Asgari ücretli çalışanların yoğun olarak istihdam edildiği perakende, yeme-içme, tekstil ve hazırgiyim gibi sektörlerin temsilcileri, zaten …
Asgari ücretli çalışanların yoğun olarak istihdam edildiği perakende, yeme-içme, tekstil ve hazırgiyim gibi sektörlerin temsilcileri, zaten yüksek maliyet artışları ile mücadele eden firmaların asgari ücret artışını ürün fiyatlarına yansıtmak zorunda olduğunu; aksi takdirde firmalarda yaşanacak sermaye erimelerinin istihdam kayıplarına neden olabileceğine işaret ediyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı açıklama ile asgari ücret 2022 için yüzde 50 artışla 4,253 liraya yükseltildi. Asgari ücretten alınan gelir vergisi ve damga vergisinin kaldırılmasıyla işveren üzerindeki ilave maliyet ise 450 lira aşağı çekildi. Buna göre işverenin asgari ücretteki maliyet artışı yüzde 40 olacak.
Çalışanların refahının korunması için artışın “zaruri” olduğunu ve bunu desteklediklerini belirten Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, buna karşın ücret artışlarının “menüye yansımasının” kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Sektörde işçilik maliyetlerinin toplam maliyetler içinde yüzde 15-16 olan payının asgari ücret artışı ile yüzde 25’lere geleceğini belirten Bingöl, “Bunu cebimizden karşılama şansımız yok. Ne olacak? Enflasyon ortamında menüye yansıyacak. Menüye yansıyınca da ahaliye yansıyacak. Bu da bir sarmal olacak maalesef” dedi.
TÜİK verilerine göre TÜFE ilk 11 ayda yüzde 21.31 olurken, üretici fiyatlarındaki artış ise yüzde 54.62 olarak gerçekleşti.
Reuters’a değerlendirmede bulunan bir ekonomi yetkilisi, “Asgari ücretin enflasyona etkisi en az yüzde 3, en çok yüzde 10 olacak. Ortalama yüzde 5 diyebiliriz. Bunun diğer ücretlere de etkisi olacak” dedi ve ekledi:
“Enflasyon 2022’de yüzde 35-40 civarını görebilir. Ancak atılacak bazı adımlar da olacak. Kurdaki artışın hem mevcut, hem gecikmeli etkilerini göreceğiz. Enflasyon açısından sıkıntılı bir yıla giriliyor”
Firmaların hammadde, navlun ve enerji maliyetlerindeki artışların bir kısmını fiyatlara yansıtmayarak kendileri kompanse ettiğini, ancak bu nedenle karların çok ciddi eridiğini belirten Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, “Maliyet artışları belli oranda sineye çekilmişti. Ama şu an bıçak kemikte zaten. Bunu Şubat ayından sonra etiket fiyatlarında daha da göreceğiz” dedi.
Hazır giyim ve konfeksiyonda işçilik maliyetlerinin payının yüzde 35 seviyesinde olduğunu belirten Kaya, “Bu da mutlaka ürünlerimize yansıyacak anlamına geliyor. Hem asgari ücret, hem hammadde, hem navlun fiyatları ve genel giderlerin artmasından dolayı Şubat ayından sonra bir önceki yıla göre ortalama yüzde 50 fiyat artışları ile karşı karşıya kalacağız” diye konuştu.
Kaya, asgari ücret artışının, bunun hemen üzerindeki ücret skalalarını da etkileyeceği için işverenin maliyetini çok daha yukarı çekeceğini belirtti.
Kaya, “7 milyon çalışanı etkileyecek diyorlar ama bu en az 11-12 milyon çalışanı etkileyecek. Asgari ücretin üzerinde kademeli olarak artan ücretler var. Bu kesim de asgari ücretle arasındaki farkı korumak isteyeceği için işverenin üzerindeki yük artacak. Bunu nereden karşılayacak? Satış fiyatına yansıtırsa bunu karşılayacak” dedi.
ÖZSERMAYE SORUNU İSTİHDAMDA SIKINTI YARATABİLİR
TOBB Hazır Giyim Ve Konfeksiyon Sektör Meclis Başkanı Şeref Fayat da, firmaların istihdam kaynaklı maliyet artışını fiyatlara yansıtacağını, aksi takdirde ayakta kalamayacağını belirterek, “Yeni yılla birlikte yeni maliyetlerin enflasyona etkisinin de artarak devam edeceğini düşünüyorum” dedi.
Fayat, “Eldeki stokları fiyat artışı yapmadan satanlar olabilir ama sonrasında firmaların özsermaye yetersizliği sorunu çıkartır ki, o da daha kötü bir sonuç doğurur. Çalışanların azalması gibi” dedi ve ekledi:
“Sanayicinin kur volatilitesi ile önünü göremediği, yatırım kararı alamadığı bir süreci yaşıyoruz. Asgari ücretin yeni istihdam sağlamaya katkısı olumlu mu olacak, olumsuz mu olacak?.. Bu volatilite ve öngörüsüzlük devam ederse yeni istihdam olmayacağı gibi kötü yönetilen ya da işi azalan firmalarda, özellikle iç piyasaya mal yapanlarda istihdam kaybı yaşanabilir.”
Dolar/TL bugün yeni tarihi zirve olan 17.0705 seviyesine yükseldi. Eylül başından bu yana TL yaklaşık yüzde 49, sene başından beri yüzde 54’ün üzerinde değer yitirdi.
ÜRETİMDE AZALMA BEKLENTİSİ
Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel’e göre ise, kur etkisi de dahil edildiğinde maliyet artışlarının firmaların sermaye yapılarına olumsuz etkisi önümüzdeki dönemde üretim düşüşlerini de beraberinde getirebilir.
Öncel, “Fiyat artışları ile birlikte orta ve alt fiyat gruplarındaki alışveriş oranlarında düşüş tahmin ediyoruz. Bunun yanı sıra, önümüzdeki yıl üretimde de bir azalma olacağını tahmin ediyoruz” dedi ve ekledi:
“Çünkü bu maliyetlerle herkes çok daha az ürün yaptırma yoluna gidiyor. Sermaye yapısı etkilendi. 100 ürün yaptıracağınız bir sermayeniz varsa şimdi aynı sermaye ile 60-70 ürün yaptırabiliyorsunuz. Sermayeniz yetmiyor buna.”