G-20 Zirvesi sonrası gözler Glasgow’daki iklim zirvesine çevrilirken Türkiye, zirveye ilk kez Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış bir ülke olarak …
G-20 Zirvesi sonrası gözler Glasgow’daki iklim zirvesine çevrilirken Türkiye, zirveye ilk kez Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış bir ülke olarak katılıyor. İklim fonlarından yararlanmak için daha önce Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ndeki “gelişmiş ülkeler” listesinden çıkma talebinde bulunan ve Paris İklim Anlaşması’nı da “gelişmekte olan ülke” olduğu vurgusuyla onaylayan Türkiye, Glasgow’daki iklim zirvesi öncesinde bu talebinden vazgeçti. BM İklim Zirvesi olarak da anılan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı, İskoçya’nın Glasgow kentinde dün resmen başladı. 12 Kasım’a kadar sürecek konferans kapsamında bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden’ın da aralarında bulunduğu isimlerin katılımıyla üst düzey toplantılar yapılacak.
Paris İklim Anlaşması’nı geçen ay “gelişmekte olan bir ülke olarak ve ekonomik kalkınma hakkına halel getirmemesi kaydıyla uygulayacağını” beyan ederek onaylayan Türkiye’nin Glasgow’daki zirvedeki gündemini, iklim değişikliği fonlarından daha fazla yararlanmak amacıyla BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin “gelişmiş ülkeler” kategorisini oluşturan Ek-1 listesinden çıkartılma talebinin oluşturması bekleniyordu ancak Türkiye, bu girişiminden son dakikada geri adım attı.
GEREKÇE AÇIKLANMADI
Türkiye, ilk olarak 28 Nisan’da, daha sonra da 10 Eylül’de Berlin Büyükelçiliği aracılığıyla Bonn merkezli BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreteryası’na yazılı bir nota iletmiş ve BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin “gelişmiş ülkeler” kategorisini oluşturan Ek-1 listesinden Türkiye’nin çıkarılması ve “gelişmekte olan ülkeler” kategorisinde yer almasını talep etmişti. Notada, Türkiye’nin konuyla ilgili pozisyonunu belirten belge de yer almış ve Türkiye’nin iklim fonlarından yararlanma imkânı bulunmayan “gelişmiş ülkeler” listesinde bulunmasının, mevcut ekonomik durumuyla tutarlı olmadığı belirtilmişti. Buna karşın 27 Ekim’de Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’nden BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreteryası’na “çok acil” koduyla iletilen yazıda Türkiye’nin, liste değişikliği talebinin geri çekildiği bildirildi ve bu talebin Glasgow’daki zirve gündeminden de çıkartılması istendi.
Türkiye, iklim fonlarından daha fazla faydalanabilmek için “gelişmiş ülkeler” kategorisini oluşturan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin Ek-1’den çıkmak için daha önceki zirvelerde de girişimde bulunmuş ancak bu talebi gündeme alınmamıştı.
3 MİLYAR DOLARLIK FON
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen hafta TBMM’de AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada “Bir süredir müzakereleri yürütülen, ülkemize Yeşil İklim Fonu’ndan 3 milyar 157 milyon dolar kaynak sağlanmasıyla ilgili mutabakat zaptının geçtiğimiz günlerde imzalandığı müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum” demişti. Bir ülkenin Yeşil İklim Fonu’ndan yararlanabilmesi için BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi uyarınca “gelişmekte olan ülke” kategorisinde bulunması gerektiğinden Türkiye’nin Yeşil İklim Fonu’ndan nasıl yararlanacağı ise merak konusu oldu.
Paris İklim Anlaşması’nın onaylanmasına ilişkin yasa teklifi üzerinde 5 Ekim’de Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, 2019’daki İklim Zirvesi’nde Almanya, Fransa ve Dünya Bankası Temsilcileri’nin Türkiye’ye Ek-1 listesinden çıkmadan bir fon sağlama teklifinde bulunduğunu belirterek şöyle konuşmuştu: “Dediler ki; ‘Türkiye’nin problemini biz bu sistemin dışında çözelim. Hem Dünya Bankası hem Alman Kalkınma Bankası hem de Fransız Kalkınma Bankası bir mutabakat zaptı üzerinde çalışalım ve Türkiye’ye en az 3 milyar dolar civarında bu iklim fonlarından, Dünya Bankası’nın özellikle bir fonla Türkiye’yi destekleyelim. Çünkü bu ilave fonlar Türkiye’nin iklim değişikliği ve emisyon azaltımı noktasında iyi işler yapacağını gösteriyor. O müzakerelere başladık 2018’de. Sonra araya pandemi girdi ve son noktada da aslında iyi bir noktaya geldik. Henüz daha imzalamadık ama onu da Hazine ve Maliye Bakanlığımız yapıyor.”