak için mücadele ediyor.”