Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal, 5. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nin sonuç bildirgesinde …
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal, 5. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nin sonuç bildirgesinde, “bilim dünyasının yaklaşık 200 yıldır materyalist felsefenin tesiri altında olduğu” savını yineledi. Kongrede, bilim insanı Albert Einstein ile Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e “deccal” diyen Said Nursi’nin karşılaştırılması dikkat çekti.
Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nin beşincisi Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 21-23 Ekim tarihlerinde çevrimiçi şekilde düzenlendi. Kongrenin onur kurulunda Kütahya Valisi Ali Çelik, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Başyiğit ve İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş da yer aldı. Düzenleme kurulunda ise çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin yanı sıra AKP’ye yakınlığı ile bilinen Memur-Sen, Eğitim-Bir-Sen, Diyanet-Sen, İlim Yayma Cemiyeti, Yüksek İstişare Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da bulunduğu TÜGVA, Said Nursi’nin öğrencilerinden Mehmet Fırıncı’nın kurucularından olduğu İstanbul İlim ve Kültür Vakfı, Nur cemaatinin Yazıcılar grubuna mensup olduğu belirtilen Hayrat Vakfı ve Halvetiyye tarikatının alt kolu Celvetiyye tarikatının kurucusu olan Aziz Mahmud Hüdayi için kurulan Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın temsilcileri yer aldı.
SUNULAN BİLDİRİLER
Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz ve ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Başkanı Abdullah Ceylan’ın da açılış konuşması yaptığı kongrede sunulan bildirilerde, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e “deccal” diyen Said Nursi’nin öne çıkarılması dikkat çekti. Kongrede sunulan bildirilerden öne çıkanların bazıları şöyle:
“İnce ölçü ile tanzim edilen kâinat bir yaratıcıyı gösteriyor. Seküler-laik bilim ve ders kitaplarındaki gizli tehlike. Seküler pozitivist inanç temelli evrim fikrinin dogmalaştırılarak dayatılması. Kuran ve coğrafyada dağlar. Bilgi ve ahlaki sorumluluk: Sinek Risalesi (Risale-i Nur’da yer alan bir kesit) ve iklim değişikliği örneği. İzafiyet teorisinin fizik ve din felsefesi açısından irdelenmesi: Einstein ve Nursi karşılaştırması. Kuran’ın madencilikle ilgili yeni keşfedilen bir mucizesi. Said Nursi’ye göre yaratma sürecinde hava atomlarının fonksiyonu. Risale-i Nur’a göre insanın kâinattaki konumu.”
SEKÜLERİZM HEDEFTE
Kongrenin onursal başkanı olarak sonuç bildirgesini açıklayan rektör Uysal, kongrenin amaçları arasında, “Türk eğitim sisteminin milli ve manevi değerler ile bütünleştirilerek ihyasına zemin hazırlamak” olduğunu belirtti. “Din ayrı, bilim ayrı” düşüncesinin materyalist felsefenin ürünü olduğunu iddia eden Uysal, “Bilim dünyası yaklaşık 200 yıldır materyalist felsefenin tesiri altında. Bu felsefî; görüşte insanın ruhu, duygu ve düşünceleri dikkate alınmamakta. Kâinatın ve insanın yaratılışını anlamada sadece fen bilimleri yeterli değil. Bilim, Allah’ın kâinattaki sanat eserlerini inceler” dedi. Evrimin, “herhangi bir delile dayanmayan felsefî: bir görüş” olduğunu savunan Uysal, ders kitaplarına ilişkin ise “Eğitimin bütün safhalarında eğitim materyalleri ve kitaplar, yaratılış bakış açısı, dil ve üslubuyla ele alınmalı. Ders kitaplarında hâlâ Antik Yunan’da olduğu gibi atom ve molekülleri ilah seviyesine çıkaran materyalist bir eğitim sistemi hâkim. Her bir atoma bir ilah gibi görev yükleyip akıl ve mantığın sınırlarını zorlayan bir eğitim modeli pedagojik formasyona da uygun değil” ifadelerini kullandı. Uysal, “gittikçe artan Darwinizm, sekülerizm ve deizm gibi düşüncelerin ise genç kuşaklarda şüphelere neden olduğunu” öne sürdü.
DAHA ÖNCE DE NURSİ ÖVÜLMÜŞTÜ
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi tarafından 2020’de
düzenlenen 4. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nde, bilimin seküler ve laik olamayacağı, olayların bilimsel açıklamalarının ise “ateist ve deistik” olduğu iddia edilmişti.
Atatürk’e “deccal” diyen Said Nursi’den “üstat” olarak söz edilen kongrede, hayvanların doğal yaşamlarında gerçekleştirdiği hareketler ise “Allah’ın hikmeti” olarak yorumlanmıştı.