“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çalışması yapan 6 muhalefet partisi, hazırladıkları ortak metni kamuoyuyla paylaşmaya hazırlanıyor. “Güçlü …
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çalışması yapan 6 muhalefet partisi, hazırladıkları ortak metni kamuoyuyla paylaşmaya hazırlanıyor. “Güçlü başbakan” vurgusu yapılan sistem çalışmasında, cumhurbaşkanının “veto yetkisi”, “geri gönderme yetkisine” dönüştürülecek. Cumhurbaşkanının geri gönderdiği yasanın yeniden onaylanması için “nitelikli çoğunluk” değil “basit çoğunluk” yeterli olacak ve yasa, iade edilmemek üzere ikinci kez cumhurbaşkanına gönderilecek.
TBMM’de geçen ekim ayında bir araya gelen 6 muhalefet partisi, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ çalışmalarına başlamıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya ve Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp’in ortak çalışması sonucu bir deklarasyon metni hazırlanarak 6 partinin genel başkanlarına sunulmuştu.
AYRINTILAR BELLİ OLDU
Metin üzerindeki çalışmalar her partinin kendi bünyesinde devam ediyor. Çalışmalar tamamlandığında ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ önerisi genel başkanlar tarafından kamuoyuna sunulacak.
Edinilen bilgiye göre; cumhurbaşkanının “veto yetkisi”, “geri gönderme yetkisi’ olarak yeniden düzenlenecek. Cumhurbaşkanı, TBMM’de kabul edilen yasaları tekrar görüşmek üzere Meclis’e geri gönderebilecek. Ancak yasanın cumhurbaşkanına tekrar gönderilmesi için Meclis’te bulunan milletvekillerinin salt çoğunluğu yeterli olacak ve iade edilmemek üzere ikinci kez cumhurbaşkanına gönderilecek.
Konuya ilişkin ANKA Haber Ajansı’ndan Burcu Kahriman’a konuşan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, şunları söyledi:
“BAŞBAKANLAR CUMHURBAŞKANININ VESAYETİNE TABİ OLMAYACAK”
“Bizim yeni sistemde yapmak istediğimiz şey şu; güçlü bir başbakan, güçlü bir bakanlar kurulu olması gerekiyor. Bugünkü sistemden farkı ne? Bugünkü sistemde bir kolektif hükümet sorunundan bahsedilemiyor, sadece cumhurbaşkanının tek imza ile yapacağı işlemlerden bahsediliyor. Yani başbakana paralel olarak bugünkü cumhurbaşkanının konumunu söylüyorum. Ama parlamenter sistemde ise asıl olan, bakanlar kurulu ile beraber, müşterek atacağı imzalarla hükümet politikalarına yön vermesi. Dolayısıyla bu manada başbakanlar, bakan atarken, üst düzey bürokratlar atarken ya da hükümetlerle ilgili icraatlar yaparken cumhurbaşkanlarının vesayetine tabi olmamış olacaklar. Dolayısıyla cumhurbaşkanları da aktif siyasetin içinde olmayacakları için milli birlik ve beraberliği sağlama konusunda da partiler üstü, toplumun geneli tarafından kabul edilen siyasi kişilikler olmuş olacak.
“NETELİKLİ ÇOĞUNLUK YERİNE BASİT ÇOĞUNLUK”
Veto yetkisi şöyle; yasama ile ilgili cumhurbaşkanının gönderdiği yasalar, şu an ‘basit çoğunluk’ dediğimiz, o gün parlamentoda bulunanların salt çoğunluğuyla alınabilecek bir yasa cumhurbaşkanına gittiği zaman, cumhurbaşkanın bunu veto etme hakkı var. Yeniden yasalaşabilmesi için 301 oya, yani daha nitelikli bir oy oranına ihtiyaç duyuyor. Buna ‘cumhurbaşkanının veto hakkı’ deniyor. Biz, bunu ‘cumhurbaşkanının geri gönderme hakkına’ dönüştürüyoruz. Elbette cumhurbaşkanı bir yasa değişikliğini tekrar görüşmek üzere Meclis’e iade edebilir, ama burada Meclis’in daha büyük bir çoğunlukla bunu tekrar geri göndermesi ile ilgili bir zorlaştırma getirmemiş oluyoruz. Aynı şey olursa yeniden bu yasayı yapıp göndermiş olabilecek. ‘Veto’ ile ‘geri gönderme’ farklı şeyler olduğu için söylüyorum. Birinde, daha nitelikli bir sayı ile ikinci kez gönderebiliyorsunuz aynı yasayı cumhurbaşkanına. Bizim getirdiğimiz sistemde ise adeta ‘yeniden bir görüşün bunu’ şeklinde bir geri çevirme hakkı olarak düzenliyoruz. Yani yeniden cumhurbaşkanına onu göndermek için 301 oya gerek yok. O gün Meclis’te bulunanların salt çoğunluğu, 184 milletvekili de evet oyu verirse, evetler hayırdan fazla ise tabii yeniden, ikinci kez cumhurbaşkanına iade edilmemek üzere gönderilebilecek.
“BAŞBAKAN KENDİ UYGUN GÖRDÜĞÜ ATAMALARI YAPABİLECEK”
“Bürokrat atamaları, bakan atamalarında asıl olan başbakanın iradesidir. Çünkü millete karşı hesap verebilecek olan, icraatlardan dolayı hem hukuki hem siyasi sorumluluğu olan başbakanlardır. Yani cumhurbaşkanının herhangi bir hukuki veya siyasi sorumluluğu yok. Onun için zaten başbakanlar madem sorumluluk üstleniyorlarsa o zaman kendi icraatlarını, kendi uygun gördüğü atamaları yapabilmeleri gerekiyor, tabii ki anayasada kendisine tanınan oranda.
Eski parlamenter sistemde başbakanlar, yapacakları icraatlarla ilgili cumhurbaşkanlarını ikna etmek ve onların onaylarını almak zorunda kendilerini hissediyorlardı. Dolayısıyla yapmak istedikleri birçok atamayı yapamadıkları için ya vekaleten atamalar söz konusu oluyordu ya da cumhurbaşkanı tarafından veto edilen kişilerle iş yapmak zorunda kalıyordu. Yeni dönemde, başbakanlar da bu konuda, yani cumhurbaşkanını yeniden ikna etmek, onların da onayını istemek için ekstra bir mesai harcamak zorunda da kalmamış olacaklar. Çünkü asıl olan başbakanlar tarafından icra yetkisinin kullanılmasıdır.”
CUMHURBAŞKANI ATAMAYI BEKLETEMEYECEK
“Sorumluluk başbakanda olduğu için atamaları da başbakanın kendisinin yapması gerekiyor” diye konuşan Kaya, şöyle devam etti:
“Milletin birliğini, devletin kurumları arasında meydana gelebilecek iletişimsizlikleri ya da koordinasyonsuzluğu ortadan kaldırmış olacak, ama elbette cumhurbaşkanı temsil makamı olduğu için başbakanların gönderdiği atamalar, onun imzasıyla Resmi Gazete’ye gönderilmiş olacak. Yani süreci tamamlayan imzalar olacak, ama bu imzalar hiçbir zaman atamayı bekleten ya da onaylayan imzalar olmamış olacak.”