Üniversite tercihleri 5-20 Ağustos tarihleri arasında yapılacak. Rehberlik koordinatörü Cihan Yeşilyurt, puan türlerine göre tercih yapabilecek aday sayılarının dramatik bir biçimde düştüğüne dikkat çekerek “Sayısal puan türünde 2020’de 685 bin olan aday sayısı 2021’de 390 bine gerilemiş durumda. Bu sayılar şu şekilde yorumlanabilir: Dört yıl ve daha fazla süreli yükseköğretim programlarını tercih edebilmek için geçerli olan 180 puan barajı düşürülmezse vakıf ve devlet üniversitelerinin çok sayıda bölümünün boş kalacağını söylemek kehanet değil, bir gerçekliktir” dedi.
Baraj puanının 170’e düşürülmesini öneren Yeşilyurt, şunları söyledi:
“Puan türlerine göre başarı sıralarını karşılaştırdığımızda gerek TYT gerek diğer puan türlerinde olsun, çok çarpıcı bir durumla karşılaşıyoruz. Örnek üzerinden gidecek olursak; sayısal puan türünde 2020’de 347 puan alan bir aday 162 bin 701. olurken 2021’de aynı puanı alan 94 bin 866. olmuş. Eşit ağırlık puan türünde 2020’de 222, 924 puan alan bir aday 457 bin 311. olurken, 2021’de 260 bin 220. olmuş.
Bu yıl 180 puan barajını geçen aday sayısı az olsa da barajı geçenlerin sıralamaları çok daha yüksek.”
TERCİH STRATEJİLERİ
Cihan Yeşilyurt’un adaylara tercih önerileri de şöyle:
– 2021 YKS tercihlerinde biraz daha farklı bir strateji izlemek gerekecek. Bunun en büyük nedeni 180 puan barajını geçen aday sayılarındaki dramatik düşüş ve bu yıl adaylara geçen yıla göre çok daha iyi başarı sıralamalarının gelmesi.
– Öğrenciler tercih yapacak aday sayısındaki azlığı lehlerine kullanabilirler. Geçmiş yıllarda genellikle başarı sırasının yüzde 50 üstünden tercihleri oluşturmaya başlanmasını ve yüzde 100’ün de altına kadar inilmesini öneriyorduk. Bu yıl yapılması gereken ise her puan türünde çok üstten ve çok alttan tercih listesi oluşturmak. Örneğin 100 bininci bir adaya 20-30 binlerden listesini oluşturmaya başlamasını ve 200 binlerin de altına inmesini söylemeliyiz. Her puan türü için geçerli bir strateji bu şekilde olmalı.
– Özellikle bazı vakıf üniversitelerinin yüzde 50 burslu programlarının kontenjanlarında boşluklar kalabileceğini de düşündüğümüzde adaylar geniş ve alternatifli bir liste yaparak bu durumdan yararlanabilirler.
– Adayların istemediği bir bölüm kesinlikle listeye eklenmemeli.
– Tercihler istek sırasına göre yapılmalı. Örneğin aday 18 binden alan bir bölümü daha çok istiyorsa 14 binden alan bir bölümün üzerine yazabilir.
– Programların son iki yılının kontenjanlarına da dikkat edilmeli. Örneğin 2020’de 100 kontenjanı olan bir bölüm 2021’de 80 kontenjana düştüyse buranın başarı sırasının yükseleceği yorumu yapılabilir.
– Yükseköğretim programlarının özel koşulları mutlaka okunmalı.
HER ZAMAN TIP
Üniversite adayları, salgın nedeniyle gelecek planları konusunda kaygı duyuyor. Üniversitelerin “dijital sosyalleşme”ye olanak sağlaması gerektiğini düşünen gençler, çevrimiçi öğrenim sayesinde şehir dışındaki üniversiteleri de tercih edebileceklerini belirtiyor.
Kültür Üniversitesi’nin “Üniversite Tercihi Yapacak Olan Aday Öğrencilerin Pandemi Dönemindeki Tercih Motivasyonları” başlıklı araştırmasının ilk sonuçları açıklandı.
1005 üniversite adayıyla görüşülerek yapılan araştırmadan elde edilen bulgular şöyle:
– Öğrencilerin yüzde 69’u, vakıf üniversitelerini tercih etmeyi düşünüyor. Öğrencilerin yüzde 64.2’si fakülte çatısı altında bir bölüm okumak istediğini belirtmiş.
– Çalışmaya katılan öğrencilerin okumak istediği bölümlerin üst sıralarında tıp, hukuk, psikoloji, bilgisayar mühendisliği, hemşirelik yer almaktadır.
– Görüşmecilerin tercih döneminde bilgi aldığı kaynakların başında okul rehber öğretmenleri, ÖSYM tercih kılavuzu ve üniversitelere düzenlenen tanıtım gezileri geliyor.
– Tercih dönemindeki bilgi kaynaklarının etkili olma durumuna bakıldığında anne/baba, kardeşler, ÖSYM tercih kılavuzu, üniversitelerde liselilere yönelik yaz okullarının oranları yüksek.
– Kampusa ulaşımın kolay olması, sosyal ve kültürel faaliyetler, akademik kalite, uluslararası imkânlar, kariyer ve iş bulma sürecine katkı üniversite tercihlerine etkisi olan etkenlerden birkaçı.
UMUTSUZLUK, YALNIZLIK…
Salgının Z kuşağı üzerindeki etkilerini inceleyen araştırma sonuçlarına göre gençler, kendilerini umutsuz, çaresiz ve yalnız hissediyor. Ailelerle daha fazla bir arada olunmasına rağmen iletişimsizlik arttı. Sosyal hayattan uzaklaşmak, hayat tarzlarından meslek seçimlerine kadar pek çok alanda büyük etki yarattı.
Neu-Pol araştırma şirketi ve Maya Fikir Kulübü’nün ortaklaşa yürüttüğü araştırmanın sonuçları şöyle:
– Gençlerin yüzde 67’si buldukları ilk fırsatta ailelerinin yanından ayrılıp kısıtlı imkânlarla da olsa kendi kuracakları bir düzende yaşamak istiyor. Katılımcıların yüzde 71’i aileleriyle daha az iletişim kurduklarını ve artık fikirlerini paylaşmak istemediklerini belirtti.
– Uzun bir süre evlere kapanan gençlerin yüzde 53’ü geçen bir yıl içerisinde duygu durum bozukluğu yaşadıklarını söyledi.
– Gençlerin yüzde 70’i çok daha otoriter yapıların kontrolünde yaşamak zorunda kalacaklarını düşünüyor.
– En çok kaygı duyulan konular eğitim ve iş. Gençlerin yüzde 76’sı iş, yüzde 55’i eğitim konusunda derin endişelere sahip.
EN ÇOK İSTENEN BÖLÜMLER
ÜNİVERSİTE TERCİHİNDE NELER ETKİli?
KAMPUS YAŞAMI AÇISINDAN:
AKADEMİK AÇIDAN:
İzmit'de Erkeklerin Aradığı Kadınlar Son Dakika Genel olarak erkeklerin diğer deyişle, Hepimizin hayatı kendine göre…
Galatasaray'ın deplasmanda Barcelona'yla 0-0 berabere kaldığı maçta ilginç bir istatistik ortaya çıktı.Kalesini gole kapatan Galatasaray,…
UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda deplasmanda Barcelona ile karşılaşan Galatasaray, müsabakayı 0-0 berabere tamamlayarak…
Türkiye Varlık Fonu ile LYY Telekomünikasyon AŞ arasında Türk Telekom'un toplam sermayesinin yüzde 55’ini temsil…
UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olan…
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı CNN International canlı yayınında Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki arabuluculuk…
Gezinme deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz.