Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın geçtiğimiz gün, “Omicron varyantı, İstanbul’daki vaka sayılarının toplam vaka sayısının yarısını aşmasına neden …
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın geçtiğimiz gün, “Omicron varyantı, İstanbul’daki vaka sayılarının toplam vaka sayısının yarısını aşmasına neden oldu” açıklamasında bulunmuştu. Yeni varyant nedeniyle kentteki hastanelerde aşı ve PCR test kuyrukları oluştu.
Aşılanma yüzdesinin yüzde 76,4 olduğu İstanbul’da, Delta varyantına göre iki kat yayılma hızına sahip Omicron varyantı nedeniyle vatandaşlar PCR testi yaptırmak ve aşı olmak için hastanelere yöneldi.
İstanbul Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi, Beykoz Devlet Hastanesi, Beylikdüzü Devlet Hastanesi, Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde PCR testi ve aşı olmaya gelen vatandaşlar yoğunluğa neden oldu. Sarıyer Hamidiye Etfal Hastanesi ile İstinye Devlet Hastanesi’ne de Covid-19 testi olmaya gelenler uzun kuyruklar oluşturdu. Hastane önünde başlayan sıra yol boyunca devam etti. Sosyal mesafeye dikkat ederek sırada bekleyen vatandaşlar, test yaptırmaya devam ediyor.
BİLİM KURULU ÜYESİNDEN KRİTİK AÇIKLAMA
Omicron varyantındaki hızlı ilerlemeye ilişkin, değerlendirmede bulunan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Omicron’un bu şekilde artacağının tahmin edildiğini, beklenen bir artış olduğunu söyledi.
Delta varyantının tam anlamıyla kontrol altına alınamadığını, onun üzerine Omicron’un geldiğini aktaran Prof. Dr. Yavuz, “Bütün dünyada ve Avrupa’da görüldüğü şekliyle biz de Omicron’un etkisini görüyoruz. Omicron’un, Delta’ya göre iki kat daha bulaşıcı olduğu söyleniyor. Zaten Delta’nın bulaşıcılığı da çok artmıştı. Ciddi bir bulaşabilme kapasitesi var, kısa sürede çok sayıda kişiyi infekte edebiliyor” dedi.
“MRNA AŞISI OLMALARINI ÖNERİYORUZ”
Yavuz, eksik aşılılarda ve daha önce Covid-19 geçirmişlerde de Omicron’un hastalık yapabildiğini belirterek, “O nedenle ek aşı dozlarının önemi iyice artmış durumda. Ek aşı dozları, türüne göre değişiyor. Biontech açısından bakarsak, 3 doz Biontech olması gerekiyor insanların. İnaktive virüs aşıları, Omicron’da ne yazık ki biraz daha az etkili görünüyor. Onun için şu anda esas olarak mRNA aşılarıyla aşılama öneriyoruz. Daha önce KoronaVac ile aşılanmışlarsa, mutlaka mRNA aşısı olmalarını öneriyoruz Omicron için” diye konuştu.
Dünyadaki tecrübelere bakıldığında, Omicron’un aşılı ve Covid-19’u geçirmişlerde daha hafif seyrettiğinin görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Yavuz, “Geçirmemiş kişilerde ve aşısızlarda daha hafif seyredeceğine ilişkin kesin bir şey söylemek mümkün değil.. Onu, önümüzdeki süreçte göreceğiz. Bazı in vitro çalışmalarda sanki patojenisitesi biraz daha azalmış gibi görünüyor ama bu kesin bir veri sağlamıyor bize. ‘Aşısızlarda, geçirmemişlerde hastalığın seyrinde bir hafifleme var mı?’ sorusunun yanıtını önümüzdeki süreçte kesin olarak söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Yavuz, en kritik grubun aşısızlar, bağışıklığı baskılanmışlar ve yeterince antikor yanıtı oluşturamayan yaşlı ve ek dozları yapılmamış kişiler olduğunu sözlerine ekledi.
İSTANBUL’UN VAKA ARTIŞ HIZI SON 10 GÜNDE 5 KAT HIZLA GIDIYOR
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit de bu dalganın belirleyici nedeninin Omicron varyantı olduğunu belirtti.
Omicron varyantının tespit edildiği ülkelerde de benzer bir süreç yaşandığını ve çok kısa sürede vaka sayılarının katlandığını aktaran Yiyit, şöyle konuştu:
“Bizim ülkemizin biraz da dinamikleri farklı. İstanbul, özelliği itibarıyla birçok ülkeden büyük bir şehir nüfus olarak. Çok yoğun bir şehir. İstanbul’da vakaların büyük bir kısmının gözükmesi aslında biraz daha süreci belirleyen ya da farklılaştıran faktör. Çünkü İstanbul’daki vaka artış hızı, neredeyse dünyadaki birçok ülkeden daha büyük nüfusu olan bir şehir olması hasebiyle daha dikkat çekici. İstanbul’un vaka artış hızı son 10 günde 5 kat gibi büyük bir hızla gidiyor. Bu da ülke rakamına çok ciddi yansıyor. Diğer illerimizde de benzer bir süreç istemesek de yaşanacak. O yüzden büyük rakamlara yürüyebileceğimizi, şu resimden okuyabiliyoruz.”
Hafif geçirdiği için teste gitmeyen bir grup bulunduğu gerçeği de olduğunu vurgulayan Yiyit, şöyle devam etti:
“Şu an çok yüksek rakamlarla yürüyoruz. Bunun birinci sebebi Omicron varyantının çok hızlı bulaşıyor olması. İkinci sebebi de alt kırılımlarına bakarsanız vakalarda en büyük grup gençler. Şimdi bir de çocuk yaş grubu eklenmeye başladı. Daha çok hareketli, dinamik ve maske ile mesafe anlamında uyum sağlamada biraz zayıf kaldığımız grubu kastediyoruz. Şu an acil servislerimizde özellikle influenza (grip) çok yüksek başvuru sebebi haline geldi. Maskenin ve mesafenin biraz ihmal edildiği bu sene, geçen yıldan farklı bir yol yürüyüşümüz var. Geçen yıl Covid-19 dışında başka bir viral enfeksiyonla çok uğraşmıyorduk. Şu an influenza ve diğer virüs enfeksiyonları da hayatımızda. Bunun getirdiği çok yoğun bir dönem yaşıyoruz ve bir kafa karışıklığı var. Hastalarımızın bir kısmı ‘Nasıl olsa gribimdir.’ diye düşünüyor ama bu bizi yanlış bir yere götürür. Üst solunum yolu enfeksiyon bulgusu gösteren herkesin, Covid-19 hastasıymış gibi kendisini izole etmesi ve tedbirini almasında fayda var.”
“BİR GRUPTA AĞIR SEYREDECEĞİNİ BİLİYORUZ”
Prof. Dr. Nurettin Yiyit, bu yayılım hızının “çok yüksek rakamlara çıkılacağı” anlamına geldiğinin altını çizerek, “(Daha hafif seyrediyormuş. Akciğerlere inmiyormuş.) algısı bizi yanlış yere götürmesin. Ne kadar hafif seyretse de biz onun bir grupta ağır seyredeceğini biliyoruz” dedi.
Her dalganın dinamikleri oldğuğunu ama özellikle aşısız, kronik hastalığı olan, ileri yaş grubunun her zaman için büyük riskler barındırdığını dile getiren Yiyit, sözlerini şöyle tamamladı:
“Eğer bu varyant hafif seyredecek bile olsa, çok ciddi rakamlara çıkarsak, yüzdesel anlamda küçük olabilecek olan o kötü geçirecekler, totale vurduğunuz zaman büyük bir rakama denk gelebilir. Yani, 100-150 bin vakanın yüzde 1’i ile 30 bin vakanın yüzde 1’i her zaman aynı değildir. Yüksek bulaşıcılık istesek de istemesek de büyük oranda bir etkilenim anlamına gelebilir. Hep söyleniyor ya ‘Hafif geçiriliyormuş. Daha çok gençlerde oluyormuş.’ Bunlar sadece olasılık ve ihtimaller. Olasılık ve ihtimallere yürüyecek kadar riske giremeyiz. Biz garantiye yürüyeceğiz. O da ne? Maske ve mesafe kuralına uyumumuzla vaka artış hızını sınırlamak hepimizin görevi. Hatırlatma dozlarımızı da olarak, bunun hastaneye, ölüme ve yoğun bakıma yansımasını kontrol altına almak zorundayız. Çünkü kaybedilen bir canın telafisi yok. Aylarını yoğun bakımda geçirip, bu işi çok acı bir şekilde tamamlayan biri ya da onun yakınları için bu işin telafisi yok.”