Jessica Shuran Yu Çin’de doğup büyümüş olan ve eğitimini bu ülkede alan Sinagapurlu bir patenci… Uluslararası yarışmalarda Singapur’u temsil eden …
Jessica Shuran Yu Çin’de doğup büyümüş olan ve eğitimini bu ülkede alan Sinagapurlu bir patenci… Uluslararası yarışmalarda Singapur’u temsil eden 19 yaşındaki sporcu, Netflix’te izlediği ve ABD’deki jimnastikçilere yapılan cinsel tacizin anlatıldığı ‘Athlete A’ belgeselini izledikten sonra, Çin’in sporcu yetiştirme sistemi hakkında bilinmeyenleri anlattı.
Patene başladığı 11 yaşında sözlü aşağılamaların başladığını belirten Jessica Shuran Yu, antrenörlerin sporculara sürekli “Tembel”, “Beceriksiz”, “Aptal”, “Geri zekalı”, “Şişko” gibi kelimeler kullandığını belirtti. Bu aşağılamaların gittikçe şiddete dönüştüğünün de altını çizen Jessica Shuran Yu, psikolojisinin bozulduğunu söyledi. Yaşadıklarını korktuğu için kimseye anlatamadığını ifade eden Jessica Shuran Yu “Belgesel beni cesaretlendirdi. Konuşmaya karar verdim” dedi.
Her hata yaptığında antrenörleri tarafından dövüldüğünü belirten genç sporcu, cezanın da giderek sertleştiğini anlattı. Bir keresinde kilo aldığı için yeterince zıplayamadığını, bu nedenle paten ile dövüldüğünü, cildinin kanadığını ve vücudunda yara izi kaldığını ifade etti. Jessica Shuran Yu, bu sırada hareketine devam etmesinin beklendiğini ve ağlamasının da yasak olduğu belirtti.
“CEZA HERKESİN İÇİNDE VERİLİYORDU”
Antrenörlerinin sözlü ve fiziksel şiddetine herkesin içinde maruz kaldığını, bunun da çektiği acı kadar, psikolojisine de büyük zarar verdiğini de belirten Jessica Shuran Yu, Çin’in sporcu yetiştirme sisteminin çok kötü olduğundan bahsetti.
Çin’de sporcu yetiştirirken uygulanan aşağılamanın bir kültür olduğunun altını çizen Jessica Shuran Yu, sosyal medya hesabından şunları yazdı:
“Bunları anlatabileceğimi hiç düşünmemiştim. Beni hala dehşete düşürüyor. Bu nedenle bana cesaret veren cesur kadınlara teşekkür ederim.
Son birkaç haftada öğrendiklerimizi bize, tacizin birkaç federasyonda yaşanan bir sıkıntı olmadığını gösterdi. Bu tüm jimnastik kültüründe var olan bir problem… Ne yazık ki sona da ermedi.
Dokuz yaşımdayken bana Olimpiyat Oyunları’nda, ne pahasına olursa olsun, yarışmak isteyip istemediğim soruldu. Bunun için fedakarlık yapıp yapamayacağım soruldu. Ben de “Evet” yanıtını verdim. Ancak o zamanlar, neye “Evet” dediğimin farkında değildim.
Fiziksel şiddet başladığında 11 yaşındaydım. Antrenörüm bana paten korumaları ile vuruyordu. Bunlar patenlerin altındaki bıçakları koruyan malzemeler… Size bunlarla vurulurken kırbaç gibi ses çıkardı. Cildinize temas ettiğinde de kızartırdı. Ne zaman bir hata yapsam, küçük ya da büyük fark etmez, antrenörüm kızar ve bana ellerimi uzatmamı söylerdi. Bazen de hiç uyarmadan bacaklarıma ve kollarıma vururdu. Bunlar, antrenmanın ortasında ve herkesin salonda çalıştığı sırada gerçekleşirdi. Antrenmanda sonra ise beni kimsenin olmadığı bir yere götürür, bağırır ve saha sert vurmaya başlardı. Bir gün yaşadığım olay ise en kötüsüydü. Bana cildim yara olana kadar, hiç olmadığı kadar sert bir şekilde 10 kez üst üste vurdu.”
Kaynak: Skor