Gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, “Masa yeniden kuruluyor!” başlıklı yazısıyla AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden …
Gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, “Masa yeniden kuruluyor!” başlıklı yazısıyla AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanlığına aday olup olamayacağına dair tartışmaları köşesine taşıdı. Seçim görünmeden adaylık tartışması yükselmeye başladığını belirten Balbay, gündeme yeni bir “Erdoğan mağduriyeti” oturtulmaya çalışıldığını vurguladı.
“Kamuoyu cumhurbaşkanı adaylığı için anayasa ne diyor, sorusuna yanıt aramıyor” diyen Balbay, “Şu soru gündeme taşınıyor: Erdoğan üçüncü kez aday olabilir mi olamaz mı?” ifadelerini kullandı.
Balbay’ın yazısının tamamı şu şekilde:
“Seçim görünmeden adaylık tartışması yükselmeye başladı.
Gündeme yeni bir “Erdoğan mağduriyeti” oturtulmaya çalışılıyor.
Konunun ayrıntılarına girmeden önce “usulüne” dokunalım. Hukukta temel bir bakış vardır:
Usul, esasın kapısıdır!
Eğer yanlış kapıyı açarsanız, istediğiniz yere gidemezsiniz!
Kamuoyu cumhurbaşkanı adaylığı için anayasa ne diyor, sorusuna yanıt aramıyor.
Şu soru gündeme taşınıyor:
– Erdoğan üçüncü kez aday olabilir mi olamaz mı?
İlk bakışta iki soru da aynı yere çıkıyor gibi ama değil. Ne olursa olsun ülkede bir anayasa var, değişene kadar o geçerlidir. İktidar böyle bakmıyor. Erdoğan aday olabilir mi olamaz mı? Olabilir diyenler tam özgürlükçü, olamaz diyenler statükocu, kaos heveslisi!
Özetle anayasa diyor ki:
Bir kişi iki kez cumhurbaşkanı adayı olabilir. Seçimler öne alınırsa dönemini tamamlamadığı için bir kez daha aday olabilir.
Erdoğan iki kez cumhurbaşkanı seçildi. Seçim öne alınırsa üçüncü kez aday olabilir. Alınmazsa olamaz.
Bu bizim iddiamız değil, bu iktidarın değiştirdiği anayasanın emri!
***
Konunun temeli 2018’e uzanıyor. Erdoğan’ın ikinci kez cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) TBMM’ye bir yazı gönderdi. Şöyle diyordu:
“Recep Tayyip Erdoğan 13. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir.”
Dönemin Meclis Başkanı İsmail Kahraman 5 Temmuz 2018’de YSK’ye bir yazı yazdı:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başındaki 13 ibaresini kaldırın…”
Aynı gün YSK Sadi Güven başkanlığında toplandı. Oybirliğiyle şu kararı aldı:
“13 ibaresi kaldırılmıştır…”
Böylece iktidar şu söylemi edinme hakkını cebine koydu:
“Erdoğan yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır…”
O günlerde tartışılan bu söylemin seçim yaklaşınca “mesele” olacağı belliydi.
Öyle anlaşılıyor ki vakti geldi.
Erdoğan’ın Türkiye’yi yönettiği, Erdoğan’ı da Bahçeli’nin yönettiği yaklaşımından hareket edersek, masa yeniden kuruluyor. Bahçeli, Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığının önünde sorun olmadığını, olursa bunun çözümü için çaba harcayacaklarını söyledi. Bu iki uçlu bir çıkış. Bahçeli bu hamleyle Kılıçdaroğlu’na dönüyor, diyor ki:
“Erdoğan karşıma çıksın yeneceğim diyorsun. Bunun tartışmasız olması için anayasayı netleştirelim. Samimi isen haydi…”
Erdoğan’a dönüyor, diyor ki:
“Sen üçüncüyü bırak, dördüncü kez aday olursun. Adamların yasal sorun yok diyor ama tartışmalı hale gelme. Oyunu ben kurarım…”
Çeyrek asırdır hükümet kurup, hükümet bozup seçim tarihlerini tayin eden Bahçeli’nin bu bağlamda yeni bir hamle yaptığı görülüyor.
***
Bu siyaset oyunları karşısında muhalefet, Millet İttifakı ne yapacak?
Bahçeli’nin başlattığı cirit oyununda Erdoğan’ın başarısı başarısızlığı tartışılmayacak, aday olma hakkı olup olmadığı tartışılacak!
Buyurun yeni mağduriyet oyunlarına!
Milet İttifakı’nın bileşenleri ve sempatizanları 12 Şubat’ta bir araya gelecekler. Önümüzdeki dönemin bu zeminde konuşulmasına izin vermemeleri, en azından bunun parçası olmamaları gerekir.
Türkiye’nin iyi yönetilmediğini, başta ekonomi olmak üzere alınan kararların akılcı olmadığını iktidarı destekleyenler de kabul ediyor. Kabul etmeseler ne olacak? Ortada gerçekler var. Yerli ve milli Nebati, Londra’ya gitti, ne olduğu anlaşılmayan yeni ekonomi adımlarını beğendirmeye çalıştı. Yapılan açıklamalara göre, ne dediği de anlaşılmadı.
Millet İttifakı’nın iki temel gündemi olmalı:
1-Türkiye’nin olabildiğince sağlıklı bir zeminde seçime gitmesini sağlayıp sandıklara sahip çıkmak.
2-Milletin tepkisini umuda çevirip yeni bir iktidarın gelmekte olduğunu göstermek.
Gerisi lafügüzaftır…”