enflasyonemeklilikötvdövizcovid19kktc
DOLAR
34,5950
EURO
36,5291
ALTIN
2.931,28
BIST
9.268,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Çarşamba Yağmurlu
19°C
Perşembe Çok Bulutlu
16°C
Cuma Gök Gürültülü
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
11°C

Ukrayna krizi: Savaşa doğru

Ukrayna ve Rusya arasında devam eden krize ilişkin henüz somut bir çözüm bulunamadı. Söz konusu krize ilişkin bir yazı kaleme alan Emekli …

Ukrayna krizi: Savaşa doğru
15.02.2022 15:01
A+
A-

Ukrayna krizi: Savaşa doğru

Ukrayna ve Rusya arasında devam eden krize ilişkin henüz somut bir çözüm bulunamadı. Söz konusu krize ilişkin bir yazı kaleme alan Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, “Rusya’nın jeopolitik kaygılarını anlamak mümkün ancak giderek genleşmesinin doğurduğu sonuçlar yanında savaşın getireceği yıkımı, Ukrayna’dan sonra ülkemizin hissedeceği gerçeğini dikkate almak durumundayız” dedi.

Yavuz’un yazısı şu şekilde:

Mesele çok boyutlu. Krizin merkezinde coğrafi olarak Ukrayna var. Esasında savaş küresel güçler arasında cereyan ediyor. Büyük bir bilek güreşi sürüyor.

Krizin bir yanında Rusya diğer yanında ABD var. Rusya’nın isteği açık: “Ukrayna Batı kampına dahil olmasın!” ABD’nin, yanında saf tutan İngiltere’yle birlikte iki büyük beklentisi var: “Rusya’yı Ukrayna’da savaşa çekerek krize sürüklemek” ve “NATO ekseninde gücünü birleştirmek ve tahkim etmek”…

Sebebi belli: Artık ABD tek süper güç değil ve yeni gücüne göre strateji geliştiriyor. ABD’nin sıkıntısı Almanya ve Fransa’nın ikna olmamasıdır. Onlar için kendi ulusal çıkarlarını öncelikli. Başta Rusya’daki yatırımlar, ortak ticaret ve en önemlisi özellikle Almanya için enerji alanı…

Çin-Rusya devlet başkanlarının 4 Şubat 2022’de Pekin zirvesinde sergiledikleri görüntü Dünya’nın giderek iki kutuplu hale gelmekte olduğunun resmidir. Henüz tam olarak şekillenmiş değil zira Çin’in özellikle askeri alanda zamana ihtiyacı var. Çok geçmeden Çin’in süper güce dönüşmesi ihtimali dikkate alındığında bu ittifak devam eder mi yoksa Rusya kendi doğusunda yükselen devi baskılamak için başka arayışlara mı girer? Uzun ufuklu bakıldığında bu arayışın mümkün olduğu şimdiden ifade edilebilir.

TERCİH VE ZAMANLAMA

Ama biz güncel olana dönelim…

ABD ve Rusya’nın mücadele arenası olan Ukrayna toprakları krizden öte adeta bir drama tanıklık ediyor. Öncelikle kabul edilmelidir ki Ukrayna egemen bir ülkedir. Onun tercihlerine herkes saygı göstermelidir. Ama hayat sadece tercihlerde bulunmaktan ibaret değildir. Tercihler bir büyük stratejiyle hayata geçirilebilir. Bazı tercihlerin önünde tarih durur bütün ağırlığıyla… Coğrafya yer alır özgül ağırlığıyla ve “şunu yap, şunu yapma” der, yönetenlerine… Mevcut koşullar kendini dayatır: “Bugün yapma, yarın yap” diye bağırır! Hepsinden ötesi iç cephen dayatır kendi tercihini. Orası sağlam değilse yolda kalınır… Ukrayna’ya bakınca bunların izdüşümünü görmemek mümkün değil.

Tercih ve zamanlama hayati önemi haizdir.

Ukrayna’yı ve hepimizi ilgilendiren bir başka konu daha var: Demokrasi talebi…

Öncelikle belirtmeliyim ki, demokrasi kelimesi insanların bir kısmı tarafından bayraklaştırılırken diğer yarısı tarafından tu kaka edilmektedir. Aynı şey insan hakları kavramı için de geçerli… Bunun nereden kaynaklandığını anlıyoruz. Emperyalizm bu kavramları kullanarak nüfuz alanını genişletiyor. Mesela ABD Irak’a demokrasi götürmek yalanıyla müdahalesini meşrulaştırmaya çalışmıştı. Ancak mesele bundan ibaret değil. İnsanlığın samimi özgürlük taleplerini görmezden gelmek vb. taleplerin tamamını aynı kefeye koymak son derece yanlıştır. Bu yanlış ülkemizde de kendini cumhuriyetçi olarak niteleyen kesimin içinde de hayat buluyor. Atatürk’ü örnek aldığını ileri sürenler O’nun “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” demesini ve bütün yaşamını buna adamasını ve hayat bulması için cumhuriyeti kurduğunu unutmak eğilimindedir. Elbette fırsat eşitliğini gözetmeyen bir demokrasi talebi laftan ibarettir. Bu yüzden Ukrayna’da yükselen demokrasi talebi içinde tehlikeli bir ikilik barındırıyor: Bir yanıyla egemenliğin ayrılmaz bir parçası ve saygındır, dikkate alınması gerekir; diğer yanıyla Batı’nın elinde tehlikeli bir propaganda vasıtasıdır. Bu ikisi ayırt edilmeden sorun ne salt jeopolitik gereklilik ne de demokrasi söylemiyle açıklanamaz.

MÜDAHALENİN NİTELİĞİ

Sonuçta Rusya Çin’in desteğini de arkasına alarak Ukrayna’ya müdahale edebilir. Doğu Ukrayna’nın bir parçasını, muhtemelen Dinyeper Nehrine kadar olan kısmını, belki de sadece Donbass bölgesini işgal ve ilhak edebilir. Bu hareket tarzı, Rusya’nın Ukrayna’nın bir kısmını kendi topraklarına katmasını sağlar ama bu ülkenin geri kalanının Batı bloğunun bir parçası olmasını da kaçınılmaz kılar. Sonuç olarak NATO ile sınır olan bir Rusya ortaya çıkar. Dolayısıyla böyle bir müdahale Rusya’ya arzuladığı bir son durum yaratmaz. O halde mevcut durumu sürdürmek ve Ukrayna’yı NATO üyeliğine yol açacak süreçten alıkoymak Rusya için öncelikli olmalıdır. Herhalde bunu gördüğü ve savaşın doğuracağı diğer gelişmeleri de dikkate aldığı içindir ki şimdilik caydırma stratejisini kararlılıkla sürdürüyor. Öte yandan, savaş hali oluşursa Batı’nın dikkati bu bölgedeyken Çin de Tayvan’ı fırsat hedefi haline getirebilir.

ABD ve İngiltere, Rusya saldırırsa Ukrayna’yı savunma taahhüdünde bulunmuyor. Ekonomik yaptırımla yetineceğini ifade ediyor. Dahası savaşa girsin diye adeta Rusya’yı kışkırtıyor. NATO’dan bir askeri müdahale kararı çıkarmak da olanaksız gibi. Çünkü Ukrayna NATO ülkesi değil.

TÜRKİYE’NİN TUTUMU

En önemlisi de Türkiye’nin durumu ve tutumu. Zira Boğazlar’ı Montrö sayesinde elinde bulunduruyor. Ancak NATO üyeliği sorunu karmaşık kılıyor. ABD belki de bu durumdan kaynaklı nedenlerle Akdeniz’deki boru hattı projesinden çekildiğini açıkladı. Türkiye’nin çıkarı ise açık ve nettir. Her iki ülkeyle ilişkilerini aynı sıcaklıkla sürdürmek ve olası savaşın dışında kalmak. Dışa yansıyanın da bu olduğu söylenebilir ancak ilk mermi atıldıktan sonra da bu tutumu sürdürebilmek esastır.

Rusya’nın jeopolitik kaygılarını anlamak mümkün ancak giderek genleşmesinin doğurduğu sonuçlar yanında savaşın getireceği yıkımı, Ukrayna’dan sonra ülkemizin hissedeceği gerçeğini dikkate almak durumundayız. Olası savaştan uzak durmak temel tercihimiz olmalıdır. 2. Dünya Savaşı’nda takınılan tarafsızlık tavrının ne kadar önemli ve değerli olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz. Başta Cumhurbaşkanı İnönü olmak üzere zorluklara göğüs gererek barışçıl tutum sergileyen dönemin yöneticilerini rahmetle anmalıyız.

AHMET YAVUZ

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

escort izmit bursa escort şişli escort mecidiyeköy escort avcılar escort beylikdüzü escort şirinevler escort avrupa yakası escort istanbul escort beşiktaş escort ataşehir escort ligobet güvenilir mi antalya eskort antalya eskort bursa escort escort istanbul betvino giriş beylikdüzü escort mecidiyeköy escort sex hikaye milanobet giriş bakırköy escort istanbul escort roketbet yeni giris roketbet üyelik roketbet bonuslari roketbahis yeni giris