Moğolların gitaristi müzisyen Taner Öngür, 1992’de yayımladığı ilk solo albümü Alarm’ı modifiye ederek “Alarm 21” adıyla yeniden yayımladı. Taner …
Moğolların gitaristi müzisyen Taner Öngür, 1992’de yayımladığı ilk solo albümü Alarm’ı modifiye ederek “Alarm 21” adıyla yeniden yayımladı. Taner Öngür’ün 1976 -1992 yılları arasında yazdığı şarkıları 2021 filtresinden geçirdiği albüm tüm dijital platformlarda yayında.
Albümdeki şarkıların tamamının söz ve müziği Taner Öngür’e ait. Enstrümanların tamamı Taner Öngür tarafından çalındı. Kayıt, miks ve masteringi de Taner Öngür yaptı. Kapak tasarımı da kendisi yaptı ve albümü kendi girişimi olan @tanerong records etiketiyle yayımladı.
Öngür ile albüm üzerine sohbet ettik.
– Neden “Alarm” yeniden…
TÖ: Pandemi ve konser yasakları döneminde bol bol vaktim oldu, bu vakti değerlendirmek için, eskiden yaptığım albümleri, yeniden miks ve mastering yaparak dijital platformda yayımlamaya karar verdim ve çalışmalara başladım.
2005’te “Evde Tek Başına”, 2012’de “Sarı Kuru” isimleriyle yayımladığım albümleri “tanerong records” etiketiyle yeniden yayımladım. 1992’de kaset olarak yayımlanan ilk albümüm “Alarm” için durum biraz daha değişik oldu. O albümü yeniden mikslemek için başladığım süreçte bir de baktım ki tüm albümü yeniden çalmışım, şarkıları yeniden düzenlemişim. Dolayısıyla da ortaya hem yep- yeni hem eski bir albüm çıktı. Ben de “Alarm 21” ismini vererek yayımladım.
Alarm albümünün benim için özel bir anlamı da var. Kendi yazdığım ilk şarkılardan oluşuyor. Ayrıca yayımladığım ilk solo albümüm. Albümün ilginç bir de yayımlanma hikâyesi var.
‘ALMANYA’DA YAZDIĞIM ŞARKILAR…’
– Dinlemek isterim.
1991’de 10 senelik bir Almanya macerasından döndükten sonra, orada yaşarken yaptığım işi (tonmeisterlik) yapmaya karar vermiştim. Turgut Berkes ve Fuat Güner’in stüdyosu olan F.T. Stüdyosu’nda tonmeister olarak çalışmaya başlamıştım. Stüdyonun boş saatlerinde, Almanya’dayken yazdığım şarkıları kaydetmeye başladım. Bir albüm haline gelince, o sıralarda Raks firmasına prodüksiyonlar yapan eski ortaokul arkadaşım Alirıza Türker bu albümü yayımlamak istedi. O yıllarda CD çok yeni olduğu ve plak basımı da kalmadığı için kaset olarak basıldı. Zaman içinde de tükendi. 2009’da bu albümü merak edenler varsa dinlesin diye YouTube kanalımda yayınlamaya başladım. Fakat bir süre sonra YouTube tarafından bana telif hakkı ihlali uyarısı geldi. YouTube bu uyarıyı Esen Müzik adına yapıyordu. Esen Müzik ile hiçbir ilgim olmadığı için çok şaşırmıştım. Bütün şarkıların söz ve müziği ve icraları bana aitti. Kayıt, miks ve masteringini de kendim yapmıştım. Kendimi iftiraya uğramış gibi hissettim. Hemen arkadaşım Alirıza Türker’i aradım. O da bana “kusura bakma, ben elimdeki bütün repertuvarı Esen müzik’e devrettim, sana söylemeyi unutmuşum” dedi. Tabii bu durum beni biraz kızdırdı. Ama bildiğim bir şey vardı, eğer siz bir albümü, bir yapımcıya muvafakat verip yayımlamasına izin verirseniz, o yapımcı o albümdeki kayıtları yayımlama ve devretme hakkına sahip, fakat siz, size ait olan şarkıları yeniden düzenleyip kaydederseniz, bu kayıtlar hakkında o yapımcının hiçbir hakkı kalmıyor. Ben de bu yolu tercih ettim. Bu, müzik sektöründe çok yaşanan bir durum, albümü yayımlasın diye bir yapımcıya muvafakat verirseniz o yapımcı sizi artık tanımıyormuş gibi davranıyor. O albüm babasının malıymış gibi davranıyor. Yasal olarak sorunsuz bir hareket olabilir ama etik olarak hiç de öyle değil.
‘EN SEVDİĞİM DÖNEM 60’LAR’
– “Alarm” ile “Alarm 21” arasındaki fark nedir?
Şarkıların sözlerini ve ruhunu değiştirmemeye gayret ederek, gitar bas ve davul icralarını ve sound’larını, en sevdiğim dönem olan 60’ların ikinci yarısı – 70’lerin birinci yarısı arasındaki dönemin özelliklerinde yapmaya çalıştım. Aslında 1992’deki hedefim de buydu. Ama o yılların şartlarında bu pek gerçekleşememişti. Sanırım bu sefer daha yaklaştım. Yine 1992’deki gibi her şeyi kendim kaydettim. Fakat elbette yıllar içinde gelişen sound kalitesi bu albümde gerçekleşti diye düşünüyorum. Bir de düzenlemelerde o yıllarda çözemediğim bazı düzenleme problemlerini bu sefer daha rahatlıkla ele aldım.
– Albüm hazırlığında geçmişe de bir yolculuk yaptınız, Taner Öngür, de geçmiş ile bugün arasında nasıl değişimler olmuş?
Elbette yılların getirdiği bir olgunlaşma var, şarkıların sözlerindeki naiflik ve umut bugün pek yok gibi, ama bugün daha gerçekçi bakabildiğimi söyleyebilirim…