Çürük deyince aklımıza ilk gelenlerden biri de meyve ve sebzelerdir. Meyve ve sebzelerin çürüdüğünü her zaman görmeyebiliriz. Ancak buzdolabını …
Çürük deyince aklımıza ilk gelenlerden biri de meyve ve sebzelerdir. Meyve ve sebzelerin çürüdüğünü her zaman görmeyebiliriz. Ancak buzdolabını açtığımızda gelen kokuyla çürümenin farkına varırız. Kokunun geldiği yeri buluruz ve çürüyen yiyeceği buzdolabından çıkarırız.
Çürük kokusu hemen kaybolmaz. Buzdolabını silmemiz gerekir. Eğer bu çürük çok derinse keskin bir koku bırakır. Çürük kokusu etrafındaki diğer yiyeceklere de siner. Ve bu koku en taze yiyecekte bile duyulur.
Son dönemde tartıştığımız eski AKP Milletvekili Burhan Kuzu’nun başrolünde olduğu rüşvet-tehdit-şantaj olayları tam da bahsedilen derin çürüklerden. Ve aradan aylar geçmesine rağmen çürük kokusu hala kaybolmadı.
Öyleyse anlatalım…
SARAY’DAN GELEN “ÇÜRÜK” KOKUSU
Hakkında organize suç örgütü yöneticisi olduğu iddiasıyla soruşturma başlatılan Sedat Peker, Burhan Kuzu dosyasını tekrar gündeme getirdi. İranlı uyuşturucu kaçakçısı Naci Şerifi Zindaşti ile Kuzu’yu tanıştırdığını söyleyen AKP’nin eski Beşiktaş Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Aliye Uzun’a dikkat çekti.
Zindaşti, Kuzu, Uzun üçgeni ise bir “Vatandaşlık” meselesine dayanıyordu.
Türk vatandaşlığı almak isteyen uyuşturucu baronu Zindaşti, Aliye Uzun üzerinden Burhan Kuzu ile temasa geçti. Zindaşti, tonlarca uyuşturucuyla yakalanan ve Ergenekon kumpasında Zekeriya Öz’ün gizli tanığı olan bir isimdi. Vatandaşlık alabilmesi için araya nüfuzlu kişilerin girmesi gerekiyordu. Öyle de oldu.
UYUŞTURUCU BARONU İÇİN SEFERBER OLDULAR
Aliye Uzun vatandaşlık işi için Zindaşti’den 650 bin lira istedi. Üstelik Uzun, Zindaşti’den kendi dergisi için de 100 bin lira aldı.
Yüz binlerce lira ödeme alan Uzun, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Erdoğan’ın danışmanlığını yapan Kuzu’ya ulaştı. Kuzu da Saray telefonlarından hakimleri aradı, “Saray’dan aranıyorum” diyen yargı mensupları da acele kararlar aldı. Zindaşti’nin vatandaşlık alması için yüzlerce bin liralar havada uçuştu, devletin en tepelerinden telefonlar yağdı.
Ayrıca, gazetemiz muhabiri Zehra Özdilek, devletin en üst kademelerinde bulunan isimlerin sadece Zindaşti için değil bir diğer baron Orhan Ünğan için de seferber olduğunu anlattı.
TÜRK VATANDAŞININ EŞİNİN REDDEDİLEN BAŞVURUSU
Peki kanlı bir uyuşturucu baronu için tüm imkanlar devreye sokulurken on yıllardır yurt dışında yaşayan yurttaşın eşi için yaptığı vatandaşlık başvurusunda ne mi oldu? Bir çırpıda reddedildi.
Türk vatandaşı F.T., S.T. adlı kadınla uzun yıllardır yaşadığı Romanya’da hayatını birleştirdi. F.T.’nin eşi Romanya vatandaşıydı. Her yıl Türkiye’yi de ziyaret ediyorlardı.
Ferdi. T., eşi Silvia T. için 2014 yılında Türk vatandaşlığı başvurusunda bulundu. Ancak bir sene sonra başvuru reddedildi. Sebep ise Ferdi T.’nin terör örgütü PKK ile iltisaklı olduğu iddiasıydı. Ancak Ferdi T. hakkında herhangi bir soruşturma, yakalama veya dava yoktu. Ve yıllardır Türkiye’yi defalarca ziyaret etmişlerdi. Hiçbir sorun yaşamamışlardı. Öte yandan Ferdi T. gerekçe gösterilerek Silvia T.’nin vatandaşlık başvurusu reddedildi.
Başvurusu reddedilen Silvia T. avukatı aracılığıyla İçişleri Bakanlığı’na dava açtı. Avukatı tarafından, Ankara İdari Mahkemesi’nde açılan davada, Ferdi T.’nin terör örgütü bağlantısına dair herhangi bir belge, bağlantı, delil, tanıklık olmadığına dikkat çekildi. “Doğu Anadolu bölgesinde doğan herkes terörist midir?” diye soruldu. Ve terörist olduğu söylenen kişinin bir sicil kaydının bulunmadığı belirtildi. Eğer varsa bir terör örgütü iltisaklığı “yargılansın” denildi.
Ancak sonuç değişmedi. MİT’ten gizli bir belge geldiği söylendi. Ve yıllarca Türkiye’ye gelen herhangi bir suç kaydı çıkmayan Türk vatandaşının “terörist” olduğuna hükmedildi.
Yani çürük kokusunu gidermek öyle kolay değildi.