İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, bir süredir geçimsizlik yaşayan çift anlaşmalı boşanmak için avukatları aracılığıyla Aile Mahkemesi …
İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, bir süredir geçimsizlik yaşayan çift anlaşmalı boşanmak için avukatları aracılığıyla Aile Mahkemesi’ne başvurdu.
Tarafların imzasının bulunduğu dilekçeye rağmen kocanın da ifadesine başvurmak istedi. Davacı erkeğin yurt dışında yaşadığını öğrenen hakim, ilginç bir yola başvurdu. WhatsApp üzerinden davacıyı görüntülü arayan hakim, görüşmeden sonra çiftin boşanmasına hükmetti. Çocukların velayetleri davalı anneye verilirken çocuklar ve davalı kadın yararına nafakaya hükmedildi. Hüküm her iki tarafın temyiz etmemesi üzerine kesinleşti. Ancak; karara itiraz adalet Bakanlığı Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü girdi. Bakanlık, hükmün kanun yararına bozulmasını talep etti. Bunun üzerine Aile Mahkemesi kararı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne taşındı.
KARAR AÇIKLANDI
Emsal nitelikte bir karara imza atan Daire, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı, bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesinin şart olduğunun düzenlendiğine dikkat çekti.
Kararda şöyle denildi:
“Somut olayda dosyanın incelenmesinden; tarafların dosyaya sunduğu anlaşmalı boşanma protokolünün taraflarca değil, taraf avukatlarınca imzalandığı ortadadır. Kararın verildiği duruşmada davacı erkeğin hazır bulunmadığı, davacı erkeğin Fransa’da bulunması sebebi ile oğlu Y.Ö.’ün cep telefonundan davacı erkeğin görüntülü olarak aranarak beyanının tutanağa geçirildiği ve bu şekilde tarafların boşanmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır. Kanun hükmü gereğince davacı ve davalı asıl tarafından imzalanmış anlaşma protokolü olmadan ve davacı erkek duruşmada hazır olup mahkeme hakimince bizzat dinlenilmeden Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363/1. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere bozulmasına oy birliği ile karar verildi.”