Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkan satır başları: Çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Herkes Türkiye nereye doğru …
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkan satır başları:
Çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Herkes Türkiye nereye doğru savruluyor diye bir endişe içerisinde. Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece hiç kimse endişeye kapılmasın. Temel ve tarihi bir görevimiz var. Kimse endişe etmesin. İyi yönetilmediğini biliyoruz, sorunlar olduğunu biliyoruz. Önümüzdeki kışın çok ağır geçeceğini de biliyoruz. Bunların hepsini farkındayız. Onlar çözemeyecekler, biz çözeceğiz.
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESAİ ÇİLESİ
Pandemi döneminde hepimiz ciddi sorunlar yaşadık. Sağlık çalışanlarımız günün 24 saatinde, 36 saatinde çalıştılar. Bazen uyumadan mücadele ettiler. Onlara millet borcumuzu alkışlarla ifade etmeye çalıştık ama aynı sorun artarak devam ediyor. 36 saat gözünü kırpmadan çalışmak ne demektir? 36 saat bit hastayı daha kurtarabilirim diye çalışmak ne demektir? 36 saatin sonunda evime gideyim diye yola çıkıyorsunuz ve trafik kazasında hayatınızı kaybediyorsunuz. Bir sağlık çalışanının 36 saat çalışması demek, kadro eksikliği var demektir. Dışarıda atama bekleyenler var demektir. Neden varolan kadroları boş tutuyorsunuz? Kimler boş tutuyor? Atama yapın. 740 bin sağlık çalışanı atama bekliyor. Personel eksikliği nedeniyle insanlar olağanüstü gayret sarfediyorlar. İnsanı robot olarak gören bir anlayış olabilir mi? Sağlık çalışanlarına sesleniyorum; sakın moralinizi bozmayın. Yurt dışına gideceğim diye bir telaşa kapılmayın. Size her türlü olanağı sağlayacağız. Söz veriyorum bütün sağlık çalışanlarını başımızın üstünde taşıyacağız.
SEDYESİZ TAŞINAN YARALI ASKER
Jandarma Uzman Çavuş Burak Tortumlu terörle mücadelede yararlandı. Helikoptere alındı, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim Araştırma Hastanesi’ne götürülüyor ama helikopterin ineceği yer yoktu. Ve arkadaşımız hayatını kaybediyor. Sorumlusu kim? Eskiden askeri hastaneler vardı. Örneğin GATA vardı. 400-500 yataklı askerli hastaneler vardı. Bu hastaneler neden kapatıldı? Dünyada hastanesi olmayan tek ordu Türk ordusu. İktidarımızda ilk bir hafta içinde askeri hastanelerin tamamı açılacak. Şanlı ordumuzun hastaneleri olacak. Çalışan askeri doktorları olacak. Bizim ordumuzun neyi eksik? Askeri hastaneleri açacağız diye söz verdiler açmadılar. İçeride FETÖ’cüler vardı dediler. E Saray’a bak. Baktığın zaman FETÖ’cü ordusu görürsün, o zaman sarayın sesi bile kalmazdı. İktidarımızda ilk bir hafta içinde askeri hastanelerin tamamı açılacak.
GAZİLERİN HUKUK MÜCADELESİ
Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği var. Yaralanıyorsunuz ama gazi sayılmıyorsunuz. Bu kardeşlerimiz örgütlendiler dernekler kurdular. Bize de geldiler söz verdim kanun teklifi hazırlayacağız diye. Diğer partilere de gidin dedik. Gittiler, gezdiler. MHP’ye gittiler söz verildi. 7 aydır MHP’nin verdiği kanun teklifi bekliyor. Neden bekliyor? Saraydan irade alınmadığı için bekliyor. Saray hala bizim yanımızda diye düşünüyorsunuz saray sizin yanınızda değil, beşli çetenin yanında.
15 Temmuz gazisi için ‘tırnağı kırılsa gazi sayacağız’ dedi. Vücudunda mermi var sen bunu nasıl gazi saymazsın? Gazilere söz veriyorum az kaldı geliyor gelmekte olan ve çözeceğiz. İnançla, kararlılıkla çözeceğiz. Bu işin siyaseti mi olur?
Parlamentoda milliyetçi geçinenler bunu bilmiyorlar, saraydan emir alacaklar. Ne zamandan beri milliyetçiler birilerinden talimat, emir alır?
TÜRKİYE GRİ LİSTEDE
Kendi bölgesinde ve dünyada saygınlığı ve itibarı olan Türkiye bunları yitirmeye başladı. OECD’nin kurduğu Mali Eylem Görev Gücü, Türkiye kurucu ülkelerinden birisi. Kara para ve terörü finanse eden ilanlarla mücadele edecekler. Türkiye’yi gri listeye aldılar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin itibarını bu hükümetin ayaklar altına almaya ne hakkı ne yetkisi vardır? ‘Terörle mücadele ediyoruz’ gibi bir sürü laf ediyor iktidar tarafı ama El Kaide, IŞİD olunca onların para hareketlerine ses çıkarmıyorlar. Sanıyorlar ki dünya görmüyor. Dünya tamamını görüyor.
ERDOĞAN’A ARABA YANITI
Sosyal devlet ne demektir? Sosyal hukuk devleti güçsüzleri, güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Sosyal devlet bu felsefeden yola çıkınca işsizine iş bulan, ekonomik kalkınmayı büyüten, adaletle vergi alan, ekonomik büyümeyi adaletle sağlayan devlet demektir.
‘Her evde araba var. Kapıcısında da araba var. İkinci ele araba yetişmiyor’ demiş. Ona mı göz diktin sen? Onun arabası var diye Türkiye’yi zengin sayıyor. Sen o kişinin araba, cep telefonu alırken ne kadar vergi ödediğini biliyor musun?
Dönüyorsun apartman görevlisinin arabasına göz dikiyorsun. Sen apartman görevlisinin kaç para aldığını, asgari ücretin ne kadar olduğunu biliyor musun? Devleti yönetemezler, yönetmiyorlar da zaten. Devleti soyulacak organ olarak görüyorsanız yönetemezsiniz zaten. Acaba o şahıs ‘yaşam kalitesi’ diye bir deyimin olduğunu biliyor mu acaba?
DİPLOMASİDE ‘İSTENMEYEN ADAM’ KRİZİ
Büyükelçiler olayı. Türkiye daha önce böyle bir rezaleti yaşamadı. Ekonomi allak bullak oldu. Dışişleri bürokratları devreye girdiler, gece gündüz çalıştılar. Olayı telafi etmeye çalıştılar. Dolar ne oldu? Fatura 83 milyonun sırtına yüklendi. Bu şunu gösteriyor. Bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Teslim ederseniz bu tür garip olaylarla karşılaşırsınız.
‘MEMLEKETİ BU HALE KİM GETİRDİ?’
Dolar her 10 kuruş arttığında vatandaşın sırtına yüklenen yük 24 milyar Türk Lirası. Bir zam yağmurunu hepimiz biliyoruz. Memleketi bu hale kim getirdi? Dış güçler diyorlarsa o zaman 20 yıldır Türkiye’yi dış güçler yönetiyor bizim mi haberimiz olmadı? Sen yönetemiyorsun ve Türkiye’yi felakete hazırlıyorsun. Kara kışla karşı karşıya herkes.
Elektriğe son bir yılda 3, doğalgaza 8, yerli kömüre yüzde 30, benzine 1 yılda 10, mazota 9 kez zam yapıldı. Bakın bunların içinde yiyecek, içecek yok hiç. Günlük hayatta kullanmak zorunda olduğu şeyler bunlar. TÜİK’in verilerine bakıyoruz. Domatese yüzde 70, yumurta yüzde 69, salatalık yüzde 64, patates yüzde 58 zam. Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde asgari ücret açlık sınırının altına düşmemişti. Kendilerine ‘Kara Kış Fonu’ çağrısı yaptık ama kulak asmadılar.
Dış politikanın milli olması gerektiğini defalarca açıkladım.
AYRINTILAR GELİYOR…