Ankara Sanayi Odası’ndan (ASO) yapılan yazılı açıklamaya göre ASO’nun eylül ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi. Burada değerlendirmelerde …
Ankara Sanayi Odası’ndan (ASO) yapılan yazılı açıklamaya göre ASO’nun eylül ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi.
Burada değerlendirmelerde bulunan ASO Başkanı Nurettin Özdebir, yüksek faiz ortamında özel sektörün yatırım ve üretim imkanlarının azaldığını, sürdürülebilir bir enflasyon ve faiz düzeyinde Türkiye ekonomisine olan güvenin tesis edilmesinin önem taşıdığını belirtti.
Türk lirasına güven algısını oluşturacak ortam ve politikaların ivedi şekilde devreye girmesi gerektiğine işaret eden Özdebir, “Kısa dönemde, bu politika tercihiyle sağlanacak iyileşmeyle orta ve uzun vadeli politikalar ortaya koyup, üretim ekonomisine ivedilikle geçmek zorundayız.” ifadesini kullandı.
Özdebir, enflasyon ekonominin en önemli gündem maddesi olmaya devam ederken, gıda itişli fiyat artışlarının da enflasyonun yükselmesine neden olduğuna dikkati çekerek, enflasyon düşüşü için para politikasında gerektiği kadar sıkılaştırmanın devam etmesi gerektiğini savundu.
“YENİ FAİZ KARARLARI BELİRSİZLİK OLARAK KARŞIMIZDA”
“Merkez Bankası’nın finansal istikrara odaklanması ve ekonomide para politikasının maliye politikasını destekleyici olduğu bir sistemin kurgulanmasının daha sağlıklı sonuç vereceğini” belirten Özdebir, şunları kaydetti:
“Geçen hafta yapılan para politikası kurulu sonucunda politika faizi yüzde 19 seviyesinden 100 baz puanlık azalışla yüzde 18 seviyesine indirilmiştir. Merkez Bankası’nın, faiz indirimi gerekçelerinden birisi olan, ‘parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladı’ ifadesi doğru olmakla birlikte, enflasyon eğilimlerinin bozulduğu ve enflasyon beklentilerinin kötü olduğu bir ortamda, faiz seviyesi düşse dahi üretim ve yatırım açısından hızlı bir etkinin olacağını zannetmiyorum. Ayrıca Merkez Bankası’nın önümüzdeki toplantılarda alacağı kararlar da önemli bir belirsizlik olarak karşımızda duruyor. Bu süreçte, Merkez Bankası’nın para politikasında öngörülebilirliği olan bir politika tercihini ortaya koyması gerektiğini düşünüyorum. Merkez Bankası’nın faiz indirimine odaklanmaktan ziyade enflasyona odaklanmasının ekonomi açısından daha sağlıklı olacağına inanıyorum. Merkez Bankası’nın ekonominin kurallarına göre faiz düşüşüyle gevşek bir para politikasına geçiş sinyali gibi gözükse de diğer taraftan zorunlu karşılık oranı ve reeskont ile ilgili yapmış olduğu daraltıcı politika tercihleri ile bir nevi para politikası tercihinde bir dengelenme sağlamıştır.”