2020 yılında koronavirüs pandemisi sebebiyle kapılarına kilit vurulan Karaköy Genelevi için AKP’li Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız …
2020 yılında koronavirüs pandemisi sebebiyle kapılarına kilit vurulan Karaköy Genelevi için AKP’li Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, genelevlerin bulunduğu Zürafa Sokak’ta bir dönüşüm projesi başlatılacağını duyurmuştu.
Sokaktaki büyük dönüşümün ardından kameraların ilk kez girdiği evlerde yaşananlar medyada geniş yer buldu. Öte yandan, İstanbul’un ilk resmi genelevini uzun yıllar işleten ünlü genelev patroniçesi Matild Manukyan‘ın arşivi de emekçilerin hakları gibi korunamadı.
Cumhuriyet.com.tr‘den Kardelen İnce’nin haberine göre; sokakta genelev olarak kullanılan binalarda ilerleyen dönemlerde birçok sosyal tarih araştırmacısına, belgesellere ışık tutabilecek belgeler, evsizler tarafından ısınmak için kullanılmış. Geneleve ait hasılat raporları, ödenen faturalar, çalışanlara ait defterler, evlerin içinde yaşananların ispatına ve boyutuna tanıklık ediyor.
”ÇALIŞMAZSAN DAYAK YERSİN”
Beyoğlu’nda yıkımına başlanan tarihi Karaköy Genelevi’nin emekçileri, genelevde tarihsel süreç içindeki bilinmeyenleri anlattı. “Türkiye’nin en bilinen genelevinde neler oldu?” sorusuyla çıktığımız yolda Zürafa Sokak’a dair bilinmeyenleri genelevin emekçilerinden dinledik.
Zürafa Sokak’ta Manukyan’ın patronluğu döneminde seks işçisi olarak çalışmış, şimdilerde 60 yaşlarında olan Ç.A., genelevin en yoğun döneminde kendi hikayesini, Manukyan’ı, hangi koşullarda çalıştığını, demir kapılar arkasındaki işleyişi anlattı.
Ç.A., genelev içinde yaşanan koşulları şu sözlerle ifade etti:
”Orada elektrik, su, ısınma parasını kaçak çalışanlara ödetiyorlardı. Bize çok bir şey kalmıyordu. Eğer çalışmazsan dayak yersin. Sigortamız ödenmiyordu. Bana kalan hiçbir şey yok. Oralarda tazminat vermezler.”
”PARAYI TANIRDI”
Ç.A., Zürafa Sokak’ın en işlek dönemlerinde patronluk yapmış ve servetinin boyutu hala bilinmeyen vergi rekortmeni Manukyan‘a dair şöyle konuştu:
”Manukyan parayı tanırdı, başka bir şeyi tanımazdı. Eğer güzelsen, para kazandırabiliyorsan iyisin. Kafası çalışan kadınları burada istemezdi. Parasını verir, gönderirdi.”
Genelevde kaçak yolla çalışmış birçok çocuğun ve trans bireylerin de olduğunu belirten Ç.A., ”Orada kadın kılığında perukla çalışan erkeklerin de durumu kötüydü. Onlar bizden ayrı olarak sokağın daha aşağısında çalıştırıyolardı. Oraya kimin girip çıktığına polis bakmıyordu. Yurttan kaçan kızları tünellerden sokup çalıştırıyorlardı. Polis ne olduğunu bilmez mi, Matild Manukyan’dan korkuyorlardı. Herhangi bir kontrolde kızlar o tünellerde saklanıyordu” ifadelerini kullandı.
”TÜRKLERİ SEVMEZDİ”
Geneleve uzun yıllar yemek götüren R.G. de o günlere dair izlenimlerini, kadınların çalıştığı koşulları şöyle anlattı:
“Orada çalışan kadınları dostları dövüyorlardı. Genelevin sahiplerini onlara tembih ediyormuş. Oradaki tüm pislikleri gördük. Orada çalışan bir kadını pazar günü ailesiyle Menekşe Plajı’nda gördüm. Onu ailesiyle görünce çok zor duruma düştüm.”