İktidara yakın gazete Yeni Şafak’ta sık sık Cumhuriyet’i ve laikliği karşısına alan yazılarıyla bilinen Yusuf Kaplan’ın bu seferki hedefi …
İktidara yakın gazete Yeni Şafak‘ta sık sık Cumhuriyet’i ve laikliği karşısına alan yazılarıyla bilinen Yusuf Kaplan’ın bu seferki hedefi demokrasi oldu.
Kaplan, “İnsan, özgürlüğünü önce demokrasi sonra da dromokrasi rejimiyle iki kez kaybetti!” başlıklı yazısında “Modernite, insana hak arayan demokrasi ile insanı kitleleştirdi, sürüleştirdi, araçların kölesi hâline getirerek özgürlüğünü yok etti” yorumu yaptı.
Kaplan, “Demokrasi insantekini sürüleştirerek ve nesneleştirerek özgürlüğünü kaybetti insanın; postmodern süreçte de, hız, haz ve ayartı rejimi dromokrasi ile özgürlüğünü yitirdi” diye yazdı.
Kaplan’ın yazısında ilgili bölüm şöyle:
“Modernite, bilim üzerinden kuruldu: İnsana kontrolü vermeyi vadetti ama sonunda kontrolü araçlara kaptıran insanın özgürlüğünü yok etti.
Gelinen noktada, postmodern süreçte, insan, ürettiği araçların kölesi olmakla kalmadı; bilim ve teknolojik araçların ürettiği hız, haz ve ayartının kölesine dönüştü.
İnsanın, tabiat karşısında kazandığı her zafer, insanın yenilgisidir aslında.
İnsan, moderniteye, özgür iradesine kavuşmak için dört elle sarıldı.
Ama o günden bu yana en az iki kez özgürlüğünü kaybetti.
Birincisi, modernitenin, bilimi kutsaması, insanın güç üreten araçları elde etme güdüsü, eseri olan araçların esiri olmasıyla sonuçlandı. İnsan özgürlüğünü güç üreten bilime / teknolojiye yani araçlara kaptırdı.
Modernite, insana hak arayan demokrasi ile insanı kitleleştirdi, sürüleştirdi, araçların kölesi hâline getirerek özgürlüğünü yok etti.
Postmodern süreçte ise, insan özgürlüğünü hız, haz ve ayartının kölesi olarak libido’ya kaptırdı.
Libido, insanı nihilizmin ve anlamsızlığın eşiğine fırlattı.
Özetle, modern dönemde, demokrasi insantekini sürüleştirerek ve nesneleştirerek özgürlüğünü kaybetti insanın; postmodern süreçte de, hız, haz ve ayartı rejimi dromokrasi ile özgürlüğünü yitirdi.
Şu an, teknolojinin / demokrasinin ve libidonun / dromokrasinin köleleri, özgürlükten sözediyorlar!
İnsan, çifte köleleşme yaşadığını nasıl anlayacak ve özgürlüğüne nasıl kavuşacak, peki?
Sorulması gereken asıl soru bu işte.
Önemli olan soru sormak, bu soruyu sormak zaten.
Sözün özü: Hem hayatı daha iyi anlama hem de yaşanan ontolojik felâketi idrak etme, özetle özgürlüğünü yitirdiğini fark etme konusunda insana neyi yitirdiğini hatırlaması gerektiğini sorması ve bu sorunun izini sürmesi çok büyük mesafe katettirebilir.
Vesselâm.”