TBMM Depreme Karşı Alınabilecek Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi için Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla …
TBMM Depreme Karşı Alınabilecek Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi için Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, 128 saat süren 18 toplantı sonucu hazırladığı 522 sayfalık raporu TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a sundu.
Raporda; 1900’den 2020’ye kadar uzun bir değerlendirme yapıldı, riskler ve harcamalar planlandı ve önerilere yer verildi. Buna göre, 1900-2019 yılları arasında; yıllık ortalama 24 bin deprem oluştu, yıllık ortalama hasar ve can kaybına neden olan 242 adet deprem yaşandı, 86 bin 510 kişi yaşamını yitirdi, 604 bin yapı yıkıldı.
Raporda öne çıkan depreme yönelik durumlar, yürütülen çalışmalar, tespitler, sorunlar ve öneriler şöyle:
“BİR YILDA HAYATINI KAYBEDEN 212 KİŞİDEN 168’İ TÜRKİYE’DE”
*Dünyada 2020 yılında meydana gelen ölümlü depremlere ilişkin ABD’deki jeoloji araştırma merkezi verilerine göre; 3’ü Türkiye’de, 16 ölümlü deprem meydana geldi. Bu depremlerde 168’i Türkiye’de olmak üzere toplam 212 kişi hayatını kaybetti. Türkiye dışında olan 13 depremde toplam 44 can kaybı oldu.
*Ülke genelinde 10 milyon 36 bin 183 zorunlu deprem sigortası poliçesiyle sigortalılık oranı yüzde 57. En fazla sigortalılık oranı yüzde 68 ile Marmara, en düşük sigortalılık oranı yüzde 45 ile Karadeniz Bölgesi’nde. Deprem yaşayan illerde sigortalılık oranları ise İstanbul’da yüzde 67, Kocaeli’nde yüzde 71, Sakarya’da yüzde 87, Bolu’da yüzde 95, Yalova’da yüzde 90, Çanakkale’de yüzde 71, Van’da yüzde 60, Adıyaman’da yüzde 45, Denizli’de yüzde 50, Muğla’da yüzde 75, Manisa’da yüzde 50 ve Kütahya’da yüzde 39. Yaşanan son depremlerden sonra sigortalılık oranı İzmir’de yüzde 61’e, Malatya’da yüzde 51’e, Erzincan’da yüzde 68’e ve Elazığ’da yüzde 51’e yükseldi.
*Meydana gelen deprem sonrasında konutları yıkılan veya oturulamayacak derecede ağır hasar gören depremzedelere hazır konut kredisi kullanma imkânı çerçevesinde 2020 yılı için 190 bin TL belirlendi. Konut maliyetlerinin belirlenmesinde demografik faktörler ve şehirleşme, bölgedeki konut arzı, konut inşaat maliyetleri gibi birçok faktör etkili olmakla birlikte bu maliyetler bölgeden bölgeye farklılık gösteriyor. Bu nedenle hazır konut kredisi bedellerinde konutun bulunduğu il veya ilçedeki ortalama konut maliyetleri dikkate alınmadan standart bir bedelin belirlenmesi maliyetin yüksek olduğu yerlerde kredi ile öngörülen amaca hizmet etmeyi zorlaştırıyor.
“6 MİLYON 700 BİN RİSKLİ KONUT BULUNUYOR”
*2010-2020 yılları arasında deprem başta olmak üzere yaşanılan afetler sebebiyle zarar gören yapıların güçlendirilmesi veya yeniden yapılması, afet ve acil durum ihtiyaçlarının karşılanması ve zarar gören altyapıların iyileştirilmesi amacıyla genel bütçeden yaklaşık 12,3 milyar TL ödenek tahsis edildi. 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile AFAD’ın afet ve acil durum faaliyetlerini yürütebilmesi için 2 milyar 85 milyon 860 bin TL ödenek verildi.
*Dönüştürülmesi gereken 6 milyon 700 bin riskli konut bulunuyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 45 il için yaptığı projeksiyon çalışmasında belirlenen birim konut maliyetleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre; konut başına düşen finansal destek maliyeti yaklaşık 30 bin TL, konut başına düşen yapım maliyeti yaklaşık 296 bin TL ve konut başına düşen ortalama kamulaştırma maliyetinin 29 bin TL olacağı varsayımı ile konut başına maliyetin yaklaşık 355 bin TL olacağı tahmini yapıldı. Bu doğrultuda, 6,7 milyon bağımsız birimin dönüşümünün yapılabilmesi için yaklaşık 201 milyar TL finansal kamu desteği, 1,98 trilyon TL inşaat yapımı ve 194 milyar TL kamulaştırma bedeli olmak üzere toplam 2,3 trilyon TL civarında bir kaynağa ihtiyaç duyulacağı tahmin edildi. Kentsel dönüşüm çalışmalarında karşılaşılan en büyük problem ise kentsel dönüşüme yeterli finansmanın sağlanamaması. Kentsel dönüşüm çalışmalarında ihtiyaç duyulan 2,3 trilyon TL kaynağın kamu tarafından kısa sürede karşılanabilmesi mümkün görülmüyor.
MARMARA DENİZİ KIYI ALANLARINDA TSUNAMİ TEHLİKESİ
*Türkiye’de son 3 bin 500 yıl içinde 136 tsunami olayı yaşandı. Bunların çoğu özellikle Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz civarında etkili oldu. 1999 Marmara Depremi ile İzmit Körfezi’nde ortaya çıkan tsunami dalgası hareketleri, Marmara Denizi kıyı alanları üzerindeki potansiyel tsunami tehlikesini bir kez daha gözler önüne serdi. Marmara Denizi için gerçekleştirilen çeşitli modelleme çalışmaları ilk tsunami dalgasının deprem oluş zamanından sonra 10 dakika içinde, en yüksek tsunami dalgasının da yaklaşık 60-90 dakika arasında kıyılara varacağını gösteriyor. Yine aynı çalışmalar doğrultusunda özellikle Adalar başta olmak üzere Doğu Marmara’nın daha yüksek tsunamiye maruz kalacağını gösteriyor. Marmara Denizi’nin kuzeyinde deniz içi heyelanlarının tetikleyeceği olası tsunami tehlikesinin araştırılması ve kıyıların tsunami tehlike haritalarının hazırlanması; Marmara, Ege ve Akdeniz’de Tsunami Erken Uyarı Sisteminin kurulması ve bölge halkının tsunamiye karşı erken uyarılmasını sağlayacak duyuru ve bilgilendirme sistemlerinin oluşturulması gerekiyor”