Prensessiniz, elbiselerinizi bile giydiren hizmetkârlarınız var. Elinizi soğuk sudan sıcak suya sokmuyor, sadece poz veriyorsunuz. Üstelik halk …
Prensessiniz, elbiselerinizi bile giydiren hizmetkârlarınız var. Elinizi soğuk sudan sıcak suya sokmuyor, sadece poz veriyorsunuz. Üstelik halk sizi seviyor, her hareketiniz fotoğraflanıyor.
Ama ölesiye mutsuzsunuz, o kadar ki yediğiniz her lokmayı kusuyor, halüsinasyonlar görüyor, ağlarken gözyaşlarınızı içinize akıtıyorsunuz! Milyonların sevgilisi Lady Diana’nın hayatı işte buydu ve eşinden ayrılmadan önce herkesin çok mutlu olması gereken bir Noel tatilinde sinir krizleri geçiriyordu! Vizyona giren Spencer (Diana’nın kızlık soyadı) filmi işte Sandringham Şatosu’nda geçen bu üç günlük Noel tatilini anlatıyor. Kristen Stewart, Lady Diana’yı en başarılı biçimde canlandıranlardan biri olmuş. Onun kadar ince, zarif ve hüzünlü, gözleri sürekli yaşlı. Diana’nın mutsuzluğu, bütün gençliği ve güzelliğine karşın, kocasını yaşlı ve çirkin metresinden koparamamış olması hatta kocasının aynı Noel hediyesini ikisine birden almış olması. Üstelik prens, onunla ne yatak odasını paylaşıyor ne de iki kelime ediyor. Diana ise her şeye isyanda. Kraliyet ailesinin kuralları, evet çok katı ve çok sıkıcı ama o, sıradan halktan bir insan gibi yaşayamayacağını bilerek evlenmedi mi? Belli değil. Pablo Larraín tarafından yönetilen ve Steven Knight tarafından yazılan film, 2021 yapımı. Filmin başrollerinde Kristen Stewart’ın yanı sıra Jack Farthing ve Sean Harris yer alıyor. Film, sadece Lady Diana’nın geçirdiği psikolojik bunalımları değil, kraliyet yaşamının ne kadar katı kurallara bağlı olduğunu göstermesi açısından ilginç. Diana’nın “Ben halktan biri gibi yaşamak istiyorum” sözüne prensin “Ama halk bizim onlar gibi olmamızı istemiyor!” yanıtı ise daha da ilginç! Ben filmi izlerken Prens Harry ve Amerikalı oyuncu karısı Meghan’ın kraliyet unvanlarını reddedip İngiltere’yi terk etmelerinin nedenini daha da iyi anladım. Hele kral da olmayacaksa o kadar sıkıntıya ne gerek var ki?