Muğla’da 5 gündür kayıp olan 27 yaşındaki Pınar Gültekin’in cansız bedeni, Muğla Menteşe’teki ormanlık alanda, bir varilin içinde gömülü olarak …
Muğla’da 5 gündür kayıp olan 27 yaşındaki Pınar Gültekin’in cansız bedeni, Muğla Menteşe’teki ormanlık alanda, bir varilin içinde gömülü olarak bulundu. Genç kızın eski sevgilisi Cemil Metin Avcı, cinayeti işlediğini itiraf etti. Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Güllü, Pınar’ın katledilmesine ilişkin Muğla Barosu ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, süreci takip edeceklerini belirtti. Güllü, Münevver Karabulut’tan Emine Bulut’a, Ayşe Paşalı’ya kadar cinayetin faili hep eski sevgili, eski koca. Erkeklerin kadın beyanını kabul etmemeye yönelik bir tavrı var” dedi.
“TARTIŞMAYA AÇAN KATLE ORTAKTIR”
Kadın cinayetlerinin işlendiği bu ortamda İstanbul Sözleşmesi’nin öneminin ortaya çıktığına dikkat çeken Güllü, şunları kaydetti:
“Günlerdir bu ülkenin en tepe noktasından birinin ‘İstanbul Sözleşmesi’ni geldiği gibi kaldırırız’ söylemleri tartışılıyor. İstanbul Sözleşmesi’ni getirdiğin gibi götürebiliyordun ya, hadi Pınar’ı da geri getir bakalım Sayın Numan Kurtulmuş. İstanbul Sözleşmesi ve kadına şiddetin önlenmesi yasasıyla ilgili söylem geliştirenlerin hepsi bu ülkede kadınların katledilmesine ortaktır. Sözleşmeyi tartışmaya açan, sosyal mecralar aile yapısını bozuyor diyenlerin hepsi önce kendisine dönüp bakacak. Siz, toplumun yapısını bozmaya çalışıyorsunuz. Toplumun düzeni içinde sürdürülegelen kavramlarla oynuyorsunuz. İstanbul Sözleşmesi, şiddetsiz biz dünya yaratmaya endekslidir. Siz, o kavramlara şiddeti yerleştiriyorsunuz. Bugün öldürülen kadının katledilmesinde son günlerde konuşan, tartışmaya açan her bireyin, her kurumun payı vardır.”
“SÖZLEŞME KADININ GARANTİSİ”
Güllü, siyasetçilerin söylemlerinin erkeği cesaretlendirdiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Şiddeti uygulayan kişi, ‘nasılsa beni kimse bulmaz, en tepe noktadaki adamlar da bunu söylüyor’ diyor. Kadını birey olarak görmeyen zihniyetin kara propagandasını çok acı ödüyoruz. Bu sözleşmeler, yasalar kadının yaşam hakkında var olan söz hakkını garantiliyor. Birey olarak kalmasını sağlıyor, mücadele gücünü artırıyor. Kadın, devletini yanında hissediyor. Bugün Pınar’la yandık. Ondan önce Güleda’yla, Emine’yle yandık. Kadınların arkasından ‘ah vah’ ederek mi geçecek? Yasalar doğru düzgün uygulanabilmiş olsaydı, bunları tartışmıyor olacaktık. Bu yasaların uygulanmasını medeni iktidarlar yerine getirir ve süreç ilerler. Bizler ise, batıla, tarikatların, cemaatlerin, birilerinin akıl almaz saçmalıklarına paye veriyoruz. Kim şiddetle mücadeleye karşı çıkıyorsa, hanesinde şiddet uyguluyordur.