Zizek, “Taliban’ın ‘politik doğruculuk’ ile ortak bir yanı olabilir mi? Şaşırtıcı bir şekilde var…” başlıklı makalesinde, Taliban’ın kamusal …
Zizek, “Taliban’ın ‘politik doğruculuk’ ile ortak bir yanı olabilir mi? Şaşırtıcı bir şekilde var…” başlıklı makalesinde, Taliban’ın kamusal alan ve iş yerlerinde kadınlara yönelik tutumunu aniden değiştirdiğini savundu.
Zizek ayrıca, Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid’in, “Çalışan kadınlar güvenlikleri için evde kalmalı” şeklindeki sözlerini de eleştirdi. Sloven sosyolog makalesinde buna ilişkin olarak, “Taliban’ın uluslararası toplumu, kadınlara karşı geçmiş dönemde olduğundan daha hoşgörülü olacağına ikna etmeye yönelik çabalarını baltaladı” ifadelerine yer verdi.
Zizek’e göre, “Bu açıklamaya yönelik öngörülebilir Batı tepkisi, Taliban’ın kadınların eğitim ve çalışma haklarına saygı duyulacağına dair verdiği güvencenin ne denli ikiyüzlü olduğu ve artık gerçek yüzlerinin ortaya çıktığı şeklinde, ancak gerçek bundan daha karmaşık. Taliban’ın pozisyonundaki değişimi anlamak için ikiyüzlülük suçlamalarına ihtiyaç yok…”
ERKEK, KADIN KARŞISINDA SAVUNMASIZ MI?
Zizek makalesinin devamında, Avustralya’nın en kıdemli Müslüman din adamı Şeyh Taj Aldin al-Hilali’nin, başörtüsü takmayan kadınları çiğ etle karşılaştırdığı sözlerine yer verdi. Hilali, “Eğer üstü açık bir parça eti sokağa bırakırsanız… ve kediler de gelip onu yerse… bu kimin suçu? Kedilerin mi yoksa üstü açık etin mi?” demişti.
Zizek’e göre, oldukça tepki çeken bu sözlerin altında, “Erkeklerin kadınlar karşısında tamamen çaresiz olduğu, kadınlara yönelik hislerine karşı koyamadıkları, cinsel açlıklarının kölesi oldukları” gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.
Batı’da ise kadın ve erkek arasındaki ilişki, erkeklerin kendi cinsel davranışlarını yönetme kaabiliyetinden tamamen yoksun oldukları bu varsayıma karşıt olarak, “Cinsel kısıtlamaya muktedir oldukları, cinsel dürtülerinin kör köleleri olmadıkları öncülüne dayanıyor.”
ERKEK, KADINI NEYDEN KORUYOR?
Zizek sözlerini şöyle noktalıyor:
“İslam, en azından köktenci versiyonunda kadınları koruma fikrine takıntılı. Ancak onları neyden korumak istiyor? Saldırgan erkeklerden mi? Bu kamusal gerekçenin altındaki gizli gerçeği keşfetmek oldukça kolay… Erkeklerden değil, ‘kadının cinsel olarak kötü muameleye maruz kaldığında zevk almasından’ koruyor. Kadınları koruma ve kontrol etme arzusunun altında bu korku ve erkeklerin ahlaki soğukkanlılığına duyulan derin güvensizliğin bir karışımı yatıyor…”
