Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız cezaevindeki hukuksuz tutukluğuna sessiz kalan gazetecilerden dayanışma isteyerek, “Biz bu bedeli …
Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız cezaevindeki hukuksuz tutukluğuna sessiz kalan gazetecilerden dayanışma isteyerek, “Biz bu bedeli sadece kendi çocuklarımız için değil, onların çocukları için de ödüyoruz. Biraz cesur olsunlar. Ya bugün bu hukuksuzluklar karşısında konuşsunlar ya da ilelebet sussunlar. Bugün bizi burada tutanlar, yarın onlara da aynı hukuksuz muameleleri rahatlıkla yapabilirler” dedi.
Gazetecileri cezaevinde dinleyen Çakırözer, ise “Basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı için mücadele veren gazetecilerin tutuklandığı, haberlerinin sansürlendiği, sosyal medyanın baskı altına alınmak istendiği bir ülkede Basın Bayramı kutlanamaz. Artık bu utanç, demokrasi ayıbı bitmeli. Gazeteciler derhal özgür kalmalı ” çağrısında bulundu.
“HAKSIZ, HUKUKSUZ TUTUKLU GAZETECİLERE ÖZGÜRLÜK”
CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer 24 Temmuz Basın Bayramı’nın yıldönümünde Sincan Cezaevi’nde tutuklu gazetecileri ziyaret etti. Sincan Cezaevi’nde tutuklu Oda Tv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ve Rudaw Muhabiri Rawin Sterk ile görüşen Çakırözer, gazetecilerin 24 Temmuz mesajlarını kamuoyu ile paylaştı. Çakırözer, “Basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı için mücadele veren gazetecilerin haberlerinin sansürlendiği, tutuklandığı bir ülkede Basın Bayramı kutlanamaz. Artık bu hukuksuz tutukluluklar son bulmalı. 24 Temmuz Basın Bayramı’nda düşünceyi ifadesi ve yazıları nedeniyle tutuklu tüm gazetecilere özgürlük çağrısında bulunuyoruz” dedi.
“KEYFİ CEZAEVİNDE TUTUYORLAR”
41 gündür Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız, iddianamesinin bir an önce hazırlanmasını istediğini söyledi. Keyfi uygulamayla 41 gündür özgürlüğünden mahrum bırakıldığını söyleyen Yıldız, “Yazdığım 3 haber nedeniyle burada tutukluyum. Haberlerim kamuoyuna mal olmuş konular. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinin kamuoyuna anlattığı konular. Ama biz yazınca keyfi olarak cezaevinde tutuyorlar. Yaşadıklarımız eski FETÖ kumpaslarıyla neredeyse bire bir aynı. İsimsiz, imzasız bir ihbar mektubuyla dosya açılıyor. Dosyanın içinde hiçbir belge yok.. O yüzden telefonumdan bilgisayarımda olmayan belge yaratmaya çalışıyorlar” dedi.
“ÇOCUĞUMU NEDEN MAĞDUR EDİYORSUNUZ”
Kendisinin yanı sıra ailesine yönelikte bir hukuksuzluk olduğunu dile getiren Yıldız, “Hukuksuzluk sadece beni cezaevinde tutmakla bitmiyor. Oğlumuzun bilgisayarına da benimle birlikte el koymuşlardı. İncelemesi bitmiş ama hala vermiyorlar. Beni zaten mağdur ediyorsunuz bir de çocuğumu neden mağdur ediyorsunuz. Zaten kanuna aykırı hareket ettiler. İmaj alınmadan bilgisayarıma el konuldu. Açarken beni ya da avukatımı çağırmaları gerekiyordu. Çağırmadılar. Ondan sonra, ‘FETÖ uygulamaları devam ediyor’ derken ben utanıyorum, ama bu beylerin yüzü bile kızarmıyor” dedi.
“YA ŞİMDİ KONUŞUN, YA DA ÖMÜR BOYU SUSUN”
Müyesser Yıldız kendisini ziyaret eden Çakırözer aracılığıyla Sincan Cezaevi’nden 24 Temmuz mesajını da gönderdi. Yıldız, 24 Temmuz’un yıldönümünde gazetecilerin haksız, hukuksuz cezaevlerinde tutulmasına sessiz kalan meslektaşlarına seslenerek, “Ben 24 Temmuz’da kendi meslektaşlarıma seslenmek istiyorum. Başından beri yanımızda olan, bu hukuksuzluğa karşı çıkan bir avuç meslektaşlarımız oldu. Onlara teşekkür ediyorum. Ama sessiz kalanlar da oldu. Sessiz kalan meslektaşlarıma 24 Temmuz’da sadece şunu söylemek isterim. Ya bugün bu hukuksuzluklar karşısında konuşsunlar, ya da ilelebet sussunlar. Aynı Ergenekon, Balyoz davaların süreçlerinde olduğu gibi sessiz kalıp, sonradan ‘Biz zaten karşıydık’ diyorlar ya, şimdi de aynısını yapmaya kalkmasınlar. Ya şimdi konuşsunlar ya da ömür oyu sussunlar. Ama şunu da bilsinler ki biz bu bedeli sadece kendi çocuklarımız için değil, onların çocukları için de ödüyoruz. Biraz cesur olsunlar. Bugün bizi burada tutanlar, yarın onlara da aynı hukuksuz muameleleri rahatlıkla yapabilirler” mesajını verdi.
STERK: “HUKUK BİZLER İÇİN HİÇ İŞLEMİYOR”
Çakırözer, 5 aydır Sincan Cezaevi’nde tutuklu Rudaw Muhabiri Rawin Sterk’i de ziyaret etti. Sterk, “Edirne’de sınır bölgesinde Suriyeli göçmenlerin durumunu incelemek için çalışırken, 9 gazeteci gözaltına alındık. Bizden sonra onlarca gazeteci daha gözaltına alındı. Bir tek ben hala tutukluyum. 2008 de açılan bir soruşturma dosyası nedeniyle 2020 de tutukladılar. 12 yıl boyunca ifadeye dahi çağrılmadım. Ama fezlekemde 2008’deki iddialar değil, dış politika ile ilgili son aylarda yazdığı iki yazı attığım 6 tweet var. Ben İstanbul’da yaşıyorum. Dava İstanbul’da açıldı, ama beni 5 aydır Ankara’da tutuyorlar. Üzüldüğüm şey hukuk bizler için hiç işlemiyor” dedi. Strek, “Bizim tutukluluğumuzun hukukla, adaletle ilgilisi yok. Türkiye’de Anayasa’yı, uluslararası sözleşmeleri, basın ve ifade özgürlüğünü hiçe sayan, aykırı bu tutuklamalar hepimiz adına utanç vericidir. Ama gerçeğin önünü hiçbir yalan kapatamaz. Birileri halkın haber alma hakkını savunan bizler bedel ödemek zorunda bırakılıyoruz” mesajını verdi.