Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçen yıl lira değerinde kaotik bir düşüş tetikleyen iktidarın faiz indirimi politikasına ara vererek …
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçen yıl lira değerinde kaotik bir düşüş tetikleyen iktidarın faiz indirimi politikasına ara vererek, politika oranınını 2 ay üst üste yüzde 14’te sabit tuttu.
Wall Street Journal‘ın (WSJ) yazdığı haberde TCMB Para Politikaları Kurulu’nun dün yaptığı açıklamaya ve Ukrayna krizine değinilerek, ‘artan jeopolitik risklere’ işaret edildi. Haberde ayrıca TL’nin dün dolar karşısında yüzde 10’a yakın değer kaybettiği de kaydedildi.
“DÜNYADAKİ EN YÜKSEK ENFLASYON ORANLARINDAN BİRİSİ”
WSJ makalesinde AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’nı etki altına alarak uyguladığı ve geleneksel olmayan ekonomi anlayışı sebebiyle, “TCMB, yüksek enflasyona rağmen geçen yıl üst üste 4 kez faiz oranlarını düşürdü ve ülke para biriminin 2021’in son çeyreğinde yüzde 45 değer kaybetmesine neden oldu” yazıldı.
Türk lirasının 2021 yılında yaşadığı değer kaybının milyonlarca Türk vatandaşını yoksulluğa daha da yaklaştırdığını ve yaklaşık 20 yıldır Türkiye’yi yöneten Erdoğan’ın iktidarını tehdit ettiğini belirten WSJ, “Liranın yabancı paralar karşısında zayıflaması, kamuoyunun Erdoğan’a verdiği desteği zayıflattı. Faiz indirimleri, ocak ayında Türkiye’nin enflasyon oranını neredeyse yüzde 50’ye yükseltti ve şu anda dünyadaki en yüksek oranlardan biri” ifadelerini kullandı.
“PİYASADAKİ ŞOKU GÖRDÜLER”
WSJ’ye değerlendirmelerde bulunan ekonomist Uğur Gürses, TCMB’nin faizi sabit tutan politikasına ilişkin “Bu bir taktik. Çünkü piyasalardaki ve enflasyondaki şokunu gördüler” dedi.
Haberde Gürses’in ayrıca “Hükümetin, geçen yıl kurulan yeni bir finansal araçtan elde edilen gelirler ile birlikte turistlerin getirdiği bir döviz girişinden yararlanmayı umduğu nisan veya mayıs ayına kadar faiz oranlarını daha da indirebileceğini” söylediği yorumları da yer aldı.
FAİZ ENFLASYONU DÜŞÜRÜYORSA DÜN NEDEN FAİZ İNDİRMEDİLER?
WSJ gazetesi, ayrıca ekonomi profesörü ve ABD Merkez Bankası’nda (FED) eski bir ekonomist olan Selva Demiralp’in “Faiz indirimlerinin enflasyonu düşürücü olduğuna dair inançlarında samimiler ise, faiz indirimleri için daha iyi bir zaman olamaz. Alışılmış ve geleneksel ekonomi politikalarının işleyişi hakkında herhangi bir şüphe varsa, Türkiye’nin yaptığı bu deney tüm şüpheleri ortadan kaldırmış olmalı” değerlendirmelerine de yer verdi.
Haberde hükümetin enflasyona yönelik ‘maliyetli’ uygulamalarından “TCMB, ekonomistlerin ve Türkiye’deki piyasa çevrelerinin ‘enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını artırma’ çağrılarını reddettikten sonra, lirayı istikrara kavuşturmak amacıyla aralık ayından bu yana milyarlarca dolar döviz sattı ve liranın dolar karşısındaki düşüşünün durdurulmasına yardımcı oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı ise perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin ayrıca 3 milyar dolarlık sukuk (islami tahvil) sattığını söyledi” sözleri ile bahsedildi.
UKRAYNA’DAKİ KRİZİN TÜRKİYE’YE YANSIMASI
WSJ yaptığı analizde, “Türkiye, dünya genelinde ekonomiler üzerinde baskı oluşturan küresel eğilimlerle sarsılıyor. Artan enerji fiyatları ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme tehdidi Türkiye ekonomisine yönelik endişeleri artırdı. Ukrayna’daki savaş, petrol ve gaz fiyatlarını daha da artıracak ve Türkiye’yi Rus ve Ukraynalı turistlerden ihtiyaç duyduğu gelirden mahrum bırakabilir” dedi.
“BU DÖNEMDE MERKEZ BANKALARI FAİZ ARTIRIYOR”
Haberde Erdoğan’ın kabul gören ve uygulanan ekonomi teorilerine karşı baskısına yönelik şu ifadeler kullanıldı.
“Dünyanın dört bir yanındaki merkez bankaları, enflasyonu kontrol etmek için son aylarda faiz oranlarını yükseltti , ancak Türkiye, Erdoğan’ın baskısı nedeniyle bu eğilime ayak diredi. Erdoğan, son yıllarda, vizyonuna karşı çıkan bir dizi merkez bankası yöneticisini ve üst düzey finans yetkililerini görevden aldı.”