Lozan’ın imzalandığı şartları, getirilerini, anlamını ve Lozan’a ilişkin dezenformasyonu Cumhuriyet’e anlatan tarihçi Prof. Dr. Hakkı Uyar, Lozan …
Lozan’ın imzalandığı şartları, getirilerini, anlamını ve Lozan’a ilişkin dezenformasyonu Cumhuriyet’e anlatan tarihçi Prof. Dr. Hakkı Uyar, Lozan’ın, Osmanlı’nın yüzyıllar içerisindeki çökme ve gerileme sürecinden çıkışı olduğuna işaret etti. Türk tarihinin en büyük imparatorluğu olan Osmanlı İmparatorluğu’nun, tarım imparatorluğunun ötesine, sanayi ve ticaret toplumuna geçemediği için çöktüğünü vurgulayan Uyar, bunun sonucunda önce Mondros Ateşkes Antlaşması’nın, daha sonra da Sevr Anlaşması’nın imzalandığını kaydetti. Sevr’in, Osmanlı’yı, kurulduğu tarihteki küçük Osmanlı Beyliği topraklarına tıktığını söyleyen Uyar, “İstanbul elden gitmek üzere ya da gidecek. İstanbul hükümeti, İngilizlerle, İtilaf Devletleri’yle iyi geçinerek ayakta kalabileceklerini ve kurtulabileceklerini düşünüyor. Bu, ihanet çizgisine kadar kayıyor” dedi. Son Osmanlı padişahı Vahdettin’in “Bizim aileden deli de sarhoş da çıktı ama dinsiz çıkmadı” sözüne atıf yapan Uyar, “Ama haini çıktı şüphesiz” dedi.
‘TAM BAĞIMSIZLIK BELGESİ’
Lozan’ın, her şeyden önce Batı ile eşitliği sağladığını vurgulayan Uyar, “Yüzyıllar boyunca Batı’yla eşit olmayan, karşısında ezilen, aşağılanan, horlanan, yarı sömürgeleşmiş bir imparatorluktan Batı’yla eşit bir ulus devlet statüsü sağladı. Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu antlaşması. Siyasi bağımsızlığı sağladığı gibi ekonomik yani iktisadi bağımsızlığı da sağlayan, tam bağımsızlık belgesidir ve Türkiye’nin yüzyıldır barış içerisinde yaşamasını sağlayan anlaşmadır” ifadelerini kullandı. Lozan’ın, Osmanlı’nın Batı karşısında Viyana önlerinden Sakarya önlerine kadar geri çekilişinin son noktası olduğunu ve Türklerin “yeter” diyerek kendi vatanlarını kurtarmasını sembolize ettiğini kaydeden Uyar, Sevr’in yok sayılıp Lozan’ın küçümsenmeye çalışıldığına dikkat çekti. Uyar, “Sevr’i yok sayarsanız, Osmanlı’nın son dönemindeki Vahdettin ve Damat Ferit’lerin ihanetlerini ortadan kaldırmış oluyorsunuz. Sevr’in onaylanmadığı gibi bir masal uyduruldu. Oysa İstanbul Hükümeti, Saltanat Şûrası, Vahdettin anlaşmayı onaylamıştı. Parlamentonun onaylamaması bir şeyi değiştirmiyordu ki o parlamentoyu Vahdettin dağıtmıştı” dedi.
Lozan’ın, Cumhuriyet ile hesaplaşmanın aracı olarak kullanıldığına, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının aynı zamanda Lozan düşmanı olmasının tesadüf olmadığına işaret eden Uyar, “Lozan’a düşmanlık yapmak, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığıdır” diye konuştu.
‘YALANLAR SİLSİLESİ’
Lozan’a yönelik “yüzyıllık olduğu, gizli maddelerinin bulunduğu, madenlerin çıkarılamadığı” gibi yalanlara tepki gösteren Uyar, şunları kaydetti: “Lozan 100 yıllık bir antlaşma değil. Nerede yazıyor göstersinler. Lozan’ın gizli protokolleri yok. Lozan, iki devlet arasında imzalanmış bir anlaşma değil, pek çok devletin imzası var. Dolayısıyla gizlilik oluşturacak bir şey yok. Madenleri çıkaramama iddiası, en saçmalardan biri. 1930’larda Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nü oluşturduk. Bugün de hala bor çıkarılıyor. Lozan’ın 100 yılı dolmadı, Karadeniz’de doğalgaz bulup duruyoruz. Madem Lozan izin vermiyor, nasıl çıkaracağız? Ege adaları Lozan’da kaybedilmedi, Balkan ve Trablusgarp savaşlarının ardından İtalya’ya vermek zorunda kalındı.”