Yunanistan merkezli Ekathimerini gazetesinde yayımlanan Alexis Papachelas imzalı analizde, Türkiye-Yunanistan ilişkileri değerlendirildi …
Yunanistan merkezli Ekathimerini gazetesinde yayımlanan Alexis Papachelas imzalı analizde, Türkiye-Yunanistan ilişkileri değerlendirildi. Gazetenin yayın yönetmeni olan Papachelas’a göre, Ankara’da olası bir siyasi değişim Yunanistan-Türkiye ilişkilerinde bir fark yaratması pek olası değil.
“Erdoğan’la ya da Erdoğan’sız” başlıklı yazıda, “Erdoğan sonrası döneme girdik mi?” sorusuna dikkat çekildi. Analizde, “Türkiye ile ilgili kilit olan bu soruya geçen hafta bu köşede yanıtlamaya çalıştık. İkinci bir soru ise; Ankara’daki siyasi değişim, Yunanistan-Türkiye ilişkilerinde bir fark yaratacak mı? Cevap, muhtemelen pek değil” ifadelerine yer verildi.
“DERİN DEVLETİN DİŞLERİNİ ÇEKİYORDU…”
Papachelas’ın aktardığına göre; Yunanistan, Erdoğan’ın iktidara geldiği dönemde Türkiye ile yaşadığı anlaşmazlıklar üzerine makul ve onurlu bir çözüme ulaşma fırsatı bulmuştu. Türk lider o zamanlar Yunanistan ile gerilimi körükleyen silahlı kuvvetler ve Dışişleri Bakanlığı’nı bastırmaya çalıştı. Papachelas bu durumu, “Erdoğan, derin devletin dişlerini çekmekle meşguldü” şeklinde tarif etti.
Papachelas göre, “Erdoğan aynı dönemde Avrupa Birliği üyeliği fikrini Türk kamuoyuna, Türkiye’nin Avrupalılaşması fikrini de Avrupalılara satıyordu.” Analizde Erdoğan’ın, Yunanistan’la ikili ilişkilerde ‘olağanüstü’ bir gelişme sağlamakla ilgilendiği kaydedildi.
“Geleceğin tarihçilerine Erdoğan’ın neden bu fırsat penceresinden yararlanamadığı sorulacak” sorusunun yöneltildiği yazıda ayrıca şunlar kaydedildi:
“Bu fırsatı bilenler, eski Yunanistan başbakanı Kostas Karamanlis’in bir noktada Erdoğan’a gayri resmi bir teklifte bulunduğunu, ancak bunun Türk lider tarafından küçümsendiğini söylüyor. İki ülkenin keşif görüşmeleri sırasında bir noktada onurlu bir anlaşmaya varmaya yaklaştığı da söyleniyor. Gerçekte, iki ülkedeki siyasi sınıflar hiçbir zaman uyum içinde değildi, bu da anlamlı bir sonuç elde etmenin hiçbir yolu olmadığı anlamına geliyordu.”
“BAZILARI DAHA AÇIK SÖZLÜ”
Öte yandan, o dönem iki ülkenin diplomatik yaklaşımları arasında ‘önemli bir fark daha olduğunu’ belirten Papachelas, şunları kaydetti:
“Türk yetkililer Yunanistan’a, Doğu Ege adalarının askerden arındırılması için çağrı yapacak ve sözde gri bölgeler hakkında iddialarda bulunacak, ancak iki konuyu kesin bir çözüm şartı olarak ortaya koymayacaklardı. Yunan diplomatlar ise Ankara’nın bu iki konuyu sonuna kadar masada bırakmayacağı ve pazarlık fişi olarak kullandıklarını düşünüyorlardı. Ancak bugün bu tamamen değişti. Türkiye, her iki konuyu da dış politikasının kurucu unsurları haline getirdi. Üst düzey Türk yetkililerin Yunanistan ile ilgili açıklama yapmadığı hiçbir hafta yok. “
Erdoğan istifa etse bile durumun değişmeyeceğinin belirtildiği analizde, Türk liderin artan güvensizlik döneminde gücünü pekiştirmek için ‘derin devlet oyunu’na geri döndüğü öne sürüldü. Erdoğan’ın temsilcilerini kendi şartları ile dayattığı belirtilen yazıda, “Bazılarının Savunma Bakanı Hulusi Akar gibi, diğerlerinden daha açık sözlü” olduğu ifade edildi.
“ERDOĞAN İKTİDARDA OLSUN YA DA OLMASIN…”
Yazıda son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Bununla birlikte, Yunan hükümeti, bazı adaları askerden arındırır ve kayalık oluşumlar üzerindeki ‘egemenliğinden’ vazgeçmek üzerine anlaşmaya varırsa, siyasi olarak hayatta kalamaz. Dolayısıyla Ankara, hangi hükümetin iktidarda olduğuna bakılmaksızın, Atina tarafından geri çevrilecek bu taleplerde ısrar ederse, Erdoğan iktidarda olsun ya da olmasın, açıkça müzakereye yer kalmayacak.”
