Tunus’un önde gelen yakın dönem tarihçilerinden Khaled Abid, United Worls International (UWIDATA) haber ve analiz plarformundan Onur Sinan Güzaltan‘a, konuştu.
Tunus’un ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan son derece dramatik bir süreçten geçtiğinin altını çizen Abid, “Tunuslular son 20 yılı, anarşi ve ulus devletin yıkıldığı, umutsuz bir dönem olarak değerlendiriyor. Tam olarak bu nedenlerden ötürü büyük çoğunluğu Cumhurbaşkanı Said’in aldığı kararları alkışlıyor. Alınan kararların Anayasa’ya uygun olup olmadığı ise başka bir tartışmanın konusu” dedi.
“NAHDA: TOPLUMSAL HUZURSUZLUĞUN NEDENİ”
“Tunus’ta darbe” söylemlerine de açıklama getiren Abid, “Darbe kavramını kullanmak istemiyorum. Tunusluların büyük bir çoğunluğu Nahda’yı toplumsal huzursuzluğun nedeni olarak görüyordu ve Cumhurbaşkanı, bu doğrultuda Nahda’ya karşı bir karar aldı” dedi.
Abid, Tunus’taki siyasi, ekonomik ve sosyal çöküşün gerçek sorumlusunun Nahda olup olmadığı yönündeki soruya ise şu cevabı verdi:
“Objektif bir biçimde değerlendirirsek, Nahda’da diğer siyasi kuvvetler kadar içinde bulunduğumuz durumdan sorumlu. Fakat şöyle bir fark var; 2011’den bu yana Nahda, her zaman iktidarın içinde oldu ve yolsuzluklar anlamında telafi edilmez hatalar yaptı. Dolayısıyla hesap onlara kesildi…”
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ’NİN DAHLİ
Abid, Birleşik Arap Emirlikleri’nin olaylardaki olası rolüne ilişkin olarak, “Bu iddialarla ilgili çok şey konuşuluyor… Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve diğer Körfez ülkelerinin rolü vesaire… Burada temel bir soru var; bu iddiaları gündeme getirenlerin elinde kanıt var mı? Olgularla hareket etmeliyiz… Eğer kanıt varsa ortaya konulmalı. Sadece iddialar üzerinden hareket edemeyiz” dedi.
Bu noktada, BAE’nin Tunus’taki gelişmelerle ilgili rolü konusunda, İngiltere merkezli Middle East Eye adlı sitenin kaynağı belirsiz bazı belgeler yayınladığını not etmekte yarar var.
“KARAR, ANAYASAL SINIRLAR İÇİNDE ALINDI”
Güzaltan’a konuşan bir başka isim olan Tunuslu gazeteci-yazar Bessam Hamdi ise söze Nahda tarafından yapılan siyasi hatalarla başladı. Nahda’nın, Müslüman Kardeşler’in Kuzey Afrika’daki önemli bir kolu olduğunun altını çizen Hamdi’ye göre, her ne kadar son kurultaylarında daha bağımsız bir tavır almaya çalışsalar da ideolojik yaklaşımları ve bölgesel siyasetleri Müslüman Kardeşler’in kontrolünde kaldı.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından alınan ve uluslararası kamuoyunda tartışma yaratan kararların “anayasal sınırlar içinde” alındığını öne süren Hamdi’ye göre, “Cumhurbaşkanı Said’in aldığı kararlar bu örgütle yaşadığı siyasi anlaşmazlığın billurlaşmış bir ifadesi…”
SENDİKALAR KARARIN ARKASINDA
Cumhurbaşkanı’nın kararları sonrası yaşanan bir önemli gelişme ise ülkenin en büyük işçi sendikası UGTT yetkilileri ve Cumhurbaşkanı arasında gerçekleşen görüşmeydi.
Hamdi, Güzaltan’a demecinde, bu görüşmeyle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“UGTT, Tunus siyasi hayatında önemli bir role sahip, bugüne değin pek çok krizi taraflarla görüşerek çözmeyi başardı. Kaynaklar UGTT’nin, Cumhurbaşkanı tarafından alınan kararları desteklediğini ifade ediyorlar. Sendika tarafından işçilere, yaşananların bir darbe olmadığı yönünde propaganda yapılıyor. Sendika liderleri farklı partilerle görüşerek ortaya bir yol haritası koymaya çalışıyor. Tunus’ta emekçiler, devletin ve ülkenin kaynaklarının siyasi partilere yakın iş adamları tarafından sömürüldüğünün farkındalar ve bu durum sınıfsal bir tepkiye neden oluyor.”
TUNUS DIŞ POLİTİKASI DEĞİŞECEK Mİ?
Hamdi, bu süreçten sonra Tunus’un dış politikasının hangi yönde ilerleyeceği konusunda ise şu değerlendirmeleri yaptı:
“Tunus Cumhurbaşkanı Ortadoğu ve Arap coğrafyasındaki sorunları değerlendirirken, bir cephenin içinde hareket etme yolunu seçmiyor. Libya meselesi de buna dahil. Tunus’u tarafsız ve bağımsız bir biçimde tutmaya çalışıyor.”
“İddia edildiği gibi ABD’nin veya başka bir ülkenin, Tunus’un içişlerine müdahale edecek kuvveti yok. Tunus ve ABD hükümetleri arasında terörle mücadele konusunda işbirliği ise sürüyor. Rusya ile olan ilişkilerimize gelince, karşılıklı saygı çerçevesinde devam eden ilişkilerimiz var.”
“Çin ise Tunus’a ekonomik anlamda destek veriyor. Özellikle sağlık alanında kapsamlı bir işbirliğimiz var. Önümüzdeki dönemde ise daha çok Çin yatırımı bekliyoruz.”
KAYBEDEN: MÜSLÜMAN KARDEŞLER
Güzaltan’a göre, “Sınıf bilincine ve laik geleneğe sahip Tunus halkının, geleceğine sahip çıkmak için her türlü çabayı göstereceği aşikâr. Sürecin kaybedeninin Nahda üzerinden Müslüman Kardeşler hareketi olduğu da bir başka su götürmez gerçek. Önümüzdeki süreç Tunus için hızlı akacağa benziyor…”
İzmit'de Erkeklerin Aradığı Kadınlar Son Dakika Genel olarak erkeklerin diğer deyişle, Hepimizin hayatı kendine göre…
Galatasaray'ın deplasmanda Barcelona'yla 0-0 berabere kaldığı maçta ilginç bir istatistik ortaya çıktı.Kalesini gole kapatan Galatasaray,…
UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda deplasmanda Barcelona ile karşılaşan Galatasaray, müsabakayı 0-0 berabere tamamlayarak…
Türkiye Varlık Fonu ile LYY Telekomünikasyon AŞ arasında Türk Telekom'un toplam sermayesinin yüzde 55’ini temsil…
UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olan…
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı CNN International canlı yayınında Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki arabuluculuk…
Gezinme deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz.