Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin …
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının yerine getirilmemesine ilişkin bir konuşma yaptı.
“Eğer bu sözleşmeye taraf olmuşsak ve Mahkemenin de yetkisini kabul etmişsek, kararın gereğini yerine getireceğiz” diyen Tanrıkulu, ihlallerin durdurulması ve ihlallerin sonuçlarının giderilerek tekrarların önlenmesi gerektiğini vurguladı.
DOKUNULMAZLIKLAR VE KAVALA
Halen parlamentoda görevde olan ve dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekilleri ile AİHM’nin Osman Kavala‘yla ilgili kararından sonra Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi‘nin bugün karar verdiğini hatırlatan Tanrıkılu, şunları söyledi:
“Değerli Arkadaşlar, bakın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetkisini kabul etmişiz. Sözleşmeye taraf olmuşuz. Eğer bu sözleşmeye taraf olmuşsak ve Mahkemenin de yetkisini kabul etmişsek, kararın gereğini yerine getireceğiz. Nasıl yerine getirilir? Birinci olarak, ihlali durdurursunuz. İkinci olarak, ihlalin sonuçlarını giderirsiniz, üçüncü olarak ta tekrarını önlersiniz.
“İNANILMAZ HİLELER, İNANILMAZ!”
“Şimdi bütün bunları yapmadan, bakın ne ihlali durduruyorsunuz bu kararlar nedeniyle; ne sonuçlarını gideriyorsunuz ne de tekrarını önlüyorsunuz. E kimi kandıracaksınız? Kimi kandıracaksınız? Bakın, organize kötülük yapıyorsunuz Türkiye’ye, organize kötülük siyaseten ve Yargı bakımından. Siyaset talimat veriyor, Yargı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymuyor, o kararlara uymamak için de inanılmaz hileler yaratıyor, inanılmaz! Hepsi suç olabilecek hileler yaratıyor. Tümünün kayıtları var ve bunu siyasetin doğrudan ve dolaylı talimatıyla yapıyor. Yoksa, Sayın Erdoğan, “Hamlemizi yaparız” dedikten sonra, Sayın Demirtaş hapiste kalmazdı. Organize kötülük yapıyorsunuz bakın. Bu karar nedeniyle, dün verilen karar kesin karar, Büyük Daire’ye başka bir daireye gitmeyecek, kesin komite kararı. Şimdi o kararla ilgili olarak yanı başımızda 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Sincan’da devam eden dava var ve bu karar o tutuklamaların ve Yargısal işlemlerin yakalama, tutuklama gözaltı tümünü işlevsiz hale getirdi. E peki ne yapacaksınız?
“AİHM’DEKİ YARGIÇLAR, SİZİN ÇAĞLAYAN’DA MAHKEME MAHKEME DOLAŞTIRDIKLARINIZ DEĞİL”
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki Yargıçlar, sizin Çağlayan’da mahkeme mahkeme dolaştırdığınız Yargıçlar değil, değil! Her ülkenin birçok süzgeçten geçmiş saygın Yargıçlar. Bizzat duruşmaya ben katıldım. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir yurttaşı olarak, bu kurulun, TBMM’nin bir üyesi olarak, bir avukat olarak utandım. Bakın 20 yılda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye’yi savunacak bir avukat yetiştirememişsiniz, Alman bir avukata para vermişsiniz Demirtaş Davasında, Avrupalı Yargıçların sorduğu sorular konusunda, bu heyetin uyguladığı anayasaya aykırılık hususlar bakımından söyleyecek bir söz bulamadı arkadaşlar.
“ORGANİZE KÖTÜLÜĞE ORTAK OLUŞUNUZ UNUTULMAYACAK”
“Değerli arkadaşlar, bu dönem geçecek. Bakın, bu dönem geçecek. Ama geriye dönüp baktığımız zaman, sizin de oylarınızla ve sessizliğinizle bu organize kötülüğe ortak oluşunuz unutulmayacak. Bakın ha bir insanı silah zoruyla gitmişsiniz bir odada kapatmışsınız, ha da bu hukuka aykırı kararlarla, talimatla verilmiş kararlarla, adı Mahkeme olsa bile, cezaevinde tutmaya devam ediyorsunuz. İkisinin arasında bir fark yok. Her ikisi de hürriyeti tahdid suçudur. O nedenle sizler belki siyasi hesabını vereceksiniz, vicdani hesabını vereceksiniz ama inanın burada söylüyorum bundan sorumlu olanların hepsi adil bir biçimde, hukuken hesabını vereceklerdir. Hepinize saygılarımı sunuyorum.”